ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/06/2021 NUMARASI : 2020/121 ESAS - 2021/90 KARAR DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Kışlağa Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Ve Eski Hale Getirme Bedelinin Tahsili) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı T3 Tic. A.Ş. ye ait çimento fabrikasının, müvekkili T1 yakınlarında faaliyetine devam ettiğini ve üretimi için gerekli ham madde ihtiyacını müvekkil köyün de içerisinde bulunduğu civar köylere ait mera ve köy orta malı niteliğindeki araziden temin ettiğini, tescil harici bırakılarak Bozkale Köyüne mera olarak tahsis edilen köy merasının bir kısmında 4342 sayılı Mera Kanununun 14....
Ayrıca taşınmaza toprak yığılmak suretiyle elatıldıgı gözetilerek, taşınmazın eski hale getirme bedeli de belirlenip, eski hale getirme bedeli yer bedelinden az ise eski hale getirme bedeline, aksi halde yer bedeline hükmedilmesi gerektiğinden, bu bedeller belirlenip, zemin veya eski hale getirme bedeli ile ağaçların bedelinin toplamı üzerinden görevli olunup olunmadığına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile taşınmaza arazi olarak değer biçen rapora itibar edilerek Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine ve peşin alınan temyize başvurma harcının Hazine'ye irad kaydedilmesine, 04.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.11.2005 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men'i istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 1045 ve 1046 numaralı mera parseline elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ot bedelinin tahsili istemleriyle açılmıştır. Mahkemece istem hüküm altına alınmış, kararı davalı temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil, Eski Hale Getirme Ve Eski Hale Getirme Bedelinin Tahsili Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne, eski hale getirme bedelinin tahsili talebinin ise reddine karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Mahalli bilirkişi ücreti istemiyorum dedi." şeklindeki beyanı ve fen ve ziraat bilirkişi raporları bir arada değerlendirilerek" gerekçeleri ile; 1- Davanın kısmen kabulü ile, a-Davacının elatmanın önlenmesi talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, b-Davacının eski hale getirme talebinin kabulü ile; 1.286,15 TL eski hale getirme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Osman Gider'den alınarak davacı tarafa verilmesine, c-Davacı tarafın kal talebinin reddine, dair karar verilmiştir....
Şöyle ki; Taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde müdahalenin önlenmesi talebi yanında eski hale getirme talebi varsa öncelikle dava konusu taşınmazın el atılan bölümünün bedeli 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 11/1-f maddesi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla tespiti ile dava konusu taşınmazın davalı idarece el atılan bölümünün bedeli ile eski hale getirme masraflarının karşılaştırmasının yapılarak, eski hale getirme masraflarının yer bedelinden fazla olması halinde, el konulan kısmın zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile yol olarak terkinine, yer bedelinin fazla olması halinde ise el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne ve eski hale getirme bedeli ile el atıldığı zaman taşınmaz üzerinde ürün var ise bu ürünün bedeline hükmedilmesi gerekir....
Her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde eski hale getirme bedeli istemiş ise de, davacının asıl talebinin dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, elatılmak sureti ile toprak yapısı bozulmuş olan taşınmazın eski hale getirilmesi olduğu gözönüne alındığında Mahkemece elatmanın önlenmesi ile birlikte eski hâle getirilmesi kararı ile yetinilmesi gerekirken dava konusu taşınmaz bedelini aşan ve infaz aşamasında belli olacak eski hâle getirme bedelinin hüküm altına alınması doğru görülmediğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, eski hale getirme bedeli davasının kısmen kabulüne, ecrimisil talebi yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Davalı idarece el atılan dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilirken eski hale getirme bedeli kararda gösterilmiştir....
Bu nedenle davalı şirketler hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2) Taşınmaza kamulaştırmasız el atılması nedeniyle taşınmazın eski hale getirilmesi talep edilmiş olup , usulüne uygun oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılıp arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak, kamulaştırmasız el konulan bölümünün bedeli ile taşınmazın eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı tespit ettirilerek, eski hale getirme masraflarının, yer bedelinden fazla olması halinde taşınmazın yer bedeline hükmedilip, bu kısımdaki tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline; yer bedelinin fazla olması halinde ise, eski hale getirme bedeline ve el atıldığı zaman taşınmaz üzerinde ürün var ise bu ürünün bedeline de hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 3) Dava konusu 102 ada 73 parsel nolu taşınmazda davacı paydaş olduğu halde, tam pay sahibi gibi kabul edilmek suretiyle bedele hükmedilmesi...
Ne varki, eski hale getirme bedeli infaz aşamasında gözetilecek bir husus olup, üstelik davacının öncelikli isteğinin eski hale getirme olduğu da göz önüne alınarak mahkemece el atmanın önlenmesi ile birlikte eski hale getirilmesi yönünde karar verilmesi gerekirken infaz aşamasında belli olacak eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınmış olması doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....