Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı köy, çekişme konusu meranın davacı köyle ortak kullanılmadığını, yararlarına tahsis kararı olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiş, bilirkişinin 05.11.2010 tarihli raporunda A ve B harfleri ile gösterilen ve taraf köylerce ortak kullanılan meraya davalı köyün müşterek kullanıma müdahalesinin menine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 4342 Sayılı Mera Kanununun 3.maddesinde yapılan tanıma göre mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için yetkili mercilerce tahsisi yapılan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. Meraların tahsisi, verimlilik ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde münferiden ya da müştereken yararlanmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye bırakılabilir (tahsis işlemi). Kuşkusuz bir tahsis işleminin yapılabilmesi, o konuda yasal düzenleme olmasına bağlıdır....

    Köyü Tüzel Kişiliği lehine mera olarak sınırlandırılmıştır. Daha sonra bu parselin bir kısmı 4753 sayılı Çiftciyi Topraklandırma Yasası uyarınca kurulan 36 No'lu Toprak Komisyonu tarafından 26.11.1970 tarih 34 No ve 16.10.1970 tarih 37 No'lu kararı ile dağıtıma tabi tutulmuş ve 9.1.1971 tarihli dağıtım cetveline göre 1830,19m2 yer davacıya tahsis edilmiştir. Mahallinde yapılan keşifte dava konusu taşınmazın tahsis tarihinden beri davacı tarafından kullanıldığı tespit edilmiş olup tahsis işleminin de geçerliliğini koruduğu anlaşılmakla davacıya tahsis edilen yer hakkında tescil hükmü kurulması gerekirken taşınmazın tamamının mülkiyetinin davacıya naklini sağlayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

      Meralar mülkiyeti hazineye ait olan ve köy yada beldelerce hayvan otlatmak amacıyla otundan yararlanılan kamu mallarından sayılırlar. 4342 sayılı Mera Kanununun 4.maddesine göre; mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, zaman aşımı ile edinilemez, sınırlarında daraltma yapılamaz nitelikteki taşınmazlardan olup aynı yasanın 5. maddesine göre de belde ve köylere mera yasası uyarınca kurulan komisyonlar gereği tahsis edilebilen yerlerdendirler. Başka bir anlatımla; mera ve yaylalarda tasarruf hakkı belde yada köylere ait bulunmaktadır. Yine aynı Yasanın 5/a maddesinden çıkan sonuca göre de henüz tahsisler yapılmamış ise meraların ... hak üzere kullanılabileceği kabul edilmektedir. Görüldüğü üzere, belde yada köy tüzel kişilikleri ... yada tahsislere dayanarak meranın mutassarıfı olduklarını iddia yada savunma yoluyla yargı huzuruna getirebilme olanağına sahiptirler....

        Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” hükmü getirilmiştir. ./.....

          Taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının İl Özel İdare Genel Sekreterliğinden ve İl/İlçe Tarım Müdürlüğünden sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uygulanıp nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa 4342 sayılı Kanunun 5.maddesine belirtilen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmelidir....

            Dava, mera komisyonunun yaptığı tahsis işleminin iptali, yapılan tahsis işleminin düzeltilerek özel siciline kaydedilmesi istemine ilişkindir. 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanımlamaya göre mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. 4342 sayılı Mera Kanununun 1.maddesinde kanunun amacı “… daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır” şeklinde açıklanmıştır....

              Görülüyor ki Mera Kanunu, komisyonca tahsis işlemi gerçekleştirilirken kadim yararlanma biçimini veya mera, yaylak ve kışlakların hangi köy veya belediyenin idari sınırları içinde ise o köy veya belediyeye tahsis edilmesi gerektiğini bir ölçü olarak kabul etmemiştir. Mera Kanunu’nun tahsis için kabul ettiği kıstas o köy veya belediyenin mera, yaylak ve kışlaklara olan ihtiyacıdır. İhtiyaç unsurunun belirlemesi yapılırken gözetilmesi gereken ölçütlerin neler olduğu de özellikle yasanın 11. maddesinde sıralanmıştır. Öte yandan ihtiyaç tespiti yapılırken Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenen normların dikkate alınması da zorunludur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "çekişmeli taşınmaz mera parsel ile sınır bulunduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmadığı, bu nedenle varsa mera tahsis kaydı ve haritası getirtilerek mahallinde komşu köyden yerel bilirkişiler ve tanıklar katılımı ile keşif yapılması, mera tahsis haritası uygulanarak kapsamının belirlenmesi, taşınmazın kim tarafından, ne suretle ve ne kadar süre ile kullanıldığı, mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, meranın devamı niteliğinde olmadığı hususlarının sorulup saptanması, üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliği, eğimi ve mera ile arasında doğal ya da yapay sınır olup olmadığı yönünde, fen bilirkişisinden taşınmaz ile mera parsellerinin...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU: TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "mahkemece, çekişmeli taşınmazın mera olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de varılan sonucun dosya kapsamına uygun olmadığı, meranın, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçası olduğu, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete gcçirilemeyeceği, amacı dışında kullanılamayacağı, zamanaşımı uygulanmayacağı ve sınırlarının daraltılamayacağı, bir yerin mera olduğu iddiasıyla ancak Köy veya Belediye Tüzel Kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali...

                  B.Temyiz Sebepleri Davalılar ... ve ... vekili duruşma talepli temyiz dilekçesinde; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, dosyanın esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verildiğini, dava konusu taşınmazların mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ile tanık beyanlarında da belirtildiği şekilde müvekkillerinin zilyetliklerinde bulunduğunu, dava konusu bir kısım parsellerin müvekkillerinin murislerine ait tapu kayıtlarının kapsamında kaldığını ve taşınmazların mera olmadığını açıklayarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davanın meranın aidiyetinin tespitine yönelik ve devamında bu hususta kadastro mahkemesinin görevli olup olmadığı, yine dava konusu taşınmazların mera niteliğinde bulunup bulunmadıklarına ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kanun’un 16/B maddesi 3....

                    UYAP Entegrasyonu