WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Talimat sayılı dosyası ile tespit edilen adresine hacze çıkılmış ve haciz adresinde davacı tarafça istihkak iddiasında bulunulduğunu, istihkak iddiasının akabinde İstanbul 21.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/685 Esas ve 2019/485 Karar Sayılı ilamı ile borçlu ile istihkak iddiasında bulunan işbu dosya davacısı arasında organik bağın varlığının tespit edilmesi nedeni ile borçlu hakkında takibin devamına dair karar verildiğini, yapılan tüm işlemlerin borçlu adına yapılmış olduğu ve davacının dosyada taraf ve borçlu olmadığını, dolayısıyla takibin iptali yönündeki menfi tespit davasını açma yetkisinin bulunmadığının açık olduğunu, davacının açması gereken davanın menfi tespit değil istihkak davası olması gerektiğinden görev yönünden de itirazlarının bulunduğunu, davaya konu olan haczin haksız olmadığını, her iki şirketin de kurucu ve ortaklarının aynı olduğunu, davacı ile borçlu şirketin aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, davacı şirketin borcu üstlendiğini ve ödemede bulunduğunu, hacizde...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kendilerinin davayı talep konusunda da belirttikleri gibi alacaklarının 200TL'sini isteyerek belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, işbu davanın alacak davası olduğunu, ortaklığın giderilmesi davası olmadığını, bunu talep konusunda belirtiklerini, emsal Yargıtay kararlarında da anlaşılacağı gibi altınların ortak paylaştırılmasının davayı ortaklığın giderilmesi davası yapmayacağını, mahkemenin görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının bozulmasına, davanın asliye hukuk mahkemesinde devamına karar verilmesini talep etmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, menkul mülkiyetinin tespiti istemiyle açılan davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi mi yoksa sulh hukuk mahkemesi mi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır....

    Zaman zaman, 6100 sayılı Kanun ile birlikte kabul edilen belirsiz alacak davası ile kısmi davaya ilişkin yeni düzenlemedeki sınırın tam olarak tespit edilemediği, birinin diğeri yerine kullanıldığı görülmektedir. Oysa bu iki davanın amacı ve niteliği ayrıdır. Alacak, belirli veya belirlenebilir ise, belirsiz alacak davası açılamaz; ancak şartları varsa kısmi dava açılması mümkündür. Kanunun kısmi dava açma imkanını sınırlamakla birlikte tamamen ortadan kaldırmadığı da gözetildiğinde, belirli alacaklar için, belirsiz alacak davası açılamasa da, şartları oluştuğunda ve hukuki yarar bulunduğunda kısmi dava açılması mümkündür. Aksi halde, sadece ya belirsiz alacak davası açma veya belirli tam alacak davası açma şeklinde iki imkandan söz edilebilir ki, o zaman da kısmi davaya ilişkin 6100 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesindeki hükmün fiilen uygulanması söz konusu olamayacaktır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -KARAR- Dairemizin 14.7.2011 gün ve 2011/2564-7474 sayılı geri çevirme kararında istenilen hususların yerine getirilmediği anlaşılmakla; Denetime olanak sağlamak bakımından; 1-Dava konusu Sincan 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/948 sayılı takip dosyasında, 7.4.2010 tarihinde haczedilen menkul mallar için istihkak davası açılıp açılmadığı, icra dosyası aslı getirtilip incelenmek, taraflardan da sorulmak suretiyle tespit edilerek, açılmış bir dava var ise dosya aslı veya okunaklı onaylı örneğinin, 2-Adana 11. İcra Müdürlüğü'nün 2009/7530 sayılı takip dosyasında 7.12.2009 tarihinde aynı yerde haczedilen menkul mal için Adana 1....

        Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı borçlu şirketin haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirkete usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı ve davanın esasına ilişkin herhangi bir cevap vermediği anlaşıldı. Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçluların itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır....

          Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 02/04/2013 NUMARASI : 2010/480-2013/187 -KARAR- Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih ve 2013/1 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14. maddesini değiştiren 6110 sayılı Yasa'nın 8. maddesinde, daireler arası iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; taraflar arasındaki alım satım ilişkisine dayalı menkul mal satışına ilişkin alacak davası olup, kooperatif ile üyesi arasında aidat, üyelik ya da kooperatifler hukukunu ilgilendiren bir ihtilaf bulunmadığından, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: İNCELEME VE GEREKÇE : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un üçüncü şahıslardaki menkul malların alacak ve hakların haczi başlıklı 79. maddesinde, hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczinin, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılacağı, tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında Meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, tarafların resmi evlilikleri olmaksızın birlikteliklerinden doğan merkul eşyalara ilişkin iade ve alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 4.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 04.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir. 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş...

                  (X)- KARŞI OY : 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Üçüncü Şahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi" başlıklı 79. maddesinin birinci fıkrasında, hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacak ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlemek suretiyle, haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczinin, borçlu veya zilyet olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılacağı, tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu, ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağının bildirileceği; üçüncü...

                    UYAP Entegrasyonu