Bu karara göre borçlunun eşinin meskeniyet şikayeti hakkının ve dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin olduğu kabul edilmelidir. İcra dosyası incelendiğinde, davacıya 103 ve kıymet takdiri tebliğ edildiğine dair bir belge bulunmadığı, davacının bildirmiş olduğu tarih itibariyle açılan davanın süresinde olduğu anlaşıldığından, mahkemece davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurmak gerektiği anlaşılmıştır. KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353- (1)-a-6 maddesi uyarınca başvurunun esası incelenmeksizin Denizli 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçlunun meskeniyet şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, 22/10/2007 tarihinde haciz konulduğu, 02/03/2011 tarihinde şikayetçinin dosyada itirazının olduğu, şikayetin ise 10/08/2012 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, anılan kararın temyizi üzerine, Dairemizin 26/01/2016 tarih ve 2015/25775 E. - 2016/2063 K. sayılı ilamı ile; ''...Somut olayda ise, taşınmaz kaydı üzerine son olarak, alacaklı vekilinin 18.02.2013 tarihli talebi...
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....
Buna göre mahkemece borçlunun tüm delillerinin sorularak toplanması ve mahallinde keşif yapılıp fiili durumun tespit edilmesi ile borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında borçlunun İİK'nun 82/1-12. maddesinde düzenlenen meskeniyet ve İİK'nun 82/1-4. maddesi uyarınca kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu tarım arazisi iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetlerinin incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi, tarım arazilerine yönelik haczedilmezlik şikayeti konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde...
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle,meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, İİK md.82/1-12 gereği meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2., 2004 sayılı İİK md. 82/1-12 fıkraası 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
ın icra mahkemesine başvurusunda meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. Haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen icra mahkemesi kararlarının İİK. nun 363/1-4.maddesi uyarınca temyizi kabildir. Bu nedenle şikayetçinin karar düzeltme isteminin kabulü ile maddi hataya dayalı olan Dairemizin temyiz dilekçesinin reddine dair 06.10.2015 tarih ve 2015/19474 esas, 2015/23372 karar sayılı kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra, şikayetçinin icra mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı sadece borçluya aittir. Somut olayda, şikayetçinin icra takibinin borçlusu olmadığı görülmektedir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4,12. maddelerine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Yapılan yargılama sonucunda verilen kararın redde yönelik kısmına karşı davacı taraf istinaf yoluna başvurduğundan istinaf incelemesi kararın redde yönelik kısmına ilişkin yapılmıştır. İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2016/1967 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takip olduğu, takibin kesinleşmesi ile davacıya ait taşınmazlar üzerine 09/10/2017 tarihinde haciz uygulandığı, 103 davetiyesinin davacıya 30.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin yedi günlük yasal süre içinde yapıldığı anlaşılmıştır. İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayeti, haciz tarihi itibariyle mevcut ve oturmaya uygun bir evin bulunması halinde yapılabilir....
İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. ( Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2018/8628 esas 2019/10912 karar) Davaya konu takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olduğu, davacının bu takipte haciz sahfası bulunmadığından meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine kararı vermesi gerekirken şikayetin esasına girerek taşınmaz üzerinde konutun (muhdesatın) bulunmadığından reddine karar vermesi isabetsiz olmuştur. Neticeten davacının şikayetinin yerel mahkemece farklı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsiz ise de sonuçta şikayeti reddedildiğinden anılan hususa ilişkin karar sonucu itibariyle doğrudur....
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, borçlu ...’ın haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan sonra 21.12.2019 tarihinde öldüğü dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu mirasçının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı değildir. O halde, mahkemece şikayetçi borçlu ...’ın ölümü nedeniyle meskeniyet iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından istemin vefat eden borçlu yönünden reddi gerekirken, şikayetin esası incelenerek kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....