Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tesbit-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tesbit ve tazminat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 02/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına, 13/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat-Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat ve menfi tespit davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava dışı ... tarafından açılmış olduğu beyan edilen Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/212 Esas sayılı dava dosyasının aslı veya onaylı suretinin temini ile evraka eklenmesi ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          TTK'nın 5/A maddesi metni göz önüne alındığında, zorunlu arabuluculuğun "ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri" yönünden dava şartı olarak öngörüldüğü düşünülebilir ise de, anılan maddede "talep sonucu" olan alacak ve tazminat istemlerine değil "dava konusuna" vurgu yapılarak, "konusu bir miktar paranın ödenmesi olan davalar" için dava şartı olan arabuluculuğun öngörüldüğünü belirtmek gerekmektedir. Alacak ve tazminat davaları yanında, menfi tespit davalarının da konusu bir miktar paranın ödemesine ilişkindir. Bu husus, alacak ve tazminat davalarında bir miktar paranın ödenmesi olarak tezahür ettiği gibi, menfi tespit davalarında ise bir miktar paranın ödenmemesi olarak ortaya çıktığından konu itibariyle menfi tespit davasının da dava şartı olan zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir....

            Davacı taraf, yüklenicinin ayıplı imalatı nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 360. maddesi hükmünde belirtilen ayıplı imalâttan kaynaklanan zararın varlığı kanıtlanamadığı gibi, davacının dosyaya sunduğu belgelerdeki masrafların da ayıplı imalâtla bağlantısı bulunmadığından, mahkemece menfi zarar isteminin kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Yine aynı Kanunun 49. madde hükmü uyarınca, manevi tazminat istemi için davacının kişilik haklarının hukuka aykırı şekilde ihlal edilmesi gerekir. Davacı bu hususu da kanıtlayamamıştır. Mahkemece sözleşme ilişkisinin ifa ile sonuçlanmamış olması gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....

              Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır.(bknz.Yargıtay 19.HD. 2020/85-454 E.K.Karar Tarihi: 13.02.2020) Menfi tespit davaları ile davacı, borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Menfi tespit davalarında borçlu olunmadığının tespiti istendiğine ve alacak ya da tazminatın ödenmesi/tahsili istenemeyeceğine göre, bu tür davalardan önce arabuluculuğa başvurma şartı aranması yerinde olmamıştır....

                Süha Tanrıver Dava Şartı arabuluculuk üzerine bazı düşünceler Türkiye Barolar Birliği Dergisi Mart- Nisan 2020 Sh.111 -141)Bunun yanında İİK 89 . maddesi ve HMK 211 vd. maddelerine istinaden açılan menfi tesbit davalarında arabulucuya gitme imkanının bulunmadığı da izahtan varestedir. TTK 5/A maddesi uyarınca arabuluculuğun dava şartı olabilmesi için (1) davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesi olmalı (2) bu talebin bir davada alacak veya tazminat olarak ileri sürülmesi gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere menfi tesbit davaları alacaın tahsili sonucunu doğuran bir dava değildir. Kanun koyucu menfi tesbit davalarını zorunlu aracbuluculuğa tabi tutmak isteseydi bunu açık şekilde ifade ederdi. Yukarıda açıklandığı üzere yorum yoluyla menfi tesbit davalarını TTK 5/A maddesi kapsamına almak mümkün bulunmamaktadır. Tüm bu gerekçeler ışığında menfi tesbit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olmadığı sonucuna varılmalıdır....

                  Elbetteki menfi tespit talebi ile alacak talebi hukuken aynı kavramlar değildir ve bu davalar sonucunda verilecek hükümler de farklıdır. Ancak dava konusu bir miktar para alacağı ise, açılacak davanın ne olduğunun bir önemi yoktur. İster alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası "dava konusunun bir miktar para alacağı" olduğudur. Dava şartının sadece alacak ve tazminat davalarında getirildiğini kabul sınırlı bir uygulamaya yol açacak olup, bu sonucun da kanunun amaçsal yorumuna uzak olacağı ve menfi tesbit davalarının her zaman istirdada dönüşebileceği gözden uzak tutulmamalıdır.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12....

                  Mahkemece, daha önce kesinleşen fesih ve manevi tazminat istemleri hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, menfi tazminat ve cezai şart isteminin reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz istemi üzerine Dairemizin 05.03.2013 tarih ve 2012/6195-2013/1281 E-K sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 50,45 TL harç ve takdiren 218,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 14.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu