Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mera, bir veya birden fazla köy halkına bağımsız ya da birlikte kullanmak üzere tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis kararı olmamasına rağmen kadimden bu yana hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin, mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarruf hakları bulunmayan taşınmazlardır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında, kamu malı niteliğindeki mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu 3 ve 4.madde). Meralar, Devletin sadece nezaret ve muhafaza yetkisi bulunup, tahsis şekli keyfi bir şekilde değiştirilemez. Meraların tahsis amacının nasıl ve hangi yol izlenerek değiştirileceği 4342 sayılı Mera Kanununun 14 ve 15. maddelerinde düzenlenmiştir....

Düzelterek onama kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen dava, dava konusu yayla niteliğindeki taşınmazların kullanım hakkının kime ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 4342 sayılı Mera Kanununun 3/e maddesi gereğince yayla; çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerdir....

    Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan  taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır....

      Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan  taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir" hükmü getirilmiştir....

        Yukarıda ilgili kısımlarına yer verilen mera mevzuatı uyarınca, tahsis amacı değiştirilmedikçe meralardan, Mera Kanunu'nda gösterilenden başka şekilde yararlanılamayacağının düzenlendiği, Kanunda hangi durumlarda mera tahsis amacı değişikliği yapılacağının tahdidi olarak sayıldığı, tahsis amacı değişikliğine ilişkin hususlardan biri olan teknik ekip raporunun bölgedeki hayvan sayısı, hayvanın cinsi, kaba yem açığı, köyün toplam merası, çiftçi hane görüşü gibi detaylı bilgileri içerecek şekilde hazırlandığı görülmektedir. Uyuşmazlıkta, dava konusu mera vasıflı taşınmazda madencilik faaliyeti yürütülebilmesi için tahsis amacı değişikliği yapılmasının uygunluğunun tespiti açısından İdare Mahkemesince keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış; düzenlenen bilirkişi raporunda tahsis amacının değiştirilmesinin uygun olmadığı kanaatine varılması üzerine söz konusu rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.02.2015 gününde verilen dilekçe ile meranın aidiyetinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava meranın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir. Davalı ... önce Av. ...‘i vekil olarak tutmuş, yargılama sırasında ise Av. ...’u vekil olarak atamıştır. Bozmadan önce Av. ... bozmadan sonra ise Av. ... davayı takip etmiştir. Gerekçeli karar önce Av. ...’e 28.03.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, daha sonra ise Av. ...'a 26.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Hüküm Av. ... tarafından 02.05.2016 tarihinde temyiz edilmiştir....

            Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan  taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye Yukarıya aynen alınan madde hükmünden anlaşılacağı üzere; 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinin...

              Mahallesi mera sınır krokisi içerisinde kalan 4502 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne dair karar Dairemizce eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş yeniden keşif yapılmış ve dava konusu taşınmaz mera norm kararında belirtilen sınırlar dışında kaldığından bu kez davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 27.05.2004 tarihli ve 5178 sayılı Yasanın 5. maddesi ile 4342 sayılı Mera Kanununun bazı maddelerinde değişiklik yapılmış ve eklenen geçici 3. madde ile; "Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşen imar plânları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera, yaylak ve kışlak olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek ... adına tescilleri yapılır....

                Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; tahsisli veya kadim mera olup olmadığının usulüne uygun şekilde araştırılmasıdır. Taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının İl Özel İdaresi, ilgili Tapu Sicil ve İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa 4753 sayılı Kanunun 8.maddesine göre Bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmelidir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; “çekişmeli taşınmazın mera parseli ile sınırı bulunduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmadığı, açıklanarak varsa mera tahsis kaydı ve haritası getirtilerek mahallinde komşu köyden yerel bilirkişiler ve tanıklar katılımı ile keşif yapılması, mera tahsis haritası uygulanarak kapsamının belirlenmesi, taşınmazın kim tarafından, ne suretle ve ne kadar süre ile kullanıldığı, mera parseli ile arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, meranın devamı niteliğinde olmadığı hususlarının sorulup saptanması, üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliği, eğimi ve mera ile arasında doğal ya da yapay sınır olup olmadığı yönünde, fen bilirkişisinden taşınmaz ile mera parsellerinin konumunu...

                    UYAP Entegrasyonu