Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır.Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İİK 72. maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden, geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği HMK hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin koşulları kapsamında haklığının yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Somut olayda; davacı vekilince dava dilekçesine ek olarak sunulan faturaların davalılardan ... Turizm Sanayi Ticaret Ltd....

    Dava, kambiyodan kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir. Medeni Usul Hukuku'nda davacının; mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir dava açılabilmesi için, bu davayı açmakta veya hukuki korunma istemekte haklı bir yararının bulunması gerekir. Bu hukuksal yararın, "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması gerekir. Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Bkz: Pekcanıtez H./Atalay, O./Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297)....

      Uyuşmazlık, davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Bu çıkarın da karar verilene kadar sürmesi gerekir. Davacının dava açmakta hukuk tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. Buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (Rechts-schutzbedürfnis)....

        Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1086 sayılı HUMK'da hukuki yarar ile ilgili bir düzenleme bulunmamakla birlikte Yargıtay uygulamasında hukuki yararın dava şartı olduğu hususu istikrar kazanmış, nitekim yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK 114/h maddesinde hukuki yararın bulunması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacının 04.05.2009 tarihinde Yatırımcıları Koruma Fonuna başvurusu üzerine, Fon tarafından, davacının hisse senetlerini elinde bulundurmakta iken davalıya rehin veren ... Menkul Değerler A.Ş.'yi temsilen davacının hisse senetlerinin tüm fer'ileri ile birlikte iadesi istemi ile ... 36 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/103 esas sayılı dosyasında dava açılmıştır. Eldeki davada aynı istekle daha sonra 10.09.2009 tarihinde davacı tarafından ikame edilmiştir. ... 36 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/103 esas sayılı, davacının aynı isteklerini içeren davasının varlığına rağmen, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....

          raporla sağlık koruma bandının kapsamının Sağlık Bakanlığınca yapılmasının uygun görüldüğü, adı geçen Bakanlığın ise Valiliğe yazıdığı yazıyla bu işletmelerde hammadde olarak kullanılan akrinanitril tanklarından itibaren 1200 m. koruma bandının teşkil edilerek ilgili imar planına işlenmesi, sağlık koruma bandı içerisinde mesken ve insanların ikametine mahsus diğer yerlerin tesisine izin verilmemesi gerektiğini belirttiği, Bakanlıkça uygun görülen 1200 m.lik koruma bandı kapsamının ... esas sayılı dosyada bulunan ......

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep; menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin tensip ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati tedbir, geçici hukuki koruma görünümlerinin temelini oluştur ve hükmün kesinleşmesine kadar, dava konusuna, hukuki koruma sağlayarak olası verilecek hükmün infazının kolaylaştırmasını amaç edinir. Mevzuatımızda ihtiyati tedbirlerler hakkında genel düzenleme HMK'nın 389 ve 399 maddeleri arasında yapılmış olup özel kanunlarda da bir hayli düzenleme bulunmaktadır. 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu'nda da ihtiyati tedbir hususunda düzenleme bulunmaktadır....

            Çocuk Mahkemesince verilen 11.03.2008 tarih 2007/257-2008/126 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin 08.04.2013 tarih ve ... sayılı ilamı ile sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen onama kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.05.2013 tarih ve... sayılı yazısı ile, sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde ''5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 11 ve 5237 sayılı TCK’nın 31. maddeleri uyarınca çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin; 12 yaşını doldurmamış çocuklar ile aynı maddenin ikinci fıkrasına göre işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan ya da davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemiş 12-15 yaş grubunda bulunan çocuklar hakkında uygulanması olanağının bulunduğu gözetilmeyerek, ceza sorumluluğu bulunan ve mahkumiyet kararı verilen sanık hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5/1-a,b maddeleri uyarınca danışmanlık ve eğitim tedbirlerine hükmolunmasına karar verilmesi'' sebebiyle verilen kararın...

              HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , menfi tesbit talebine ilişkindir. Davalı (alacaklı) tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tesbiti için borçlu, menfi tesbit davası açabilir (İİK md.72). Borçlu icra takibinden önce menfi tesbit davası açabileceği gibi, icra takibinden sonra da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tesbiti davası açabilir (İİK md.72.1).6100 Sayılı HMK'nın 114/1- h maddesi uyarınca açılan davada hukuki yarar bulunması dava şartlarından olup, aynı kanunun 115. maddesi gereğince mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırması gerekli olup; bulunmadığında ise, aynı kanunun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermesi gerekir. Davacının bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmalıdır. Buna, hukuki koruma (himaye) ihtiyacı da denir....

              DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davası ile taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bulunmadığının belirlenmesi istenir. Böyle bir hukuki ilişki kurulmadığı durumda hukuki ilişki varmışçasına edinilen kazanımların iadesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davalının ... Esas sayılı takip dosyası ile davacı ...'ya karşı 18.410,00 TL bedelli 10/03/2016 düzenleme 15/05/2016 vade tarihli senetten dolayı icra takibi yapıldığı görülmüştür. Takibe dayanak senedin incelenmesinde davacının isminin yazılı olduğu , borçlunun davacı olduğu senet altında birbirine benzer iki imza olduğu görülmüştür. Mahkememizce senet altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmış imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemi yerinde görülmüştür....

                DAVANIN KONUSU :Menfi Tespit TALEP :İhtiyati Tedbir DAVA TARİHİ :09/03/2022 KARAR TARİHİ :27/06/2022 KR....

                  UYAP Entegrasyonu