Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticesinin talep esas alınarak belirleneceğini, neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğunu, menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, çünkü menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığını, yani ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını, aynı durumla ilgili olarak aynı şekilde menfi tespit davasında arabulucuğa gidilmemesi gerektiğine dair Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2020/85 Esas 2020/454 Kararı bulunduğunu, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca...

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticesinin talep esas alınarak belirleneceğini, neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğunu, menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, çünkü menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığını, yani ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını, aynı durumla ilgili olarak aynı şekilde menfi tespit davasında arabulucuğa gidilmemesi gerektiğine dair Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2020/85 Esas 2020/454 Kararı bulunduğunu, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca...

    Anılan maddeye göre; "Bu Kanunun 4'üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır". Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesi zorunlu arabuluculuk dava şartını "…konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri…" ile sınırlı tutmuştur. Somut olayda, dava bir alacak ya da tazminat davası olmayıp 3 adet senetten dolayı borçlu olmadığının tespitinin istendiği, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığı bu yönü ile davacıların istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılması ile dosyanın esası hakkında karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 19....

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/691 E. 2008/366 K. sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını, davalıların takibi durdurmak için teminat mektubu verdiğini, iş bu menfi tespit davasının kısmen kabul edildiğini ve hükmün kesinleştiğini teminat mektubunun nakde çevrilmesini engellemek için davalıların müvekkilleri aleyhine ... 4. İcra Dairesinin 2010/5813 E. sayılı haksız icra takibine giriştiğini bu takibin dayanağı olan 123,000 TL bedelli banka ödeme makbuzunun kesinleşen menfi tespit davasında irdelendiğini ve bu belgeye itibar verilmediğini, davalıların amacının ... 31. İcra Müdürlüğündeki paranın müvekkillerine ödenmesine mani olmak olduğunu bu sebeple takas mahsup talebinde bulunduklarını ve ... 4....

        Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu düzenlenmiş bulunmaktadır. Yasanın düzenlemesi gözönüne alındığında, arabuluculuk açısından açıkça dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olduğu, kanun maddesinin metni ve gerekçesi açıkça genişletici yoruma elverişli bulunmadığı, bu durumda menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında bulunmadığı, Yargıtay 19.Hkuk Dairesinin 2020/85 esas, 2020/454 karar sayılı ve 13/02/2020 tarihli Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikte kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik bağlayıcı kararı uyarınca belirtilen bağlayıcı Yargıtay kararı nazara alınarak bu tarihten sonra, menfi tespit davalarının arabulucuk yasası kapsamında olduğu savunulamayacaktır....

        Fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş ve 01/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanması gerekliliği geçici madde ile düzenlenmiştir. 7445 Sayalı Kanunun Geçici 1. Maddesine göre 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 01/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır. Geçici 1. Maddenin gerekçesi ise şu şekildedir "Geçici Madde 1- Maddeyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hükümlerin 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanacağı hükme bağlanmaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Verilen önceki hükmün bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda menfi tespit davasının kabulüne, davacı tarafın tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekilinin temyizi, lehlerine tazminata hükmolunmamasına ilişkindir. İİK.nın 72/5. maddesi gereğince dava borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararında davacıdan da tahsili için tazminata karar verilir....

            HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

            Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, Beykoz İcra Müdürlüğü’nün 2006/2259 sayılı dosyasında borçlu davacının 4.800 YTL’lik (temerrüt faizi uygulanmak suretiyle) kısmına yönelik olarak davalı ...’a borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince ve katılma yolu ile davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Davalı vekilinin temyiz dilekçesi, temyiz defterine kaydedilmediği gibi, harcı da yatırılmadığından, temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2-Dava, İİK’nun 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarında davacının borçlu olmadığı miktar saptanarak, bu miktar yönünden borçlu bulunulmadığının tespitine biçiminde hükmün oluşturulması gerekir. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden olumlu tespit şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, verilen çek karşılığında unların davalı yanca teslim edilmediği, çekin haksız olarak icra takibine konu edildiği iddiasına dayanan menfi tespit davasıdır. Davalı vekili, çekin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini, müvekkilinin temel ilişkiyi ispatlamak zorunda bulunmadığını belirterek davanın reddi ile % 40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu