ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/461 Esas KARAR NO : 2022/266 DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 11/07/2021 KARAR TARİHİ : 29/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ...---- ilamsız icra takibi dosyasıyla müvekkili hakkında sözde alacağı olduğundan bahisle icra takibi başlattığını, davalının usulsüz bir tebligat yaptığını, müvekkilinin de icra dosyasından haberdar olmadığını, davalının daha sonra dosyasını takip etmediğini, icra dosyasının müdürlükçe işlemden kaldırıldığını, sonrasında dosyaya müdahil olan davalı vekilince yenileme emrinin tebliğe çıkartıldığını, dosyanın ---- esas sayılı dosya numarası ile yeniden işleme konulduğunu, davalı tarafça ilgili icra dosyası ile müvekkilinin başkaca alacaklı olduğu icra dosyasındaki alacağı haczedilerek davalı tarafça haksız bir tahsilat yapıldığını...
Tüketici Mahkemesine gönderilmesini, davaya konu icra takiplerinin 22.11.2010 ve 28.12.2010 tarihlerinde açıldığını ve itiraz edilmeden kesinleştiğini, icra takibi kesinleştikten sonra 1 yıl içerisinde davacının menfi tespit davası açabileceğini, ancak davacının 1 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra istirdat davasını açtığını, sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların 2 yılda zamanaşımına uğrayacağını ve uyuşmazlık konusu olayın 11.09.2008 tarihinde meydana geldiğini, bu nedenle davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, icra dosyasına ödenen miktarın herhangi bir ihtiraz kayıt ileri sürülmeden ödendiğini, yurt dışında alınan sürücü belgelerinin, yurda giriş tarihinden itibaren 1 yıl geçtikten sonra kullanılamayacağını belirterek açıklanan nedenlerle davanın görevsizlik nedeni ile reddini, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin alacağı mazot bedelinin teminatı olarak davalı şirkete 4.2.2000 tanzim ve 25.7.2000 vade tarihli , 500.000.000.TL'lik bono verdiğini,bedeli ödenen ve karşılıksız kalan bononun iade edilmeyerek davalı bankaya ciro edilip kötü niyetle müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını belirterek bono nedeniyle borçlu bulunmadıklarının tespiti ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Zira, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Prof. Dr. Hakan Pencanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Do. Dr. Meral Sungurtekin Özkan, Doç. Dr. Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156-164) Anılan maddeye göre, aleyhine tazminat hükmedilen tarafın açacağı davanın niteliğine göre (menfi tespit veya alacak davası) icra takibi durur, lehine tazminat verilen asıl takibin borçlusu menfi tespit davası açarsa, bu dava aleyhine tazminata hükmedilen asıl takibin alacaklısı lehine sonuç doğurmayacağından, lehine tazminat verilen borçlunun, mahkeme ilamını alacaklı aleyhine icra takibine koymasına engel olmaz. Bu nedenle borçlunun açmış olduğu menfi tespit davası, yine borçlunun alacaklı aleyhine tazminatın tahsili amacıyla başlattığı icra takibini durdurmaz....
Dava, icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacı taraf dava dışı Mert Sig. Ar. Hiz. Ltd. firmasının kendilerine acentelik sözleşmesinden kaynaklanan borcu bulunduğunu, anılan firmanın da kendilerinden icra inkar tazminatından dolayı alacağı olduğunu, bu alacağın davalıya temlik edildiğini, temlik alan davalının ise haklarında icra takibi yaptığını ileri sürerek, takas beyanları uyarınca borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir. Mahkemece, yukarıda anılan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacının, acentesi Mert Sig. Ar. Hiz. Ltd. firmasından ... alacağına ilişkin olarak lehine verilen hüküm Dairemizin ilamı ile onanmış, davalı ise temlik aldığı alacakla ilgili olarak icra takibinde bulunmuş, yargılama devam ederken davacı icra takibi tehdidiyle ödeme yapmak zorunda kalmış olup, bu durumda menfi tespit istemi kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüştür....
Dava, kira sözleşmesi kapsamında menfi tespit istemine ilişkindir. 2004 sayılı İİK'nın 72. Maddesinde Menfi Tespit ve İstirdat Davası '' Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik: 9/11/1988- 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar....
Kabul tarihi 28.03.2023 olan 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 31.maddesi ile de 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş olup ayni yasanın geçici 1. Maddesi ile "... 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır. " hükmü getirilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında mobil telefon hizmet sözleşmesi imzalanmış olduğunu, müvekkilinin sözleşme hükümlerine göre üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ancak hizmet karşılığı bedelleri alamadığını, hakkında icra takibi kesinleşen davacının --------borcunu kabul etmesi ve dosya borcunu ödemesi üzerine icra takip dosyasının kapatıldığını, davacının şikayetinin haksız ve yersiz nitelikte olduğunu, icra takibinin itiraz edilmeksizin kesinleşmesi ve ödemenin yapılması nedeniyle dava şartı niteliğindeki hukuki yarar şartı yokluğundan reddinin gerektiğini beyanla davanın usul ve esastan reddine, davacının %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve beyan etmiştir İNCELEME VE GEREKÇE: İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır ----------karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/11128 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takip sırasında müvekkiline İİK'nun 89/1 maddesi uyarınca haciz ihbarnamesinin gönderilmesi üzerine süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle İİK'nun 89/2 maddesi uyarınca ihbarname gönderildiğini, haciz ihbarnamesinin tebliğinin usulsüz olduğunu, müvekkili tarafından tebliğ öğrenildiğinde itiraz edilmiş ise de icra müdürlüğünce itirazın reddedildiğini, müvekkilinin takip borçlularına, ihbarnamelerin gönderildiği ve dava tarihi itibariyle borcunun bulunmadığını, ancak davalının takibe kötüniyetli olarak devam ettiğini belirterek müvekkilinin dava dışı takip borçlularına borçlu olmadığının tespiti ile haksız ve kötü niyetli işlem nedeniyle % 40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 24/05/2011 tarihli celsede icra dosyasına ödeme yapılması nedeniyle davaya istirdat davası olarak devam edilmesini istemiştir. Davalı cevap vermemiştir....
(Menfî Tespit Davası ve İstirdat Davası - ... , Ankara 2003, s.233-234) İİK m.72/7 hükmüne göre, İcra ve İflas Hukuku anlamında istirdat davasını, kesinleşmiş icra takibi dolayısı ile cebri icra tehdidi altında borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs açabilir. Menfi tespit ve istirdat davası sonucu verilecek mahkeme kararı, kesinleşmeden infaz olunamaz. İİK.nun 72/6. maddesi gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmüş olması, bu ilamın infazı için kesinleşmesi koşulunu ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla davacının, takip borçlusu olarak ödediği paranın iadesi istemiyle gideceği hukukî yol, davalı takip alacaklısı hakkında yeni bir ilâmsız icra takibi başlatmak olmayıp, öncelikle genel hükümlere göre istirdat davası açması ve davayı kazanmasıdır....