İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Meskeniyet şikayeti mesken sahibinin ailesi ile yaşamını sürdürebileceği konuta ilişkin olup her 2 davacının karı koca olması nedeni ile ancak bir mesken için şikayet de bulunabilecekleri anlaşıldığı gibi, davaya konu her 2 taşınmazın üzerinde banka lehine ipotek bulunduğu, bu ipoteğin konut, tüketici ve zirai krediden kaynaklanmadığı anlaşıldığından her iki davacının haczedilmezlik şikayetinin reddine " dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının ev açısından mesken masuniyetine sahip olduğunu mahkeme kararına itiraz ettiklerini söyleyerek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz haczini dava sırasında öğrenerek meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduklarını, covid-19 salgını nedeniyle takip dosyasını fiziki olarak inceleyemediklerini, takip dosyasında vekaletnameleri bulunmadığından uyap üzerinden de dosyayı inceleyemediklerini, müvekkiline 103 davet kağıdı gönderildiğini haczedilmezlik şikayetinin reddine ilişkin gerekçeli kararının tebliği ile birlikte öğrendiklerinden haczedilmezlik şikayeti ile birlikte usulsüz tebligat şikayetini yapamadıklarını, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde olduğunu, meskeniyet şikayeti yönünden 103 davet kağıdı tebliğ tarihinin düzeltilmesinin önemli olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesi içeriğini tekrar ederek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
yer alan haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir....
görülmüştür. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muratlı İcra Müdürlüğü’nün 2018/301 Esas Sayılı dosyasında kayıtlı bulunan takip dosyası üzerinden müvekkili hakkında başlatılan icra takibine ilişkin olarak, müvekkiline ait olan evin müvekkil ve ailesi tarafından kullanıldığını, anılan taşınmaz hakkında yapılan haczin, kıymet takdir raporu müvekkiline gönderilince öğrenildiğini, yasal süresi içinde meskeniyet sebebiyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduklarını, dava konusu meskenin ev vasfında olduğunu ve müvekkilinin üzerine kayıtlı başka bir evinin olmadığını, bu nedenle haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlu her ne kadar haczedilmezlik iddiasında bulunmuş ise de söz konusu mesken üzerinden Türk Ekonomi Bankası lehine 14/03/2011 tarihli 100.000,00 TL tutarında ipotek tesis edildiğini, ipoteğin zorunlu kurulan ipoteklerden olmadığını, bu sebeple borçlunun haczedilmezlik iddiasının dinlenemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte meskeniyet iddiasının kabulü halinde dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek meskeninin kıymetinin belirlenmesi ile birlikte haline münasip başka bir ev alması için gerekli miktarın tespit edilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece taşınmaz üzerinde 16/03/2018 haciz tarihi itibarıyla ticari kredi teminatı mevcut olduğu ve haciz tarihi sonrası da ipotek borcunun da mevcut olduğu, bu halde mevcut ipotek kapsamında haczedilmezlik şikayetinden önceden vazgeçildiğinin kabulü ile sair hususlar incelenmeksizin şikayetinin reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarlamakla birlikte, davacının meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için gerekli koşulların mevcut olmadığını, taşınmaz üzerindeki haciz ve ipotekler dikkate alındığında davacının meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceğini, davacının aracına haciz konulamayacağına ilişkin iddiasının reddi kararının doğru olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ve nakliye aracının mesleğini sürdürebilmesi için gerekli araç olduğundan bahisle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün 2019/27116 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında kambiyo takibi başlatıldığı, davacıya 103 davetiyesi tebliğ edilmediği anlaşılmıştır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar borçlu vekiline tebligat yapılmış ise de söz konusu 103 davetiyesinin tebliğ edildiği tarihte henüz keşif yapılarak taşınmazın haline münasip olup olmadığının tespit edilmediğini, bu nedenle davanın süre yönünden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, kararın kaldırılarak haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddasına dayalı haczedilmezlik şikayeti davası olup, iş bu davanın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması zorunludur. Bu husus taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen nazara alınması gerekir....
Sürenin dolması ile haciz kendiliğinden kalkacağından, haczin kaldırılması için mahkeme kararı gerekmez. Bir diğer ifade ile sürenin geçmesine rağmen haczin kaldırılmamış olması o haczin geçerliliğini sürdürdüğü sonucunu doğurmaz. Satış isteme süresi hak düşürücü nitelikte olup, hakim re’sen nazara almalıdır. Öte yandan borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....
Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerekir. (12 HD esas no: 2016/5376 karar no: 2016/24731) Somut olayda; şikayete konu taşınmazın 13/06/2016 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 08/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yedi günlük yasal süreden sonra 20/12/2019 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiada bulunmadığı görülmüştür. O halde mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygun olup, HMK'nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....