Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, borçlu olan davalı tarafından icra dosyasından konulan hacze ilişkin olarak, meskeniyet iddiası ile haczedilemezlik şikayetinde bulunulduğundan, söz konusu şikayet başvurusunun neticesi de davacının dava açma hakkını etkileyeceğinden, neticesinin beklenilerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu husus dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, 26.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekili, icra mahkemesindeki şikayetinde, ihalenin feshi talebinin yanı sıra meskeniyet iddiası nedeniyle taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talebinde bulunmuş, mahkemece, davanın reddine karar verilirken meskeniyet şikayeti yönünden ayrı, ihalenin feshi şikayeti yönünden de ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir....

      O halde mahkemece, alacaklının 22.02.2013 tarihli talebi ile konulan hacze ilişkin meskeniyet şikayeti hakkında; borçlunun 03.05.2013 tarihinde icra müdürlüğüne yaptığı müracaat ile bu haczi öğrendiğinin kabulü ile, 17.10.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı meskeniyet nedenine dayalı haczedilmezlik şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal (7) günlük süreden sonra yapıldığından reddi gerekirken, 25.01.2007 tarihli ilk hacze ilişkin değerlendirme yapılarak 24.07.2012 tarihinde haberdar olduğu gerekçesi ile istemin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem süreden reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

        İcra Hukuk Mahkemesi 2018/711 E 2019/44 K şikayet dosyasında cevap dilekçesi ile ilgili hacizden haberdar olunduğu anlaşılmış olup İİK'nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan, haline münasip evin haczedilmezliği şikayetinin, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabi olduğu, bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı, öğrenme tarihinin dava açılış tarihi olarak kabul edilmesi sonucunda meskeniyet şikayeti yönünden davanın süreden reddine karar verilmesi gerektiği, anılan dosyada davacı tarafın taşkın haciz iddiasında bulunduğundan davacının taşkın haciz şikayetinin kesin hüküm nedeniyle usulden reddinin gerektiği gerekçeleriyle; davacının meskeniyet iddiası yönünden süreden reddine, taşkın haciz iddiası yönünden kesin hüküm bulunması sebebiyle HMK 114/1- i ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir....

        Dava, İİK 82/12 maddesi kapsamında açılan haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetidir. Bu dava İİK 16/1 maddesi anlamında şikayet niteliğindedir ve ileri sürme süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür. Somut olayda davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi 31/07/2019 tarihidir. Davacının dava dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiası da bulunmadığına göre meskeniyet şikayeti için başvuru süresi 103 davetiyesinin tebliği ile başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 04/11/2019 tarihidir. O halde dava tarihi itibarı ile meskeniyet şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır. Nitekim mahkemece de aynı gerekçeler ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Yukarıdaki açıklama çerçevesinde istinaf istemine konu kararın yerinde olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Manisa 1....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/02/2022 NUMARASI : 2021/96 ESAS - 2022/86 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Meskeniyet İddiası) KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/3. kişi vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 18....

        Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 320 ada 30 parselde kain, 6. kat 11 nolu bağımsız bölüm üzerinde T.C. ... Bankası lehine 07/05/2012 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, adı geçen bankanın 20/02/2018 tarihli cevabi yazısında, ipoteğin bireysel konut kredisi için konulduğunun ve borcun sona ermediğinin bildirildiği görülmektedir. .../......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; 109 nolu parselde bulunan taşınmaza yönelik meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda meskeniyet iddiası kabul edilerek 109 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İİK’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez....

            Bu durumda, meskeniyet iddiası ileri sürülen konut (bina) borçluya ait olmayıp, borçlunun annesi 3. kişi ...'a ait olduğuna ve adı geçen de hayatta olduğuna göre, borçlunun bu taşınmaz ile ilgili meskeniyet şikayetinde bulunmasına yasal olarak imkan bulunmamaktadır. O halde, mahkemece; borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu hususlar gözardı edilerek istemin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibinin 2010 yılında başladığını, davacının bu tarihten beri takibi öğrenememesinin mümkün olmadığını, davacı taşınmazı üzerinde bir çok haciz bulunduğunu, borcunu ödemediğini, davacının tanık deliline dayanmasını kabul etmediklerini, taşınmaz için keşif yapılmasını talep ettiklerini, meskeniyet iddiasını kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ''Dava, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik davası olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Eskişehir 5. İcra Müdürlüğü 2010/162 Esas sayılı dosyasında haciz konulan gayrimenkulün davacının haline münasip evi olup olmadığı, haczedilip haczedilemeyeceği hususuna ilişkindir. Eskişehir 5....

              UYAP Entegrasyonu