"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.01.1967 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı köy vekili; 1423 parsel sayılı taşınmazın köylerine ait kadim mera olduğunu, ancak tapulama komisyonunca davalı köy adına mera niteliği ile tespit edildiğini belirterek, tapusunun iptali ile davacı köy adına tescilini istemiştir....
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....
yapılan kadastro tespitinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların kadim mera olduğunu, ayrıca davalının dava konusu taşınmazlar üzerinde zilyedliğinin, kullanımının bulunmadığını, davalı lehine TMK'nın 713. maddesinde belirtilen zilyetlikle kazanıma ilişkin şartlar gerçekleşmemesine rağmen hukuka aykırı olarak davalı adına tescil işleminin yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile mera vasfıyla sınırlandırılmasına ve mera özel siciline yazılmasına karar verilmesini talep edilmiştir....
Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı Hazine, 116 ada 326 parsel sayılı taşınmazın mera olduğu halde kadastro çalışmaları sırasında senetsizden ve takas yoluyla 14.12.2006 tarihinde arsa cinsi ile davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, 116 ada 339 parsel sayılı taşınmazın da aynı tarihte kadastro çalışmaları sırasında ... adına revizyon gören tapu kaydına göre su deposu ve arsa cinsi ile tespit ve tescil edildiği ancak toprak tevzi komisyonunda 2020 sayılı parsel olarak sınırlandırılan mera alanında kaldığı ayrıca komşu 116 ada 240 ve 241 sayılı parsellerin kadastro mahkemesinin 2006/6, 2008/51 sayılı Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin temyiz incelemesinden geçip kesinleşen ilamı ile mera olarak sınırlandırıldığı beyan edilerek dava konusu 326 ve 339 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile mera olarak sınırlandırılmaları istenmiştir....
DELİLLER : Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Zile Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02/03/2023 tarih, 2022/244 esas 2023/90 karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; mera, yaylak ve kışlağa ilişkin davalar (mera tespit komisyonu kararının iptali) istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; Yine; HMK'nun 357. Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz."...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.01.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma istemiyle açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, “Davacının davasının kabulüne; Sandıklı mh. 542 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hazine adına tesciline, Mersin Mut Güzelköy halkının yaylak olarak yararlanması için intifa hakkının tesisine ve bu durumun tapunun beyanlar hanesine şerhine. Taşınmazın özel yaylak siciline tesciline” şeklinde karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10/09/2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22/12/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı ... vekili, 2008 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edilen 125 ada 38 parsel sayılı taşınmazın kadim mera olduğunu belirterek tapu iptali ve mera olarak sınırlandırılmasını istemiştır. Davalı, dava konusu taşınmazın atalarından kaldığını ve 150 yıldır kullandıklarını,1309 tarih 5, 23, 1 No'lu tapu kaydını bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur....
Dava mera iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş yada kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu m.3,4) Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği yada taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin yada Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise yada kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.06.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali taşınmazın mera olarak sınırlandırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili, 568 parsel numaralı 1.766.875,00 metrekare mera vasıflı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir. Bir kısım davalılar,taşınmazın murislerinden kaldığını, kadim tarla olduğunu, kadastro tesbiti sırasında kullanılmadığı için vasfının mera olarak yazıldığını davanın reddini savunmuşlardır....