Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tedbiren ödemenin durdurulması ve kambiyo senedinin bedelsizlik iddiasına ilişki menfi tespit davası açma zaruretinin hasıl olduğunu, arz ve izah edilen nedenler ve mahkemece tespit edilecek diğer nedenlerle davalı tarafça dürüstlük edimini yerine getirmeden cari borç durumunu bilerek ve isteyerek saklaması sonucunda hile ile karşı edimini gereği gibi ifa etmemiş olması gerekçesiyle, yukarıda bilgileri verilmiş kambiyo senedinin bedelsiz kılınmasına, dava konusu kambiyo senedinin bankaya sunulması veya icra takibine konulması ihtimaline karşılık tedbir kararı verilerek durdurulmasına ve ilgili banka şubesine tedbir kararının bildirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Mahkemece, davanın kabulüne, davacıların 6.167 TL borçlu olduklarının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilerek Dairemizin 08/06/2015 gün ve 2014/19590 E- 2015/8470 K sayılı ilamıyla, menfi tespit davasında olumlu tespit hükmü kurulamayacağından bahisle bozulması üzerine mahkeme bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, dava bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, dosya kapsamında bulunan ve davacının imzasını inkar etmediği belgede davacıların 6.167 TL borçlu olduklarının yazılı olduğu, öte yandan davalı hakkında ... 1.Sulh Ceza Mahkemesi tarafından açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçundan hakkında mahkumiyet kararı verildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacıların ... 4.İcra Müdürlüğü'nün 2010/2645 Esas sayılı dosyasında 8.833 TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Menfi tespite ilişkin davada ... Asliye Ticaret ve ... Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yeri belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R- Dava menfi tespit istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın kambiyo senedine ilişkin açılan menfi tespit ve devamında dönüşen istirdat davası olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun poliçeye ilişkin hükümlerin bu davada uygulanmasının gerektiği gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, davalı kurumun abonesi olan müvekkilinin kaçak elektrik kullanımı olmadığı halde, kaçak iddiası ile bedel istendiğini belirterek, 30.294.00.-TL.borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kaçak elektrik kullandığının belirlenmesi ile kaçak bedel tahakkuku yapıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 7.11.2003 tarihli tutanak ile tahakkuk ettirilen borç tutarının 30.293.30.-TL.olmayıp, 3.504.42.-TL.olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Davacılar vekili, davacıların davalı şirketten 15.09.2011 günlü sözleşmeyle 2380 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki E Blok PH 3 numaralı bağımsız bölümü (yeni EG1 Blok 9 numaralı bağımsız bölümü) satın aldığını, bağımsız bölümün teslim edilmesine rağmen ortak alanlarda yapılması vaat edilen işlerin eksik ya da ayıplı imal edildiğini belirterek adi yazılı satış sözleşmesine göre ödenen 46.472 Sterlinin ödeme tarihinden en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsilini olmazsa iskan ve sitedeki eksik ve ayıplı işlerden dolayı bedel indirimi yapılarak taşınmazın tapusunun davacı adına tescilini ve menfi zararlarının karşılanmasını talep etmiştir....

            Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/271 Esas sayılı dosyasından açtıkları menfi tespit davasının reddedildiğini, davalı hakkında bedelsiz senedi kullanmak suçundan ...Sulh Ceza Mahkemesi'ne açılan kamu davasında, takibe konu senedin 1.500 TL'lik kısmının ödendiğini ikrar ettiğini, davalının bedelsiz senedi kullanmak suçundan mahkumiyetine dair hüküm verildiğini , davalının menfi tespit davasında yalan yere yemin ettiğinin meydana çıktığını, HMK'nın 375/1-g maddesinde yer alan yargılamanın iadesi şartının yerine geldiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya vermemiştir. Mahkemece, davalı hakkında ...Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2012/95 E. sayılı dosyasından bedelsiz senedi kullanmak, ......

              işlemlerinin ve 19.11.2009 tarihli satış işleminin durması için tedbir karar verilmesini ve davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/605 Esas KARAR NO : 2021/1078 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/07/2019 KARAR TARİHİ : 05/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmeye dayalı ------ karşılığında anlaşıldığını, ---- vadeli çekler ve sıralı vadeli bonolar şeklinde ödendiğini ancak 31.10.2018 teslim tarihinde anlaşılan ---- tesliminin müvekkiline yapılmadığını, müvekkiline ---- istinaden hiç bir mal teslimi yapılmadığını, dolayısıyla davalı sözlü anlaşmaya istinaden kendisine yüklenen yükümlülüğü yerine getirmemiş olduğundan müvekkilinin davaya konu çekleri ve bonoları ödeme yükümlülüğü yok iken ve sözü edilen çek ve bonoların müvekkiline iadesi gerekmekte iken davalının haksız ve kötüniyetli olarak günü gelen çekleri ve bonoları icra takibine koyduğunu ve müvekkil aleyhine...

                  Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitinin mahkemeden istemesi mümkündür. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki bu da istirdat davasıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18.01.2012 tarih, 2011/19-622 Esas - 2012/9 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, davacı/borçlu idare tarafından borçlu olmadığının tespiti davası açıldığı, hal böyle olunca, mahkemece taraflar arasında davacı idarece bedel tespit tescil davasında depo edilen bedeller, irdelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

                    Davacının talebi yasada düzenlenen idari dava türleri kapsamında olmayıp, yersiz ödendiği iddia edilen paranın iadesi ve menfi tespit istemine ilişkindir. Şu halde; mahkemece uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı yeri olduğunun kabulü ile işin esastan incelenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın yargı yolu bakımından usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu