Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir....
Mera komisyonunun verdiği tahsis kararları valilik onayı ile yürürlüğe giren ve bundan sonra 13. madde hükmüne göre ilan ve ilgili kuruluşlara tebliğ edilir. Dolayısıyla ister kadastro çalışmaları sırasında, isterse kadastro çalışmalarından bağımsız olarak mera komisyonlarınca verilen TAHSİS KARARLARINDAN sonra 30 günlük ve 5 yıllık sürelerden söz edilebilir. Somut olayda, Mera Teknik Ekibinin sınırlandırma kararının ilan edilmesinden sonra henüz bir TAHSİS ilanının yapılmadığı anlaşıldığına göre, yasada öngörülen hak düşürücü sürelerin geçirildiğinden söz edilemez. Kaldı ki; iddianın ileri sürülüş biçimine göre de yönetimin davası mera olarak sınırlandırılan parsellerin orman savına dayalı tapuya tescile ilişkin olup, bu tür davalar bir süreye tabi olmaksızın yönetimce her zaman açılabilir....
Mera komisyonunun verdiği tahsis kararları valilik onayı ile yürürlüğe giren ve bundan sonra 13. madde hükmüne göre ilan ve ilgili kuruluşlara tebliğ edilir. Dolayısıyla ister kadastro çalışmaları sırasında, isterse kadastro çalışmalarından bağımsız olarak mera komisyonlarınca verilen TAHSİS KARARLARINDAN sonra 30 günlük ve 5 yıllık sürelerden söz edilebilir. Somut olayda, Mera Teknik Ekibinin sınırlandırma kararının ilan edilmesinden sonra henüz bir TAHSİS ilanının yapılmadığı anlaşıldığına göre, yasada öngörülen hak düşürücü sürelerin geçirildiğinden söz edilemez. Kaldı ki; iddianın ileri sürülüş biçimine göre de, yönetimin davası mera olarak sınırlandırılan parsellerin orman savına dayalı tapuya tescile ilişkin olup, bu tür davalar bir süreye tabi olmaksızın yönetimce her zaman açılabilir....
Mera komisyonunun verdiği tahsis kararları valilik onayı ile yürürlüğe giren ve bundan sonra 13. madde hükmüne göre ilan ve ilgili kuruluşlara tebliğ edilir. Dolayısıyla ister kadastro çalışmaları sırasında, isterse kadastro çalışmalarından bağımsız olarak mera komisyonlarınca verilen TAHSİS KARARLARINDAN sonra 30 günlük ve 5 yıllık sürelerden söz edilebilir. Somut olayda, Mera Teknik Ekibinin sınırlandırma kararının ilan edilmesinden sonra henüz bir TAHSİS ilanının yapılmadığı anlaşıldığına göre, yasada öngörülen hak düşürücü sürelerin geçirildiğinden söz edilemez. Kaldı ki; iddianın ileri sürülüş biçimine göre de yönetimin davası mera olarak sınırlandırılan parsellerin orman savına dayalı tapuya tescile ilişkin olup, bu tür davalar bir süreye tabi olmaksızın yönetimce her zaman açılabilir....
DAVA: İl Mera Komisyonunca alınan mera tespit kararına itirazen iptali istemine, Birleşen dava ise Mera Komisyonunca alınan mera tahsis kararının iptali ve kesinleşmiş orman tahdidinde kaldıkları ve fiili durumlarında orman olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
Dava, tapu iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılması istemine ilişkindir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Çayır ise taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yerdir....
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” hükmü getirilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 20.09.2019 tarih ve 2017/997 Esas 2019/1485 Karar sayılı kararında özetle; "dava konusu taşınmazların Hazine adına kayıtlı olduğu, tapu kaydında İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Mera Komisyonunca alınan mera şerhinin bulunmadığı, bu nedenle iş bu davanın mera şerhinin kaldırılması davası olarak görülemeyeceği, tapu kaydında taşınmazların niteliğinin mera olarak gösterildiği, açılan davanın tapuda cins (vasıf) değişikliği isteğine ilişkin olduğu bu nedenle tapu kütüğündeki kaydın değiştirilmesi ve kütük üzerindeki düzeltmelerin, bir başka ifade ile tapuda cins ve vasıf düzeltilmesi işlemlerinin tapu idaresince yapılacağı ve idari bir görev olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine idari yargının görevli olduğuna" dair karar verilmiştir....
Evvelce açılan davalarda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen ve kesinleşen kararlara konu olan bu nitelikteki taşınmazların tapuları da talep etmeleri halinde aynı esaslara göre önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına devredilir.” hükmü getirilmiştir. 9.3.1988 tarih ve 1987/2-860-232 sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında vurgulandığı üzere kural olarak herhangi bir yasa ve düzenleyici hüküm o yasanın yürürlüğe girdiği andan itibaren hukuksal sonuç meydana getireceğinden 5685 sayılı kanunla 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddede yaptığı değişikliklerin uygulanıp uygulanamayacağının inceleme ve araştırma konusu yapılması gerekir....