Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır. Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır....

    Bir yere hukuken mera vasfını verebilmek için bu iki unsurdan birinin bulunması gerekir (Cin, H.:Türk Hukukunda Mera Yaylak ve Kışlaklar, 2. Bası, Ankara 1980, s. 37 vd.). Mera olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri mera olarak kullanılagelen yerler alınıp satılamaz, üzerine bina yapılamaz, ağaç dikilerek koru, bağ ve bahçe tesis edilemez. Meraların sınırlarının daraltılıp genişletilmesi ve zamanaşımı ile özel mülkiyete geçirilmesi mümkün değildir. Meraların vasfı değiştirilemez ve ziraat arazisi hâline getirilemez. Tahsisli veya kadim mera olgusunun belirlenmesi usul ve şekil yönünden birbirinden farklıdır. Zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu hâlde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar....

    Mahkemece; dava konusu yerin hali arazi olmadığı, köyün merası olduğu ve burada köylülerin hayvanlarını otlattıkları gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz ve sınırları daraltılamaz. 4342 sayılı Mera Kanunu’nun “Mera, Yaylak ve Kışlakların Hukuki Durumu” kenar başlıklı 4. maddesinde; mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olduğu, bu yerlerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu açıklanmıştır....

      Bu yerler, devletin hüküm ve tasarrufu altında olup özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında da kullanılamaz. Mera Kanununun 5.maddesine göre; mera kaynakları arasına, devletin hüküm ve tasarrufunda veya hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler de alınabilir. Mera Kanununun 21.maddesi uyarınca da mera, yaylak ve kışlak alanlarının tapu sicil müdürlüğünde tutulan özel sicillere kaydı gerekir. 4342 Sayılı Mera Kanununa ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, yörede mera komisyonu tarafından tespit, tahdit ve tahsis işlemlerine başlandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece mera komisyonunun yaptığı bu çalışmalara ilişkin belgeler ilgili yerlerden getirtilmemiş, keşif yapılarak dava konusu taşınmazla ilişiği de belirlenmemiştir....

        Yasanın uygulamaya ilişkin 4 ve devamı maddeleri uyarınca da bu iş ve işlemleri yapacak olan komisyonlar ve bu komisyonlara bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. 4342 sayılı kanunun 6. maddesi uyarınca mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca yapılır ve bu amaçla da anılan maddede sözü edilen kurum ve kuruluşlardan sağlanacak nitelik ve sayıdaki kişilerden Valilik onayı ile Mera Komisyonları kurulur. Mera Komisyonlarının tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenledir ki mera komisyonu kararına karşı açılacak davalarda husumet komisyona değil, Mera Komisyonunun yararına iş ve işlem yaptığı köy veya Belediye Tüzel Kişilerine düşer. Mahkemece, yukarıdaki saptama bir yana bırakılarak Mera Komisyon Başkanlığı hasım gösterilmek suretiyle davanın esasının incelenmesi doğru olmadığından, karar bozulmalıdır....

          Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş yada kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altına olan mera, yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilmez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (Mera Kanunu m.3-4) Burada öncelikle belirtmek gerekir ki, çekişme konusu 1423 parsel sayılı taşınmazın mera olduğu konusunda taraf köyler arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi, yerinde yapılan keşifler sonucunda düzenlenen ziraatçıbilirkişi raporlarında da mera olduğu belirtilmiştir....

            Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: "Mahkemece, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tesbitine dayanak alınan belgeler getirtilmeli; davacının delilleri toplanmalı; taşınmazın bulunduğu yörede kayıtlı mera ve yaylak bulunup bulunmadığı ilçe tarım müdürlüğü, il tarım müdürlüğü ve il özel idaresinden sorulmalı, varsa kroki ve haritaları getirtilmeli, kayıtlı mera bulunmaması halinde taşınmazın öncesinin kadim mera olup olmadığının tesbiti için komşu köylerde ikâmet edip, taşınmazı bilenler arasından yerel bilirkişi saptanmalı, yine aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ile birlikte bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kayıtlı mera ve yaylak olması halinde haritaları uygulanarak mera veya yaylak kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli; kayıtlı mera bulunmaması halinde ise komşu köylerde ikamet eden kişiler arasından seçilen yerel bilirkişi ile tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu saptanmalı; komşu parsellere...

              Mahkemece 17.04.2009 tarih 432 sayılı mera tahsis kararının kesinleşip kesinleşmediği de araştırılarak bu tahsis kararı ile ilgili hüküm tesisi gerekirken dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede tespit ve tahdit çalışmalarına ilişkin 05.10.2007 tarihli kararın iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-Davalı ... Köyişleri Bakanlığı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 4342 Sayılı Kanunun 6. Maddesi hükmü uyarınca, mera, yaylak ve kışlakları tespit, tahdit ve tahsis işlemleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Bu amaçla da, yasanın öngördüğü özellikleri taşıyan 8 kişiden oluşan bir komisyon kurulur. Az önce söylendiği üzere, bu komisyonun görevi mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsis işlemlerini yapmaktır. Dolayısıyla, mera uyuşmazlıklarında husumet, yararına tahsis işlemi yapılan köy veya köyler ile Belediyelere düşer....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30.06.2020 NUMARASI : 2019/114 Esas - 2020/245 Karar DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Yaylaya Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Ve Eski Hale Getirme Bedelinin Tahsili) KARAR : Dikili 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.06.2020 tarih ve 2019/114 Esas, 2020/245 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi....

                Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan  taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” hükmü getirilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu