"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.06.2010 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, eski hale getirme bedelinin tahsili isteminin kabulüne dair verilen 16.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı meraya el atmanın önlenmesi ve 1229,05TL eski hale getirme bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı, idari tahkikat sonucu men kararının infaz edildiğini meradan çekildiğini, 1229,05TL'yi ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.06.2010 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, eski hale getirme bedelinin tahsili isteminin kabulüne dair verilen 16.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı meraya elatmanın önlenmesi ve 235 TL eski hale getirme bedelinin tahsilini talep etmiştir. Davalı, idari tahkikat sonucu men kararının infaz edildiğini meradan çekildiğini, 235 TL'yi ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece, "Davanın kabulü ile 235 TL'nin yasal faizinin davalıdan tahsiline" karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat-Mahrum kalınan kira alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat ve mahkum kalınan kira alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira ilişkisinden kaynaklanan hor kullanma tazminatının ve mahrum kalınan kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacıya ait dükkanda meydana gelen 7.500,00 TL zarar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu dükkandan davacının mahrum kaldığı 2.310,00 TL kira bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
talebinin reddine, davacının portföy tazminatı ve mahrum kalınan kar alacağı talebinin kabulü ile 43.128,31TL portföy tazminatı ve 5.391,00TL mahrum kalınan kar alacağının davalıdan tahsiline, 43.128,31TL portföy tazminatının 3.000,00TL'sine 10.01.2011 tarihinden, 40.128,31TL'sine 29.06.2015 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, 5.391,00TL mahrum kalınan kar alacağının 3.000,00TL'sine 10.01.2011, 1.869,32TL'sine ıslah tarihi olan 13.11.2012, 521,68TL'sine 29.06.2015 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava; ecrimisil tahsili istemine ilişkindir. İlk dereceli mahkemede yapılan yargılama sırasında mahallinde keşif icra edildiği, bilirkişi raporlarının dosyaya alındığı, kolluk araştırması yapıldığı anlaşılmıştır. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08/03/1950 tarih 22/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki elektrik satım sözleşmesinin davacı şirket tarafından süresinden önce feshedilmesi nedeniyle davalı yanca düzenlenen zarar faturası kapsamında tahsil edilen bedelin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle tahsili istemine ilişkindir. Mahkememizce 07/05/2018 tarih 2016/687 esas 2018/391 karar sayılı ilamı ile "Her iki taraf da tacir olup imzaladıkları ve fiilen 4 yıl devam ettirdikleri ticari ilişkilerinde sözleşmenin sonlandırılması durumunda cezai bir müeyyideyi hüküm altına almamışlardır. Sözleşmenin feshi halinde cezai şart öngörülmemiş ve düzenlenmemiştir. Ceza-i şart olarak düzenlenen faturanın sonradan bu aslında mahrum kalınan kar faturasıdır şeklinde içeriğinin değiştirilmesi mümkün bulunmadığı gibi, sözleşmede mahrum kalınan karın talep edilebileceği yönünde bir düzenleme de bulunmamaktadır....
Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Davacı, dava konusu meraya davalının tarım yapmak suretiyle işgal ve tecavüzde bulunduğunu belirtmiş, iddiasına Tokat İl Tarım ve Orman Müdürlüğü 01/06/2018 tarihli Pazar Mera Teknik Ekibi Komisyonu tarafından hazırlanan mera alanının kim tarafından, ne şekilde kullanıldığına dair raporunu dayanak göstermiştir....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
Dosya kapsamından, uyuşmazlığın, davalıların kusur sorumluluğuna dayalı mahrum kalınan aylıkların tazminat olarak davalılardan müşterek ve müteselsil tahsiline ilişkin olduğu, davada davacının talebinin yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin olmadığı, davanın özü itibariyle haksız fiile ilişkin olup, 506 ve 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklandığını ortaya koyacak yasada başka bir hüküm de mevcut değildir. Aksine, davalıların kusur sorumluğundan kaynaklanan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun maddeleri olduğu ve konunun haksız fiile ilişkin Borçlar Kanunu hükümlerini ilgilendirdiğinden, eylemlerin haksız fiile ilişkin olup olmadığı konularında, hukuki ve kanuni değerlendirilmeyi yapacak olan Mahkemenin genel görevli asliye hukuk mahkemeleri olduğunun kabulü zorunludur....
, bilgisayar ve sair buna benzer materyale ilişkin talep olduğunu, bu hususun da acentelik sözleşmesi ile ilgisi olmayıp haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini mahiyetinde bulunduğunu, dolayısıyla acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak olmadığından mahkemenin bu yoldaki ret kararının da yerinde olmadığını, Mahkemenin mahrum kalınan kar yönünden bir meblağın ödenmesine karar verdiğini, oysa bu alacağın da acentelik sözleşmesinden kaynaklandığını, Mahkemenin davayı " Kısmi Dava " olarak nitelemesinin de yerinde olmadığını, ihtilaf konusu alacağın belirlenebilir olmadığını, ayrıca dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğunun belirtildiğini, Bilirkişi raporunda fesihten önce davacının 31.549,66 TL alacaklı olduğu ve mahrum kalınan karın da 4.266,39 TL olduğunun belirtildiğini, Hükmedilen vekalet ücretinin karar altına alınan meblağdan fazla olmasının da yerinde olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, eksik hususlar giderildikten sonra...