Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156-164) Anılan maddeye göre, aleyhine tazminat hükmedilen tarafın açacağı davanın niteliğine göre (menfi tespit veya alacak davası) icra takibi durur, lehine tazminat verilen asıl takibin borçlusu menfi tespit davası açarsa, bu dava aleyhine tazminata hükmedilen asıl takibin alacaklısı lehine sonuç doğurmayacağından, lehine tazminat verilen borçlunun, mahkeme ilamını alacaklı aleyhine icra takibine koymasına engel olmaz. Bu nedenle borçlunun açmış olduğu menfi tespit davası, yine borçlunun alacaklı aleyhine tazminatın tahsili amacıyla başlattığı icra takibini durdurmaz. Öteki deyişle, eğer aleyhine kötüniyet tazminatı hükmedilen asıl takibin alacaklısı, borçlunun kötü niyet tazminatını tahsil amacıyla kendisi hakkında başlattığı icra takibini durdurmak istiyorsa, genel mahkemelerde borçlu aleyhine alacak davası açması gerekmektedir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada Kartal 1. Asliye Hukuk ve Kartal 3. Sulh. Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK.’nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ... ve diğer kat malikleri hakkında 12.452,00 YTL asıl alacak, 1.848,08 YTL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 14.300,08 YTL üzerinden icra takibi yapıldığı ve bu miktar değer gösterilip, harcı yatırılarak menfi tespit davası açıldığı anlaşılmaktadır....

      na tabi menfi tespit davasının anılan düzenlemeden ayrı tutulduğuna dair gerek TTK’da gerekse İİK’da bir hüküm de bulunmamaktadır. İİK kapsamında kalmayan menfi tespit davaları da olabileceği için menfi tespit davasının ayrıntılı olarak İİK’da düzenlenmesi de dava şartı arabuluculuk dava şartından muaf olması için yeterli bir dayanak değildir. İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasının aynı zamanda yargılama sırasında ödeme üzerine kendiliğinden istirdata dönüşme ihtimali de gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme üzerine açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı da Yargıtay'da tartışmalı bir konudur. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi ödemeden sonra istirdat davası yerine soyut olarak tespitle yetinilmesini istenilmesi özel düzenlemelerden olmadığı gibi genel biçim koşullarına aykırılık oluşturduğundan davanın reddi gerektiği görüşünde (Baki Kuru Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası sayfa 233 ve devamı, Yargıtay 19....

        ödemelerin Euro üzerinden yapıldığından herhangi bir vade farkı oluşması da mümkün olmadığını, öncelikle bu yönüyle mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Birleşen dava yönünden ise mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi ile alacak ve borç miktarının belirlenmiş olmasından bahisle davanın reddine karar verildiğini, alacak borç miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmiş olması menfi tespit davasının haksız olduğunu göstermeyeceğini, aksine menfi tespit davasının haklı olduğunu gösterdiğini, mahkemenin "1 yıl içerisinde alacak ve borç miktarının kesinleşmiş olması dikkate alınarak" şeklindeki değerlendirmeyi de anlamanın mümkün olmadığını, mahkemeye intikal etmiş bir alacak ve borç yasal prosedür çerçevesinde kanun yolları tüketilmek suretiyle kesinleşeceğini, mahkemenin buradaki kesinleşmeden neyi kastettiğinin belli olmadığını, mahkeme tarafından bu şekilde afaki ve soyut değerlendirmeler ile menfi tespit davasının reddedildiğini, kanunda 1 yıllık sürenin sadece haksız icra takibi...

          ödemelerin Euro üzerinden yapıldığından herhangi bir vade farkı oluşması da mümkün olmadığını, öncelikle bu yönüyle mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Birleşen dava yönünden ise mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi ile alacak ve borç miktarının belirlenmiş olmasından bahisle davanın reddine karar verildiğini, alacak borç miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmiş olması menfi tespit davasının haksız olduğunu göstermeyeceğini, aksine menfi tespit davasının haklı olduğunu gösterdiğini, mahkemenin "1 yıl içerisinde alacak ve borç miktarının kesinleşmiş olması dikkate alınarak" şeklindeki değerlendirmeyi de anlamanın mümkün olmadığını, mahkemeye intikal etmiş bir alacak ve borç yasal prosedür çerçevesinde kanun yolları tüketilmek suretiyle kesinleşeceğini, mahkemenin buradaki kesinleşmeden neyi kastettiğinin belli olmadığını, mahkeme tarafından bu şekilde afaki ve soyut değerlendirmeler ile menfi tespit davasının reddedildiğini, kanunda 1 yıllık sürenin sadece haksız icra takibi...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit-alacak davasına dair karar Dairemizin 09.10.2012 gün ve 9769-13041 sayılı ilamı ile onanmasına ve bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı ve davalı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı Yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 210.00.-TL para cezası ile aşağıda yazılı harcın karar düzeltme isteyenlerden ayrı ayrı alınmasına 26.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit ve alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve alacak davasına dair karar Dairemizin 07.05.2013 gün ve 2013/2406-2013/8022 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı Yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 226.00.-TL para cezası ile aşağıda yazılı harcın karar düzeltme isteyenden alınmasına 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit -Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve alacak davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av. ... geldiler. Davalı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit, alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve alacak davasına dair karar Dairemizin 21.05.2013 gün ve 2013/4726-2013/8950 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davalı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 210.00.-TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınmasına, karar düzeltme harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece, davacının ibraz ettiği üç adet ödeme belgesinin davalı tarafından kabul ve ikrar edildiği, takip kesinleştikten sonra yapılan ödemeler nedeniyle açılan menfi tespit davasına bakma görevinin İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın icra mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 22.01.2013 tarih, 2012/15114 Esas, 2013/1042 Karar sayılı ilamıyla; "mahkeme tarafından dava İİK.nun 71.maddesine dayalı menfi tespit davası olarak nitelendirilmiş ise de, dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere davanın teminat amacıyla verilen çekin ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin bulunduğu, öte yandan İİK.nun 71.maddesinin menfi tespit davası ile ilgili olmayıp madde başlığından da anlaşılacağı üzere “İcra Mahkemesi Kararıyla Takibin Talik veya İptali”ni hükme bağladığı, menfi tespit davasıyla icra takibinin talik veya iptali...

                    UYAP Entegrasyonu