Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı, davalı ....Başkanlığınca hakkında idari para cezası tahakkuk ettirerek 6183 sayılı Yasaya göre ödeme emri tebliğ edildiğini, idari para cezasının usulsüz ve yersiz olduğundan ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, alacağın 6183 sayılı Yasaya dayalı amme alacağı olduğunu, 3039 sayılı ... Kanununun 11.maddesi gereğince idari para cezası verildiği, davacının Sulh Hukuk Mahkemesine yaptığı itirazın red edildiğini cezanın kesinleştiğini ve menfi tespit davası açamayacağını belirtmiştir....

    Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

      Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

        yönünden Ödeme emrinin İptali, diğerleri yönünüden menfi tespit davasıdır. 6183 sayılı Kanun'un “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

          Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün, 1060088.07 sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emrinden dolayı; 5 yıllık tahsil zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeni ile borçlu olmadığı ve söz konusu ödeme emrinin iptali gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir....

            İdare Mahkemesinin kesinleşen kararı ile itiraz komisyonunun 14.08.2009 tarih ve 143 sayılı red kararının (başka bir idari para cezasına ilişkin komisyon kararı) iptaline karar verildiği, oysa dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasına itirazın reddine dair 05.10.2009 tarih ve 174 sayılı komisyon kararına karşı, yukarıda belirtilen şekilde dava açılıp açılmadığı, mahkemece irdelenmemiştir. O halde mahkemece öncelikle, söz konusu ödeme emrinin kesinleşip kesinleşmediği irdelenmeli, bu bağlamda, itirazın reddine ilişkin davaya konu 05.10.2009 tarih ve 174 sayılı komisyon kararına karşı idare mahkemesinde, süresinde dava açılıp açılmadığı araştırılmalı, kesinleşme söz konusu ise artık iş mahkemesinde menfi tespit ve itiraz davası açılamayacağı hususları gözden uzak tutulmamalı, ödeme emri iptali yönünden ise 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı olarak inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmelidir....

              Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

              Yapılan incelemede; davaya konu ödeme emrinin 2019082666XQy0000002 ana dosya numaralı olduğu, anılan ödeme emrinin iptali için idari yargıda açılan dava sonucunda Samsun Vergi Mahkemesi'nin 2019/484- 811 E ve K sayılı kararı ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği görülmüş, ancak anılan idari yargı kararının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamıştır (Dosyada mevcut Samsun BİM 2. Vergi Dairesi'nin 2020/5- 110 E ve K sayılı kararı, başka bir ödeme emrinin iptali talebine ilişkindir). Bu duruma göre; ödeme emrinin iptaline ilişkin idari yargı kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, iptal kararının kesinleşmiş olması halinde, davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmiş olması (Y. 4....

              Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

                Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....

                UYAP Entegrasyonu