Somut olayda; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca il mera komisyonu tarafından mera tespit ve tahdit çalışmaları yapılmıştır. Dava, mera komisyonu tespit ve tahdit kararının iptali istemiyle 30 günlük askı ilânı süresi içinde açılmışsa da, mera komisyon kararının askı ilânından önce çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyde genel arazi kadastrosu yapılıp çekişmeli taşınmaz hakkındaki kadastro tespit tutanağı kesinleşmiştir. İl Mera Komisyonunca yapılan bu işlemlere karşı yapılan itirazların inceleme ve sonuca bağlanması 4342 sayılı Mera Kanunun 13. maddesi gereğince genel mahkemelerin görevi içindedir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi zorunludur. Hal böyle olunca; mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır...'' gereğine değinilmiştir....
Daha sonra yörede Balıkesir İli Mera Komisyon Başkanlığınca mera tesbit ve tahditleri yapılmış; çekişmeli yer mera olarak tahsis edilmiş, Orman Yönetiminin bu yerin orman sayılan yerlerden olduğu yolunda komisyona yapmış olduğu itiraz, özel sicilinde mera olarak kayıtlı bulunan yerin 4342 Sayılı Mera Yasasının 14. maddesine göre tahsis amacı değişikliği yapılmadan ya da mahkeme kararı ile meralık vasfı kaldırılmadan orman olarak sınırlandırılamayacağı gerekçesi ile reddedilmiştir. Komisyon kararının 10.12.2003 tarihinde tebliği üzerine Orman Yönetimince 07.01.2004 tarihinde 30 günlük yasal süre içinde komisyon kararının iptali ve taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescili istemi ile temyize konu dava açılmıştır....
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu Ortanca Köyünde 4342 sayılı Mera Kanunu hükümleri uyarınca kurulan İl Mera Komisyonu 16.4.2001 tarihinde çalışmalara başlamış, davaya konu taşınmaz bölümü krokisinde M1 ile gösterilen ve aynı Kanunun 5/a maddesine göre mera dahilinde tespit edilmiş, 3.6.2004 ila 4.7.2004 tarihleri arasında ilan edilen tespit çalışmalarına itirazda bulunulmamış, 24.2.2006 tarih ve 359 sayılı Mera Komisyon kararı ile köy tüzel kişiliğine tahsis edilerek, tahsis kararı da 15.5.2006 ila 15.6.2006 tarihleri arasında ilanla itirazsız kesinleşmiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 626 numaralı parselin (B) harfi ile belirtilen 567782 m²'lik kısmına ilişkin mera komisyonu tarafından yapılan mera tespit ve tahdit çalışmaları ile tahsis kararının ve taşınmazların mera olan sicil kayıtlarının iptaline, taşınmazın bu kısmının orman vasfıyla adına tapuya kayıt ve tesciline, 626 numaralı parselin (A) ve (C) harfleri ile belirtilen kısımlarına ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4342 sayılı Kanuna göre yapılan mera tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır....
Bu sebeple; hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin ikinci satırında yer alan “mera tesbit kararının iptali ile” kelimeleri kaldırılarak, 1 numaralı bendin dördüncü satırında yer alan, “alanın” kelimesinden sonra “orman” kelimesinden önce “mera tahsis kararının iptali ile” kelimeleri yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.M.U.K.'nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/04/2014 günü oy birliğiyle karar verildi....
Yargılama devam ederken Mera Tespit Komisyonu aynı yeri yayla olarak tespit ederek Akçatekir Belediyesine tahsis kararı almıştır. 4342 sayılı Mera Kanununun 6. maddesine göre; mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı çalışan teknik ekiplerdir. Mera komisyonunun kararına konu yerlerin mera yaylak ve kışlak olması gerekir. Bu durumda, mera komisyon kararına konu edilen taşınmazın öncelikle mera, yaylak ve kışlak olduğu konusunda çekişme olmamalıdır. Eldeki asıl davada taşınmazın vasfı yani özel mülkiyete konu yerlerden mi yoksa yayla mı olduğu çekişme konusudur. Birleşen davada ise, asıl sorun komisyon kararının iptali olup, bunun çözümlenmesi için ön sorun olan taşınmazın vasfı sorununun çözümlenmesi gerekir. Ön sorun çözümlenmeden asıl sorunun çözümü mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.06.2009 gününde verilen dilekçe ile mera komisyonu kararının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mera komisyon kararının iptali isteğine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
Ancak, mahkemece, taşınmazın 1968 yılında yapılan kadastro sırasında mera olarak sınırlandırılarak özel sicile kaydedildiği ve 2009 yılında mera komisyonu tarafından mera olarak tahsis edildiği halde kararda mera komisyon karının iptaline karar verilmemesi ve mera kaydının iptali yerine mera olan vasfının iptaline karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hüküm fıkrasının 1. paragrafında yer alan "sayılı" kelimesinden sonra gelen “taşınmazın mera olan vasfının iptali” cümlesi kaldırılarak, yerine “taşınmaza ilişkin mera komisyonu tarafından yapılan mera tesbit ve tahdit çalışmaları ile tahsis çalışmalarının iptaline ve taşınmazın mera olan kaydının iptali” cümlesine yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.'...
YANIT : Davalı avukatı tarafından verilen 25.02.2018 tarihli istinafa yanıt dilekçesinde özetle; Aydın İl Gıda T3 T4'nün tüzel kişiliği olmadığını, Mera Komisyonu kararının iptali için husumetin Belediye veya köy tüzel kişiliği aleyhine açılması gerektiğini, kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, mera olarak tespit edilen taşınmaz yönünden mera tahsis komisyonu kararının iptali, mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.6.2004 gününde verilen dilekçe ile mera tahsis kararının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 8.6.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Alifakı Köyü Tüzelkişiliği vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mera komisyonu kararının iptali istemişle açılmıştır. Mahkemece dava reddedilmiş, hükmü davacı Hazine temyiz etmiştir. Gerçekten, 4342sayılı Mera Kanunun 5.maddesine göre Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanabilecek yerlerin mera kaynağı kapsamına alınması olanaklıdır....