Mahkemece yapılan yargılama ve alınan Adli Tıp Kurumu Raporuna göre, çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği, dava sırasında borcun icra tehdidi altında ödenerek davanın istirdat davasına dönüştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile yapılan ödemenin istirdatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, çeke dayalı menfi tespit davası olup davacı vekili dava konusu çekteki ciranta imzasının müvekkiline ait olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece alınan 29.06.2015 tarihli Adli Tıp raporunda imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir. Oysa ki anılan rapor mukayese belgeler açısından yeterli incelemeyi içermemektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup yargılama sırasında çekler tahsil edilmekle istirdat davasına dönüşmüştür. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır....
Konusu para alacağı olan davayı; alacaklının, alacak davası olarak açması halinde dava şartı arabuluculuk kapsamında kabul edilmesine rağmen, konusu aynı para alacağına ilişkin olan ama borçlu tarafından açılan menfi tespit davasını dava şartı kapsamında olmadığını kabul etmek hakkaniyete, eşitliğe ve evrensel hukuk prensiplerine aykırı olacaktır. Bir diğer husus ise; İ.İ.K.'nın 72/6. Maddesine göre; ''Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.'' Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere; Menfi tespit davası açıldıktan sonra, borçlu icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasına, aynı dosya üzerinden ve kendiliğinden istirdat davası olarak devam edilecektir. Kısacası menfi tespit davası bir nevi alacak davasına dönüşecektir. Alacak davasının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu aşikardır. H.M.K.'nın 115....
Kozmetik Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında 29/06/2007 tarihinde satış temsilcisi kayıt formu imzalandığı, sözleşmenin ifa yerinin ... ili olduğu, davacının ikametgahının ..., davalının ikametgahının İstanbul ili olduğu, HMK'da menfi tespit davalarına ilişkin özel bir yetki kuralının bulunmadığı, menfi tespit davasına dayanak icra takibinin ...'da başlatılmış olmasının ... Mahkemelerini yetkili hale getirmeyeceği gerekçeleriyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/son maddesine göre menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın sadece menfi tespit davası olmadığını, birden fazla dava içerdiğini, menfi tespit, istirdat, tapu iptal ve tescil davaları tek dava içinde istendiğini, takibe konu alacağın istirdat davası niteliğinde olduğunu, borçlunun istirdat davası sonucu, ilamı hemen icraya koyabileceğini, ilamın kesinleşmesinin beklemesinin gerekmediğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamından davalı tarafından davacı ve birleşen dosyaların davacıları hakkında Yalova 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olarak açılan davada, Pamukova Asliye Hukuk (Tüketici mahkemesi sıfatıyla) ile İstanbul 3. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit, istirdat, tapu iptali ve tescil, ihraç süresinde tesis edilen kooperatif işlerinin iptali ve itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı-birleşen davalı ... vekilince duruşmasız, davalı-birleşen davacı kooperatif vekilince duruşmalı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Mahkemece, bozmaya uyularak istirdat davasının reddine, 669 sayılı KHK'nın 105. maddesi dikkate alınarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, davacının istirdat ve menfi tespit taleplerinin ıslah dilekçesi de dikkate alınmak suretiyle ne miktarda olduğunun, reddedilen menfi tespit ve istirdat taleplerinin ayrı ayrı tutarlarının gerekçede ayrıntılı şekilde gösterilmesi gerekmektedir. Mahkemece, bu doğrultuda ayrıntılı bir gerekçe oluşturulmadığı anlaşılmaktadır....
Limited Şirketinin menfi tespit ve çek istirdat davasının reddine, davacı ... Limited Şirketinin menfi tespit davasının ve istirdat talebinin kabulüne, davacının tazminat talebinin reddine karar verildiği, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesinin 24/01/2018 tarihli 2012/48 E.-2018/65 K. Sayılı kararıyla, davacı ... şirketinin menfi tespit ve istirdat talebinin reddine, davacı ... Şirketinin menfi tespit talebinin kabulüne, istirdat talebinin reddine karar verildiği, davacılar vekilinin her iki davacı yönünden istinaf başvurusunda bulunması üzerine, Dairemizce HMK 355. Madde gereğince resen yapılan incelemede, davalılardan ... Ltd....
Dava konusu çeklerin fotokopilerinin incelenmesinden davacı tarafından davalı adına düzenlendiği tespit edilmiştir. Davalı yana ticari defterlerini ibraz etmesi için meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı yanca süresi içerisinde ticari defterleri ibraz edilmemiştir. Bankaya yazılan müzekkereye verilen cevapta dava konusu 2 ayrı çekin 15.12.2021 tarihinde ve 31.12.2021 tarihinde Çek takas Merkezi aracılığıyla ödendiği tespit edilmiştir. Banka yazısı uyarınca ve davacının beyanı doğrultusunda, davacının açmış olduğu menfi tespit davası İİK 72. maddesi gereğince istirdat davasına dönüşmüştür. Davacıya ait ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan 08.06.2022 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden; Davalıya vermiş olduğu 15.09.2021 Vadeli 255251 nolu 60.000,00 TL * 15.10.2021 Vadeli 255252 nolu 60.000,00 TL * Nakit ödeme 257,34 TL ile toplam 120.257,34 TL ödemenin karşılığının; davalı tarafından 10.09.2021 tarihinde düzenlenen ......