"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, icra takibine dayanak senetteki imzanın sahte olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, menfi tespit davasının ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine, 600.00 TL. icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
a ödenen 4000,00 Tl miktar üzerinden İcra takibi yapılması nedeniyle, söz konusu miktar üzerinden dava harcı yatırılarak menfi tespit davası açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nun 72. maddesine göre açılan menfi tespit davalarında, takibe itiraz edilmemiş ya da itirazın kaldırılmış olması nedeniyle borçlu olunmayan bir paranın tamamının ödenmek zorunda kalınacağı göz önünde bulundurulduğunda ve toplam 4000,00 TL.değer üzerinden harç yatırılıp dava açıldığına göre, asıl davaya dönüşen uyuşmazlığın çözümünde HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- İhtiyati haciz isteyen vekili, yargılama sırasında istirdata dönüşen menfi tespit davası sonucunda verilen karara istinaden ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, talep uygun görülerek mahkemece teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, İİK’nun md.72/5 hükmü uyarınca menfi tespit davası sonucunda verilen kararların kesinleşmeden infaz edilemeyeceğini, kararın da temyiz aşamasında olduğunu belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, 28/07/2010 günlü duruşmada takipten vazgeçildiğinin taraf vekillerince ifade edildiği, ancak itiraz tarihi itibariyle geçerli olan koşullara göre bir karar verilmesi gerektiği, ihtiyati hacze konu kararın menfi tespit kararı olmayıp, istirdata ilişkin bir hüküm olması dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı belirtilerek itirazın reddine karar verilmiş, hüküm muteriz vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava İİK.nun 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarında davacının borçlu bulunmadığı miktar saptanıp, borçlu bulunulmadığına dair hüküm kurulur. Somut olayda mahkemece davanın niteliğine uygun düşmeyecek şekilde menfi tespit yerine olumlu tespit hükmü kurulması ve davacının borçlu olduğu miktarın tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK.’nun 72/5. maddesine göre menfi tespit davalarında davanın borçlu lehine sonuçlanması ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedilir. Somut olayda davacı borçluların açmış oldukları menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiş ise de, davacı yanca kötüniyet tazminatı talebinde bulunulduğu halde bu yönde olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya kapsamından, dava dilekçesinde 7.706,85 TL değer gösterilip, harcı yatırılarak menfi tespit davası açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı 03.10.2007 günlü dilekçesinde de menfi tespit isteminin İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2007/2381 sayılı icra dosyasındaki mevcut alacağın tamamına ilişkin olduğunu açıklamıştır. Toplam değer üzerinden harç yatırılıp dava açıldığına göre, asıl davaya dönüşen uyuşmazlığın çözümünde HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. Bu durumda uyuşmazlığın İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. ( 1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26. ) maddeleri gereğince İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, bilirkişi raporunda, davacının icra emrinin tebliğinden sonra davalıya toplam 38.620,30 TL. ödeme yaptığının belirlendiği, takip dayanağı ilama göre toplam borç tutarının 41.148,90 TL. olduğu, davacının davalıya bakiye 2.528,60 TL. borcu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya 2.528,60 TL. borçlu bulunduğunun tespitine, fazlaya ilişkin menfi tespit talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK' nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup mahkemece HMK'nun 26. (HUMK'nun 74.) maddesi de gözetilerek taleple bağlılık kuralı çerçevesinde davacının borçluluk durumu saptanarak borçlu olmadığı miktar yönünden menfi tespit hükmü kurulması gerekirken, borçlu olunan miktar üzerinden olumlu tespit kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, düzenlenen sözleşmede menfi zarar ile birlikte müspet zarar istenebileceği yönünde açık bir hüküm bulunmadığı, davacının sadece menfi zarar talep etme hakkına sahip olduğu, müspet zarar kapsamında olan kira kaybından kaynaklı tazminat, mahrum kalınan kar ve cezai şart taleplerinin kabul edilemeyeceği, davacı arsa sahibince davalı tarafından 75.000,00 TL ödeme yapıldığının kabul edildiği, bu nedenle davalı tarafın davacı taraftan 75.000,00 TL alacaklı olduğu, mahsup talebinin yerinde olduğu, davacı tarafın menfi zarar kapsamında bulunan yıkılan 2 adet dükkan ve 2 bina enkaz bedeli olan 3.600,90 TL ile, bunlardan mahrum kalınan kira kayıp bedeli 33.120,00 TL'nin davalı tarafça ödenen 75.000,00 TL'den mahsubuna karar vermek gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile 09.08.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, menfi zarar kapsamında tespit edilen toplam 33.120,00...
Dava, ecrimisil alacağına ilişkin menfi tespit isteğine ilişkindir. Davalı ... adına vasii ... tarafından 30.04.2014 tarih, .... yevmiye numaralı noter ihtarı ile davacı ... ve davadışı ... adına ihtarname gönderilmiş ve bu ihtarname üzerine muhataplardan davacı ... ihtarnameye istinaden menfi tespit davası açmıştır. İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesi hükmüne göre; borçlu, icra takibi öncesinde ve icra takibi sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Somut olayımıza bakıldığında, davalı ...'ın davacı ... hakkında 30.04.2014 tarih, 13133 yevmiye numaralı ihtarı ile talep etmiş olduğu ecrimisil alacağına ilişkin icra takibinde bulunması ya da dava açması imkân dahilindedir. Menfi tespit davası açılabilmesi için çekişmeli alacakla ilgili mutlak olarak icra takibi veya dava açılması zorunlu olmayıp böyle bir tehlike veya tehdidin varlığı yeterlidir....
İİK'nın 89/3. maddesi "İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur" şeklinde düzenlenme içermektedir....