Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sonuç itibariyle yasa metni ve gerekçe bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ''alacak'', ''tazminat'' davalarının tür olarak arabuluculuğa başvurma şartına bağlandığı, menfi tespit davasının ise anılan düzenleme kapsamı dışında tutulduğu sonucuna ulaşılması pek mümkün görülmemiştir. Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde, ayrıca menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılması ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde de yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....

    HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

      DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/04/2019 KARAR TARİHİ : 02/05/2019 YAZIM TARİHİ : 06/05/2019 Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar .... ve ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit, Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit, alacak davasına dair karar, davacı ... k.davalı ile davalı ... k.davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Hüküm, davacı ... karşı davalı ... vekili ile davalı k.davacı .... vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, taraf vekillerince verilen 7.1.2013 tarihli feragat dilekçelerinden daha önceki temyiz taleplerinden feragat ettiklerini ayrı ayrı beyan ettiklerinden, vaki feragat sebebiyle davacı ... karşı davalı ile davalı, karşı davacı vekillerinin temyiz dilekçelerinin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 25.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre uyuşmazlığın vekalet sözleşmesinden kaynaklandığı, davalıların zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, birleşen davada alacaklı takipten vazgeçtiğinden menfi tespit davasının konusuz kaldığı gerekçesiyle 11.821.00 YTL' nin davalı ...' dan tahsiline, menfi tespit davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle alacak davası yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir. 2-Davalılar davacı tarafından senede dayanılarak takip edildiğinden davacı alacaklı takipten vazgeçmiş olsa bile borçluların bu senet yönünden menfi tespit davası açmakta hukuki yararları vardır....

            Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre takibe konu faturaların içeriğindeki malların davacı tarafından teslim alındığı ancak bedellerinin ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı,iş bu davada ....İcra müdürlüğünün 2012/2559 esas sayılı dosyasında takibe konulan faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Dosya içeriğinden davacının anılan takibe itirazı etmesi üzerine takibin durduğu ve davalı tarafından ... .Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/215 esas sayılı dosyası ile 12.06.2012 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Eldeki menfi tespit davası ise 22.06.2012 tarihinde açılmıştır. İtirazın iptali davası daha önce açıldığı için aynı konuda menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı yoktur....

              İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari menfi tespit davasında arabuluculuk dava şartının bulunmadığını, HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeceği, bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekeceği, bu nedenle ticari menfi tespit davasında arabuluculuğun dava şartı olmadığı ve olamayacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkindir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit - alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve alacak davasına dair karar Dairemizin 10/09/2013 gün ve 2013/4552-12108 sayılı ilamı ile onanmasına ve bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı ve davalı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağı ve taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece alacağın kısmen kabulüne kısmen reddine, menfi tespit isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

                      UYAP Entegrasyonu