Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/418 E., 2012/25 K., sayılı 28.05.2008 tarihinde itirazın iptali davası açılmış, yapılan yargılama sonucunda anılan mahkemece 29.07.2009 tarihinde davanın kabulü ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar, davalı banka vekilince temyiz edilmiş, karar kesinleşmeden 20.04.2010 tarihinde takip borçlusu davacılar tarafından işbu menfi tespit davası açılmıştır. Bir davada hukuki yararın bulunması dava şartıdır. Somut olayda, daha önce açılıp görülen kesinleşmemiş olsa da itirazın iptali davasında davalı olarak borçlu olmadıklarını savunma imkanına sahip olan dosyadaki davacıların, itirazın iptali davasının açılması ve karara çıkmasından sonra işbu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararları bulunmamaktadır. Mahkemece, açıklanan bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir.'' hükmü çerçevesinde "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında," şeklinde değiştirildiği, yine aynı Kanunun Geçici 1. maddesinde; ''Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır.'' hükmüne yer verilerek, zorunlu arabuluculuk müessesesinin menfi tespit davaları için 01/09/2023 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinin kararlaştırıldığı, bu kapsamda ticari mahiyetteki menfi tespit ve istirdat davalarının da zorunlu arabuluculuk müessesesine tabi tutulduğu ve arabuluculuk başvurusu yapılmasının dava şartı olduğu kararlaştırıldığı, dava dosyası incelendiğinde arabuluculuk son anlaşamama tutanağı...
Birleşen davada ise icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep edilmiştir. Mahkemece itiraz üzerine duran takibe karşı menfi tesbit davası açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığından menfi tesbit davasının reddine birbirini teyid eden son iki bilirkişi kurulu raporuna göre davacı ... Ltd.Şti.'ne atfedilecek bir kusur bulunmadığından davalı ... A.Ş tarafından ödenen KKDF'den davacının sorumlu tutulamayacağı gerekçeleriyle birleşen itirazın iptali davasının da reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Ödeme emrine itiraz eden borçlunun menfi tesbit davası açmakta hukuki yararı vardır. Yargıtayın uygulaması da aynı doğrultudadır....
İcra Hukuk Mahkemesinde 3. haciz ihbarnamesinin iptali istemiyle dava açtığı ve 16.03.2010 günlü duruşmada, davanın kabulü ile üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar verildiği, davacının iş bu davanın dava tarihi itibariyle İcra Hukuk Mahkemesinde iptal davası açması karşısında iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, Bursa 9. İcra Müdürlüğü'nün 2008/15952 sayılı takip dosyasından 89/3 haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine İİK'nun 89. maddesi uyarınca iş bu temyize konu menfi tespit davasını açmıştır. Haciz ihbarnamesi gönderilen kişinin ihbarnamenin iptali için şikayet yoluna başvurmuş olması, 89/3 ihbarnamesi gönderilmesi üzerine genel mahkemede menfi tespit davası açmasına engel değildir. Bir başka anlatımla davacının 89/3 ihbarnamesini aldıktan sonra iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunmaktadır....
Mahkemece, takip talebinin usulüne uygun düzenlenmediği, tahsilde tekerrür olmama kaydının yer almadığı, menfi tespit davasının kabulle sonuçlandığı, asıl alacak belirtilmediği ve faiz oranlarının da açıkça yazılmadığı, takibin usulüne uygun olmadığı gerekçeleri ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. ....sayılı dosyasında borçlu ... tarafından lehtar .... aleyhine açılan menfi tespit davasının 26/09/2013 tarihinde kabulle sonuçlandığı, anlaşılmakla; borçlunun, takibin diğer borçlusu olan dava dışı lehtar şirket hakkında açtığı menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi sözkonusu menfi tespit davasının tarafı olmayan alacaklı aleyhine hukuki sonuç doğurmaz. Borçlu, ayrıca tahsile tekerrür olmama kaydının bulunmadığını, aynı alacak için birden fazla takip başlatıldığını iddia etmiş ise de mükerrer olduğunu iddia ettiği bir takip dosyası bildirmediği anlaşılmış olmakla mahkemenin takibin iptali gerekçesi yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından davalı aleyhine menfi tespit ve icra takibinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda ... Asliye Hukuk Mahkemesi ile ... Tüketici Mahkemesi tarafından karşılıklı görevsizliğe dair verilen hükümlerin kesinleşmesi üzerine Yargıtay'dan yargı yerinin belirlenmesi istenmekle dosya içeresindeki bütün kağıtlar inceleneerek gereği düşünüldü. - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, menfi tespit ve icra takibinin iptali isteminden kaynaklanıp, 2. asliye hukuk mahkemesi ve tüketici mahkemesinin karşılıklı görevsizlik kararları kesinleşmiştir. Yargıtay'dan yargı yerinin belirlenmesi istenmektedir. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca yargı yerinin belirlenmesi görevi Yargıtay Yüksek 17. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/307 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, müvekkilinin haciz tehdidi altında olduğundan dosya borcunun tamamı yatırıldığını, dosyadaki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı alındığını, menfi tespit davasının henüz kesinleşmediğini, yatırılan teminatın itirazın iptali davasına ilişkin olmadığını, teminatın menfi tespit davasına ilişkin olduğunu ve menfi tespit davası kesinleşmediğinden teminatın alacaklıya ödenmemesi yönündeki icra işlemi yerinde olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; dosya kapsamında iadesi istenen teminatın Antalya 2....
Taraflar arasındaki karşılıklı itirazın iptali menfi tesbit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle müzayaka halinde bulunan bankanın borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına menfi tesbit davası ile ilgili olarak kurulan hükümde karar ve ilam harcından menfi tesbit davasının davalısının sorumlu tutulmuş olmasına göre tarafların temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davacı-davalıdan alınmasına, 8.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali, menfi zararın tazmini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenci arasında arsa apyı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, yüklenicinin süresi içersinde inşaata başlamadığını ve bu durumdan zarara uğradığını ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili olarak feshine, tapudaki şerhin kaldırılmasıne ve şimdilik 10.000 TL menfi zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamsında menfi zarar talebinden feragat etmiştir. Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir....
İcra takibinden önce dahi menfi tespit davası açılabileceğinin yasada açıkça düzenlenmiş olmasına (İİK m.72/1); itiraz üzerine takip durmuş bulunmasına rağmen alacaklının, itirazın iptali veya genel hükümlere dayalı dava açma hakkının mevcudiyeti karşısında; borç tehdidi altında olan davacının, menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Şu durumda, mahkemece, davacının hukuki yararın varlığının kabulü ile işin esasının çözümlenmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 02/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....