Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş Tic ve San A.Ş'ye Kurum borcundan dolayı takip no:2008/015097 sayılı takip dosyasından 07.10.2008 tarihinde tebliğ edilmiş ödeme emrinin olduğu, davanın ise 06.05.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Yasanın 58. maddesi gereği “Menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....

    Dava, 15.05.2009 tarihli ödeme emrinin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, hak düşürücü süre nedeniyle iptal davasının reddine, menfi tespit davasının ise tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine biçiminde hüküm tesis etmiştir. Hükmün, davacı mirasçılar avukatı ile davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

      Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine benzer bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır. “Üçüncü Şahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi”ni düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi sadece üçüncü şahıslar yönünden menfi tesbit davasına yer vermiş, bu olanak Kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....

        Herhangi bir nedenle itiraz süresininin geçirilmesi halinde üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4). Somut davada, davacı şirkete 11.572.454 sayılı 2012/29208- 221 takip numaralı dosya üzerinden ödeme emri gönderildiği, dava konusu istemin de bu ödeme emrinin iptali olduğu, ödeme emrinin davacı şirkete 02.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın 05.10.2017 tarihinde açıldığı, dolayısıyla yasal süre içerisinde ödeme emrinin iptalinin dava konusu edildiği anlaşılmaktadır....

        Denetmen tarafından hazırlanan rapora göre davacı hakkında borç tahakkuk edilmiş fakat henüz ödeme emri tebliğ edilmemiş ise dava menfi tespit davası olacaktır. Ancak, borç tahakkuk ettirilmiş ve davacıya da ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmiş ise dava ödeme emrinin iptali davası olacaktır. Mahkemece kurulan hükme göre davacı hakkında düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, dosya içerisinde ödeme emri belgesine ve ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belgeye rastlanılmamıştır. Davanın ödeme emrinin iptali davası olduğunun kabul edilmesi halinde; davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün ile sınırlandırmıştır....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Asıl dava menfi tespit, birleşen dava ödeme emrinin iptali istemlerine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde asıl ve birleşen davaların kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

          Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, menfi tespit davasının açıldığı tarihe kadar, bono vasfı taşıyan takip konusu senet yönünden üç yıllık zamanaşımı süresi gerçekleşmemiş ve 27/04/2011 tarihinde menfi tespit davasının açılması ile zamanaşımı kesilmiştir. Söz konusu davanın kesinleşmesinden sonra zamanaşımı işlemeye başlayacağından şikayet eden borçlu hakkında zamanaşımının oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Davacı borçlu tarafından istinaf dilekçesinde takip dosyasında yenileme olmadan ödeme emrinin gönderilemeyeceği belirtilmişse de takipte borçluya tekrar ödeme emri gönderilmesi sonuca etkili olmadığından mahkemece ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmesi yerindedir....

          Eldeki davada ise, öncelikle davacının HMK’nın 31’inci maddesi kapsamında talebi açıklattırılmalı, bu kapsamda, hacizlerin kaldırılması ve kurumca kendisi hakkında başlatılan takiplerin iptali istemine ilişkin olarak, davacının 1999 ve 2000 yıllarına ait olduğunu borçların dayanak ödeme emirleri olup olmadığı hususu ile talebinin menfi tespite mi yoksa ödeme emrinin/emirlerinin iptali istemine yöneldiği hususu belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir....

            Av. ... aralarındaki karşılıklı menfi tespit - itirazın iptali - alacak davası hakkında ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 17.06.2013 gün ve 2012/21 E. - 2013/282 K. Sayılı hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Menfi tespit ve itirazın iptali davalarına konu olan ... 2. İcra Dairesi'nin 2005/3941 sayılı icra dosyasında borçluların ödeme emrine itiraz dilekçelerinin mevcut olmadığı ve borçlu ...'e ödeme emrinin tebliğine ilişkin evraktaki tebliğ tarihinin okunaklı olmadığı anlaşıldığından, heyetçe incelenmesine gerek görülen söz konusu itiraz dilekçesi ve ödeme emrinin tebliğine ilişkin evrakın okunaklı önlü - arkalı onaylı suretlerinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Anlaşılacağı üzere, "menfi tespit" niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının hak düşürücü nitelikte olan yedi günlük süre içerisinde açılması zorunludur. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu