"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme, dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın ve müdafiinin yokluğunda verilen kararın temyiz edilmediğinden bahisle 29/04/2008 tarihinde kesinleştirildiği, sanığın cezaevinden gönderdiği 20/09/2012 tarihli dilekçe ile kararın kendisine gönderilmesini istediği, daha sonra 02/01/2018 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme ve temyiz talebinde bulunduğu, mahkemenin 30/01/2018 tarihli ek karar ile sanığın eski hale getirme talebinin reddine karar verildiği, sanığın 22/01/2018 tarihli dilekçesi ile yeniden eski hale getirme ve temyiz talebinde bulunması üzerine sanığın itirazının kabulü ile eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz talebi de bulunduğundan dosyanın temyiz incelemesi için gönderildiğinin anlaşılması karşısında; CMK'nın 42/1. maddesinde “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse eski...
Eski hale getirme talebi temyiz süresinin kaçırılmasına yönelik bulunduğundan bu talebi yerel mahkemenin inceleme yetkisi olmadığından mahkemenin 12.4.2012 tarihli eski hale getirme talebinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına, 2-Eski hale getirme talebine yönelik yapılan inceleme sonucunda; 6100 sayılı Kanunun 95. madde koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından eski hale getirme talebinin reddine, 3-Temyiz talebinin reddine ilişkin 16.03.2012 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesi tarafından, davacı şirketin 1/3 hisseyi satın aldığı tarihte taşınmaz üzerinde hafriyat artığının bulunduğu, davacının bu durumu bilerek taşınmazı satın aldığı, önceki malikin tazminat hakkını davacıya devrettiğine ilişkin bir delil sunulmadığı, bu durumda davacının bilirkişilerce tespit edilen eski hale getirme bedelinin ancak 2/3’si olan 552.640,00 TL’yi isteyebileceği gerekçesi ile bu miktar üzerinden eski hale getirme bedeline hükmedilmiş ise de, davacı tarafın dava tarihi itibariyle tam malik bulunduğu ve bu aşamadan sonra taşınmazın eski hale getirilmesinin tümüyle davacı şirket ile ilgili olduğu gözönünde bulundurulmak suretiyle, davacı lehine eski hale getirme bedelinin tamamına hükmedilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmamıştır....
İş dosyası ile tespit yaptırdıklarını ve eski hale getirme bedelinin hesaplandığını ileri sürerek; 266.363,93 TL eski hale getirme bedelinin ve HMK'nın 107. maddesi gereğince belirsiz miktarlı 10.000 TL kazanç kaybının taşınmazın tahliye tarihi olan 15/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 4,5 aylık kira alacağı 6.750 Euro karşılığı olan 41.310 TL'nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacının hor kullanma tazminatı (eski hale getirme bedeli) talebi ile eski hale getirme süresi içerisinde yoksun kaldığı karın tazminine ilişkin talebin reddine, 41.310 TL kira bedelinin tahliye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
Eski hale getirme, elde olmayan sebeplerle süresinde yapılamayan bir işlemi sonradan yapma imkânı verebilmek için getirilmiş bir müessesedir. Eski hale getirme talebinin kabul edilebilmesi için sürenin arzu ve ihtiyaç dışında elde olmayan bir sebeple kaçırılması (HUMK.nun 168 m. ve 6100 sayılı HMK. md. 95/1), süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca başka bir hukuki yoldan ulaşılamaması (md.95/2), eski hale getirme talebinin engelin kalkmasından itibaren 2 hafta içinde yapılması (md.96/1), en geç nihai karar verilinceye kadar eski hale getirme talebinde bulunulması (md.96/2) gerekir. Somut olaya bakıldığında; davanın açılmamış sayılmasına ilişkin hüküm, 15.02.2012 tarihinde davacı tarafa tebliğ edilmiş, hüküm, temyiz edilmeksizin 02.03.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Hükmün tebliği üzerine, davacı usulsüzlüğü 15.02.2012 tarihinde öğrenmiştir....
Şöyle ki; El atılan taşınmazların bedelleri ile eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı hesaplanarak eski hale getirme bedelinin, yer bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, aksi halde taşınmazların bedellerine hükmedilmesi ve tapularının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerekir. Bu durumda arazi niteliğindeki taşınmazlara net geliri esas alınarak değer tespit edilip el atılan bölümlerin yer bedeli ile el atmadan dolayı oluşan müdahalenin giderilmesi ve taşınmazın eski hale getirilmesi hususlarında bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak eski hale getirme bedeli, yer bedelinden fazla olması halinde el atılan yerlerin bedeline hükmedilip, davacı üzerindeki tapuların iptaline, yer bedelinin fazla olması halinde ise eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....
Eski hale getirme isteği hakkındaki karar verme yetkisi, 5271 sayılı CYY'nin 42/1. maddesi uyarınca Yargıtay'ın ilgili Dairesine ait olduğundan, (Alaşehir Birinci Asliye Ceza Mahkemesi)'nin 14.10.2011 günlü, 2011/25 Esas, 2011/205 sayılı eski hale getirme isteminin reddine ilişkin karar hukuki dayanaktan yoksun ve yok hükmünde bulunduğundan, "eski hale getirme isteğinin reddine" ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilerek yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen 01.06.2011 günlü hükmün, soruşturma evresinde ifadesi alınırken ve kovuşturma evresinde ise sorgusu yapılırken bildirdiği adrese yöntemine uygun biçimde tebliğ edildiği halde, yasal süresi içinde temyiz dilekçesi vermediği, eski hale getirme istemine ilişkin dilekçesinde ileri sürdüğü sürenin geçirilmesi ile ilgili nedenler de yasal ve yerinde görülmediğinden eski hale getirme isteminin reddine, Eski hale getirme istemindeki nedenler yerinde görülmediğinden temyiz isteminin reddine dair Alaşehir Birinci Asliye Ceza Mahkemesi'nin...
Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz. Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir. İlk derece ve istinaf yargılamalarında, en geç nihai karar verilinceye kadar eski hâle getirme talebinde bulunmak mümkündür. Ancak, nihai karar bir tarafın yokluğunda verilmişse, tahkikat aşamasında kaçırılan süreler için kararın verilmesinden sonra da eski hâle getirme talebinde bulunulabilir. HMK’nın 97. maddesinde eski hale getirme dilekçesinde talebin dayandığı sebepler ile bunların delil veya emarelerinin gösterileceği belirlenmiş, 98. maddesinde ise, temyiz yoluna başvuru hakkının düşmesi hâlinde ise eski hale getirmenin Yargıtaydan talep edileceği öngörülmüştür....
Şöyle ki; 1)El atmanın önlenmesi ve eski hale getirme birlikte talep edildiği gözetilerek; arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmek suretiyle yer bedeli belirlendikten sonra, taşınmazın eski hale getirme bedeli, yer bedelinden fazla ise yer bedeline hükmedilmesi ve taşınmazın el atılan bölümünün davalı idare adına tesciline karar verilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesine ve taşınmazın eski hale getirilmesine hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2)Dava dilekçesinde eski hale getirme ile birlikte zararın karşılığı da istendiği ve bu zararın ağaç bedellerine ilişkin olduğu davacıya açıklattırılmadan ecrimisil bedeline hükmedilmesi, Kabule göre de; 3)Taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilirken eski hale getirme bedeli kararda gösterilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Eski Hale Getirme Tazminatı Ve Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....