Davalı, ücret alacağına ilişkin başlatılan takibe konu ödeme emrinin davacı işverene usulüne uygun tebliğ edildiğini, ancak davacının yasal süre içerisinde hiçbir itirazda bulunmadığını, davacı borçlunun hiçbir itirazi kayıt ileri sürmeksizin takibe konu alacağı ferileri ile birlikte 24.04.2013 tarihinde icra dosyasına yatırdığını, bu paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının borçlu bulunmadığına ilişkin açmış olduğu haksız menfi tespit davanın reddi ile İİK'nunda kaynaklanan tazminatın ödenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
Bu durumda mahkemenin menfi tesbite ilişkin red kararı karar düzeltme isteminin reddi ile kesinleşmiştir.Bu nedenle menfi tesbite ilişkin kesinleşen karar nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde menfi tesbit davasının tekrar reddine ve buna bağlı olarak davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün menfi tesbit istemine ilişkin hasren bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) No'lu bentte yazılı nedenle hükmün alacağa ilişkin kısmının ONANMASINA, (2) No'lu bentte yazılı nedenle hükmün menfi tesbite ilişkin kısmının BOZULMASINA ve Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 990....
Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin yargı çevresi dışında olduğunu, İİK 72 uyarınca açılan menfi tespit davasını görmeye yetkili Ticaret Mahkemelerinin, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bundan nedenle yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın takibe konu senetlerdeki imzasını inkar etmediğini, imzanın kendisine ait olduğunu beyan eden davacının takibe konu olan senetlerden dolayı borçlu olduğunu, davacı her ne kadar alacağı tevsik eden eden bir faturanın bulunmadığını iddia etmişse de, faktoringlerin mevzuat gereği alacağı tevsik eden fatura ile kambiyo senedinin uyumlu olduğunu, davalının takip konusu senetlerde yetkili ve meşru hamil olduğunu, davalı ile lehtar arasında faktoring sözleşmesi düzenlenmiş olduğunu, bu safhada alacağı tevsik eden faturaların da birer suretlerinin alındığını savunarak mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise açılan davanın ve tazminat talebinin reddine karar verilmesini, davacının...
İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/1169E. sayılı dosyasını takip ettiği, bu dosyada tahsil edilen 28.700TL bedelin sadece 20.000TL’sinin davacıya ödendiği, geri kalan 8.700TL’nin davacıya ödenmediği, bunun üzerine davacının, davalı avukatı aleyhine Aralık İcra Dairesi’nin 2012/200E. sayılı dosyası üzerinden 7.330,87TL asıl alacağı icra takibine koyduğu, itiraz edilmesi üzerine Aralık Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/34E. sayılı dosya üzerinden itirazın iptali davası açıldığı ancak henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davalı avukat ise, davacı adına takip etmiş olduğu iki ayrı dosyadaki vekalet ücreti alacağı olduğunu belirttiği 16.912,00TL asıl alacağı, davacı aleyhine, Kangal İcra Dairesi’nin 2015/115E. sayılı dosyası ile takibe koymuş; takibin kesinleşmesi üzerine, davacı işbu menfi tespit davasını açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava ziynetler sebebi ile açılan menfi tespit davasıdır. Davalı tarafından 12.07.2013 tarihinde ... İcra Müdürlüğünün 2013/5908 esas sayılı icra takip dosyası ile ... Aile Mahkemesinin 2008/375 esas sayılı dosyasında kesinleşen 22.05.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre bakiye 133.991,50 TL ziynet alacağı sebebi ile icra takibi yapılmış, bunun üzerine davacılar tarafından 24.12.2013 tarihinde iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ise davacıların davasının reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; iş bu dosyanın davalısı tarafından davacılar aleyhine 22.07.2008 tarihinde Tekirdağ 1....
Uyuşmazlık davalının takip tarihi itibariyle davacıdan takasa konu muaccel bir alacağı bulunup bulunmadığı konusundadır.Davacı davalıdan prim alacağı bulunduğunu ileri sürmüş buna ilişkin faturalar ibraz etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 10. maddesinde “Teslimat Primi Ödemesi” başlıklı kısımda Mono Distribütör tarafından verilecek teslimat hizmeti karşılığında kendisine teslimat primi ödemesi yapılacağı ve bu ödemenin her ay düzenlenecek hizmet faturası karşılığında gerçekleştirileceği belirtilmiştir.Mahkemece sözleşmenin bu hükmü uyarınca davacının dava tarihi itibariyle davalıdan prim alacağı bulunup bulunmadığı araştırılarak var ise takip konusu alacaktan takasının mümkün olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ Uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve kira alacağı talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, ihracatçılık faaliyetinden kaynaklanan faiz alacağı nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Esas sayılı dosyası incelendiğinde anlaşılacağı üzere takip bakiye ücret alacağının, bakiye prim alacağı ve bakiye nöbet ücreti alacağı yani işçilik alacağına ilişkin olduğunu dolasıyla davaya konu çekin işçilik alacağı için verilmiş olduğundan davanın iş mahkemesinde açılması gerekli olduğunu, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava Menfi tespit davasına ilişkindir. Dava konusu Küçükçekmece .......
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....