Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin “direnme gerekçesinde” açıkça belirtildiği üzere Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/11/2020 NUMARASI : 2020/339 ESAS 2020/180 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; Aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2020/171173 Esas sayılı dosyasında başlatılan takip neticesinde adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, haczedilen taşınmazın aile konutu olduğunu, başka bir evinin bulunmadığını ve haczedilemeyeceğini, bu nedenle taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; Şikayetin süreden reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin “direnme gerekçesinde" açıkça belirtildiği üzere Türk Medeni Kanunu madde 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahî aile konutudur....
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; aile konutu üzerine ipotek tesisi için davacı eşin verdiği iddia olunan muvafakatnamedeki imzanın, davacı eşe ait olup olmadığı hususunda davalı bankanın araştırma yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, varılacak sonuca göre davalı bankanın TMK’nın 1023. maddesinde düzenlenen tapuya güven ilkesinden yararlanmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Aile konutu, Türk Medeni Kanunu düzenlemesi içinde değişik maddelerde (m. 240, 254, 279, 652) zikredilmiş, ancak konuyla ilgili temel düzenleme m. 194’de yer almıştır. Düzenlemeye göre; eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır....
ye olan yakınlığı nedeniyle muvazaadan haberdar olduğunun kabulünün doğru olduğu ancak dahili davalı ... yönünden muvazaayı bildiği anlaşılmadığından davalıların istinaf talebinin kabulüne karar verilerek, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. "Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz konuta şerh konulmasa dahi aile konutudur....
Aile Mahkemesinin 2011/122 Esas 2011/1121 Karar sayılı dosyasında aile konutu şerhi konulduğunu ve bu kararın 02/01/2012 tarihinde kesinleştiğini, taşınmaza 27/11/2017 tarihinde aile konutu şerhinden sonra haciz konulduğunu takibin kesinleşmesi üzerine satış talebinde bulunulduğunu, icra müdürlüğünce 07/11/2011 tarihinde konulan ihtiyati tedbir kararının satışa engel olup olmadığını sorulması üzerine mahkemece verilen 08/10/2018 tarihli cevabi yazıda aile konutu şerhinin cebri satışa engel olmadığının belirtildiğini, davacı müvekkiline aile konutu şerhine rağmen İ.İ.K. 103 maddesi uyarınca davetiye çıkartılmadığını, kıymet takdiri raporu ve satış ilanın da tebliğ edilmediğini, 24/01/2019 tarihinde taşınmazın ihale edildiğini, dava dışı davacının eşi tarafından Kayseri 2....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/03/2022 NUMARASI : 2021/382 ESAS 2022/140 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün 2020/71279 Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, iş bu takip üzerinden halen müvekkili adına kayıtlı bulunan Kayseri İli Kocasinan İlçesi Pervane Mah. 853 Ada 3881 Parsel Kat:1 6 No'lu Bağımsız Bölüm niteliğindeki konuta Kocasinan Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından haciz uygulandığını, 103 davet kağıdının müvekkiline 01/12/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, taşınmaz üzerinde uygulanan hacizden de bu tarihte (01/12/2020) haberdar olunduğunu, söz konusu taşınmazın aile konutu olup müvekkilinin başkaca bir evinin bulunmadığını...
Davalı vekili yerel mahkemeye vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı eş tarafından davaya konu taşınmaz üzerine 10/06/2020 tarihinde aile konutu şerhi konulduğunu, davacı yan haczedilemezlik şikayetinde bulunmuş ise de Malatya İcra Müdürlüğü 2019/1841 Esas sayılı dosyası ipoteğin paraya çevrilmesi takibi olup herhangi bir şekilde konu icra dosyasından haczi uygulanmadığını, bu nedenle icra dosyasından haczin uygulanmamış olması nedeni ile şikayetin reddi gerektiğini, buna ilişin Yargıtay içtihatlarının mevcut olduğunu, bu nedenlerden dolayı şikayetin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2022 NUMARASI : 2021/745 ESAS 2022/77 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin aile konutu olarak kullandığı evine haciz konulduğunu, haciz konulan taşınmazın 1/2 hissesinin kendisine ait olduğunu, müvekkilinin bu ev dışında başkaca malvarlığı ya da taşınmazının bulunmadığını, haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasını talep etmiştir....
Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan ... takip borçlusu diğer davacı ...'ın eşi olup, taşınmaz kaydında dava tarihinden, hatta 103 davetiyesi tebliğ tarihinden önce 09/11/2020 tarihinde konulan aile konutu şerhinin bulunmakta olduğu, yukarıda anılan yasa maddesi gereğince meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. O halde, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin şikayet hakkı yokluğunda reddine karar verilmesi gerekirken, taşınmaz üzerinde zorunlu olmayan ipoteğin olduğu ve halen borcun ödenmediği gerekçesi ile reddine hükmolunması ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....