Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğunu, davacı ile yapılan kira sözleşmesinin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesine göre meralar kullanma hakkı bir veya birden çok köye veya belediyeye bırakılan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdendir. Meranın özel mülkiyete geçirilmesi, amacı dışında kullanılması, sınırlarının daraltılması olanaklı değildir. Harman yerleri, köy halkının tümünün yararlandığı harman yapılmak üzere ya yetkili merci tarafından tahsis edilen ya da kadim kullanma biçimi harman yeri olan köy orta malı taşınmazlardandır. Bu gibi yerlerin yararlanma hakkı ilgili köy ve belde halkına ait ise de kuru mülkiyeti devlete aittir. Yine belirtilmelidir ki, harman yerlerinin özellikleri mera, yaylak ve kışlakların özelliklerinden farklı değildir....

    Hukuk Dairesi'nin 2016/12865 esas ve 2019/4903 karar sayılı ilamında; Dava, mera vasıflı taşınmazın eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın 4/1 maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alınmış olduğundan, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazine'nin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek gerekir....

    Mahkemece, davanın kabulü ile, 1910 ve 1911 sayılı mera vasfındaki taşınmazlara elatmasının önlenmesine, taşınmazın üzerinde yapılı olan yapıların ve dikili ağaçların kal’ine, toplam 6.289,81TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4)....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, Mera Komisyon kararının iptali ile zilyetliğin tespiti ve tapu kütüğüne yazılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle de mülkiyeti devlete ait olan yerlere ilişkin davayı Hazine açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma hakkı olan köy tüzel kişilikleri ve belediyelerin de dava açma hakları vardır. 2. 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 5 inci maddesine göre Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği saptanan yerler mera kaynakları içerisine alınabilir. 3. Değerlendirme 1. Dava konusu taşınmazlar 1957 tarihinde kadastro tespitinde tarla vasfı ile Hazine adına tescil edilmiştir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30.06.2020 NUMARASI : 2019/114 Esas - 2020/245 Karar DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Yaylaya Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Ve Eski Hale Getirme Bedelinin Tahsili) KARAR : Dikili 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.06.2020 tarih ve 2019/114 Esas, 2020/245 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi....

        Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m. 3,4) Somut olayda; ... Köyünde ... mera teknik ekibi tarafından yapılan inceleme ve tespitler sonucunda düzenlenen 22.05.2013 tarihli idari rapora göre davalı ...’un 522 ve 374 no’lu mera parsellerinde belirtilen kısımları tarla, bahçe, silo ve yemlik yapmak suretiyle kullandığı tespit edilerek rapora yazılmıştır. Bundan sonra mera teknik ekibi tarafından 29.08.2014 tarihinde tekrar ... Mahallesine gidilerek ilgili mera parsellerinde işgallerin devam edip etmediği konusunda yapılan araştırma sonucu davalı ... Turgut’un 374 ve 522 no'lu mera parsellerindeki işgalinin devam ettiği belirtilmek suretiyle 29.08.2014 tarihli idari rapor düzenlenmiştir. Bu rapor 19.09.2014 tarihi itibariyle mal müdürlüğüne gönderilmiş, eldeki davada davacı ... vekili tarafından 24.09.2014 tarihinde açılmıştır....

          Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu m.3-4) 31.5.1965 tarihli ve 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı...”öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

            Davalı idarece, temyize konu İdare Mahkemesi kararının iptale ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir. 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4. maddesinin 4. fıkrasının dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan halinde "Amaç dışı kullanılmak suretiyle vasıfları bozulan mera, yaylak ve kışlakları tekrar eski konumuna getirmek amacı ile yapılan masraflar sebebiyet verenlerden tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun'un 19. maddesinin 3. fıkrasında, "Muhtarlar ve belediye başkanları, mera, yaylak ve kışlaklara tecavüz olduğu takdirde durumu derhal Bakanlık il veya ilçe müdürlüğüne, il ve ilçe müdürlükleri de valilik veya kaymakamlığa bildirmekle yükümlüdürler....

              Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

                Dava mera iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş yada kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu m.3,4) Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği yada taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin yada Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise yada kadim kullanma hakkına dayanılabilir....

                  UYAP Entegrasyonu