Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine göre 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davanın kabulü ile ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesi oluşturmaktadır. Anılan madde ile Kurum alacakları için 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesi hükmü uyarınca düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı 7 gün içerisinde dava açabilme olanağı bulunmaktadır. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları)....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Asıl dava menfi tespit, birleşen dava ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde asıl ve birleşen davaların kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri ve ihbar olunan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1- Kendisine dava ihbar edilen ... İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd....

      İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davalı Vergi Dairesi tarafından dava dışı Göksu Makine T1 Şti'nin vergi borçları nedeniyle davacı şirket adına 6183 Sayılı Yasanın 79. maddesi uyarınca düzenlenerek tebliğ edilen 14/11/2012 tarihli haciz bildirisine süresinde itiraz edilmemesi üzerine borç zimmetinde kabul edilerek, yine davacı şirket adına 11/04//2013 tarih ve 1 takip numaralı ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrinin davacıya 29/04/2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış olup, davacı şirket tarafından 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 79. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde 10/10/2013 tarihinde iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Davacı şirket tarafından ayrıca, 11/04//2013 tarih ve 1 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle Manisa Vergi Mahkemesi'nde dava açılmıştır....

      Dosya kapsamı incelendiğinde, dava dışı limited şirketin 2008/4-2011/6 dönem ve aralarına ilişkin prim borçlarından dolayı, şirket ortağı olan davacıya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilememesi nedeniyle davacının aracına ve taşınmazına ihtiyati haciz konulduğu, söz konusu haciz işleminin iptali ve borçlu bulunmadığının tespiti istemli açılan işbu davada, mahkemece, şartları oluşmadığından bahisle ihtiyadi haciz kararının kaldırılmasına, dava dışı şirket hakkında haciz veya mal varlığı araştırmasına gidilmeksizin doğrudan davacıya ödeme emri gönderilmesi yerinde olmadığı gerekçesiyle de ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmış ise de, ödeme emrinin iptali yönünden verilen karar yerinde görülmemiştir. 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddesi kapsamında davacıya tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunmaması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilerek işin esasına girilmesi gerekmektedir....

        Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

          Takip borçlusu ... 03.12.2008 tarihli dilekçesi ile takibi durdurduktan sonra 18.12.2007 tarihinde ödeme emrinin iptali ve borçlu bulunmadığının tespiti istemiyle bu davayı açmıştır. Öncelikle ilamsız icra takibine itiraz ederek durduran borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı üzerinde durulmalıdır. Zira hukuki yarar bir dava şartı olup re’sen gözetilir. Bir davanın dinlenebilmesi için davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmalıdır. Menfi tespit davası yönünden hukuki yarar davanın takipten önce veya sonra açılmasına göre farklı değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. İcra takibinden önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir....

            İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717; 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda davacı ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde menfi tesbit davasını açmış ise de itiraz nedenleri "böyle bir borcu olmadığı", "kısmen ödendiği" veya "zamanaşımına uğradığı" şeklinde bir itiraz niteliğinde olmadığı, diğer itiraz nedelerini ise ... Sulh Ceza Mahkemesince incelenerek red edilmiş olduğu anlaşılmaktadır....

              Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

                Aynı yasanın 72/son maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda Konya’da icra takibine girişildiğine göre bu yer mahkemesi de yetkilidir. Ödeme emrinin iptal edilmiş olması icra takibinin de iptali sonucunu doğurmaz. O halde mahkeme davanın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle yetkisizlik kararı verilmesinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 6.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrini iptali, yaşlılık aylığı üzerine konan haczin kaldırılması ile Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti ile aksi Kurum işleminin iptali ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu