WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zayi olmuş çek hakkında keşideci, ibraz süresi geçtikten sonra çekten cayabilir veya çekte imzası yoksa her zaman muhatap banka şubesini çekteki imzanın kendisine ait olmadığı yönünde uyarabilir ve yahut hamile karşı menfi tespit davası ve yahut da lehtara karşı menfi tespit ve/veya istirdat davası açabilir. Yukarıda belirtildiği üzere keşidecinin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı da bulunmamaktadır. Keşideci; kaybettiği çekin bedeli kendisinden talep edildiğinde veya çekin kimde olduğunu öğrendiğinde T.T.K.'nun 790-792 maddeleri uyarınca hasım gösterip, borçlu olmadığının tespiti yönünde dava açmak ve o aşamadan sonra tedbirleri istemek hakkına sahiptir. Yargıtay 11. HD'nin 2014/6648 Esas 2014/12228 Karar sayılı ilamında; "Dava, çek iptali istemine ilişkin olup, TTK’nın 651.maddesi uyarınca çek iptali davasını ancak hamil açabilir, keşideci açamaz." denilmektedir....

    Menfi tespit ve istirdat davaları İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edilir. İspat yüküne ilişkin yukarıda açıklanan genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır....

      ya karşı Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin .... esas nolu dosyasında davacı tarafça menfi tespit davası açıldığı, mahkemece menfi tespit davasının reddedildiği, menfi tespit davasında davacı aleyhine yargılama giderlerine hükmedildiği, ayrıca davacı tarafça dava dışı ...'ya verilen 100.000,00 TL'lik senetten dolayı ödemede bulunması nedeniyle Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinde istirdat davası açıldığı, Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas nolu dosyasında davacının davası hakkında kabul kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, davalıların murisinin ibranemeye aykırı olarak davacı hakkında takibe sebebiyet vermesi nedeniyle, Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin .... esas nolu dosyasında yargılama giderlerini ödemesi nedeniyle davacı tarafça, Konya ..İcra Müdürlüğünün ... E....

        Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde menfi tespit davasında arabucuya başvurulmasının dava şartı olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz....

          İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, ödemesi yapılmamış 2 adet çek hakkında İİK 72. maddeye dayalı ve icra takibinden önce açılmış olan MENFİ TESPİT ve ----- çek hakkında istirdat davasıdır. Sonuç olarak dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. ----- muhatap -----müzekkere cevabında ..------ tanımlı ------ bedelli çek ----- ortamında ibraz edilmiş olup dava dışında farklı bir kişi tarafından ibraz edildiği için ödendiğinin bildirildiği görülmüştür. Böylelikle ---------- bedelli çek dava açıldıktan 7 gün sonra 3. Kişi tarafından tahsil edildiği için söz konusu çek hakkında davanın istirdat davasına döndüğü anlaşılmıştır. İcra İflas Kanunun 72. Maddesi; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep ------üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir....

            GEREKÇE : Asıl dava ve birleşen dava menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı yan açmış olduğu asıl ve birleşen dava ile menfi tespit ve istirdat talebinde bulunmuş ancak dilekçe içeriğinden hangi takipteki hangi alacak sebebiyle ne tutar için menfi tespit, hangi takipteki alacak sebebiyle ödenen ne tutar için istirdat talep edildiği takibe konu edilmeyen hangi senetler sebebiyle menfi tespit talep edildiği hususları anlaşılmamıştır. Bu sebeple davacıya asıl davada tensip zaptı 6 nolu ara kararı ile birleşen davada tensip zaptı 5 nolu ara kararı ile açıklama yapmak üzere kesin süre verilmiştir. Ancak davacı tarafça istenilen hususta açık ve net bir beyanda bulunulmamıştır. Dilekçe içeriğinin yorumlanması sonucunda davanın Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespiti ve bu dosya kapsamında istirdat talebine ilişkin olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır....

              Kişi tarafından açılan menfi tespit davası olduğu görülmüştür. Dosya arasına alınan icra dosyasının incelenmesinde, davacının icra takibine konu ödeme emrinde taraf sıfatının bulunmadığı görülmüştür....

                Haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde menfi tespit davasını açması gerekirken bu süreyi geçirdikten sonra dava açmış olup davanın öncelikle hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmesini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini de talep ettiklerini, İstirdat davasının da yine İİK 89/3 maddesi hükümlerine göre açıldığından genel hükümlere göre ancak sebepsiz zenginleşme davası şeklinde açılabileceğini, bu nedenle istirdat talebinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, davacının icra takibinden kaynaklı İİK'nun 89/1-2-3 maddeleri uyarınca borçlu bulunup bulunmadığı, hak düşürücü sürenin geçirilip geçirilmediğine ilişkin menfi tespit davasıdır. Mahkememizce davalı vekiline borçlu tarafından açılan menfi tespit davasına ilişkin dosya numarasını bildirmesi ve davacı ... ile ilgili İİK'nun 89/1-2-3....

                  (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/10-642 E., 2012/38 sayılı kararı) Dava İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Zira yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, takibe itiraz sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....

                    maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden; davalının alacaklısı olduğu İstanbul Anadolu 6. İcra Müdürlüğü'nün 2015/6906 esas sayılı takip dosyasından davalı tarafın (alacaklı) talebi üzerine takip borçlusunun davacı şirket nezdinde alacağı bulunduğu iddiasıyla, davacı şirkete İİK.nun 89 maddesi gereğince 1., 2. ve 3. haciz ihbarnamesi gönderildiği, davacının usulsüz tebliğ iddiasıyla haciz ihbarnamelerinin iptali için İstanbul Anadolu 8.İcra Hukuk Mahkemesine 2015/1081 esas sayılı dosyasında ki davayı açtığı ve mahkemece İİK.nun 89.maddesi kapsamında çıkarılan 1 ve 2 nolu haciz ihbarnameleri ile ilgili talebin reddine, 3. haciz ihbarnamesi tebliğatının usulsüz olması nedeniyle şikayetin kabulü ile öğrenme tarihinin 15/12/2015 tarihi olarak tespitine karar verildiği ve davacı şirketin elde ki menfi tespit ve istirdat davasını açtığı anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu