"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı .. .. iki adet açık hatır bonosu imzalayıp verdiğini, ... ... bu bonoları ciro etmeden davalıya verdiğini, davalının bu bonolara dayanarak genel haciz yolu ile takip yaptığını, takibe konu senetler nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, takibin müvekkili yönünden iptalini ve kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibe konu senetler karşılığında mal teslim edildiğini, senetlerde bedelin malen alındığına dair kayıt bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119). İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır. Ancak menfi tespit davası ile itirazın iptali davasında alacağın var olup olmadığı, yani aynı vakıa tartışılacağı için farklı sonuçlar çıkmaması amacıyla iki davanın birleştirilmesi, davaların birleştirilmesi mümkün olmazsa duruma göre davalardan birinin bekletici mesele yapılması gerekir (Kuru, s.88, Akkan, M.: İcra Hukukunda Menfi Tespit ve İtirazın İptali Davası Arasındaki Derdestlik ve Kesin Hüküm İlişkisi, DEÜHFD 2010, Cilt 12, Sayı 2, s. 1-41)..." şeklinde tespit değerlendirmeler bulunduğu görülmüştür. Dosya kapsamı ve ... 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mirastan feragat sözleşmesinin geçersizliği sebebiyle yolsuz olarak tescil edilen dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 16.01.2016 tarih, 2016/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün 2016/1 sayılı Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay ......
Hal böyle olunca, daha önce görülen Terme Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/9 E.-2013/346 K. sayılı dosyasına konu dava harici satış ile davacıya teslim edilen traktörün resmi satış işleminin yapılmadığından bahisle menfi tespit talebine ilişkin olup, işbu dosyaya konu dava ise harici araç satış sözleşmesinin geçersizliği sebebiyle menfi tespit, aracın iadesi ile icra takip dosyasının iptali talebine ilişkin olup, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olmaması nedeniyle, açılan işbu ikinci davanın, birinci davadaki kesin hükme aykırı olduğu söylenemez ve kesin hüküm oluşturmaz. Bu sebeple yerel mahkemece, kesin hüküm bulunduğundan bahisle, işbu davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş olmasının yerinde olmadığı görülmüştür....
Davacının dava dilekçesindeki açıklamaları ile davalının cevap dilekçesindeki açıklamaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının bu davaya konu ettiği borç tutarının taraflar arasında çekişmeli olduğu, davalının davacı hakkında daha önce icra takibi başlattığı ve fakat Yargıtay bozma kararı sonrası icra takibinin durduğu anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinde davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı yönünden yapılan değerlendirmede; Koop. K. geçici 11. maddede aranan şartları taşımayan, henüz mahkeme kararı yahut icra takibi kesinleşmemiş bir aşamada davacının ayrıca borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) isteminde bulunmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Zira, kooperatif tarafından üyeye yönelik başlatılan icra takibi durmuş ve itirazın iptali davası açılmış ise, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin geçici 11. maddedeki yasal düzenlemeyi resen nazara alması ve somut uyuşmazlığa uygulaması zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması-Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, davanın aile konutundan kaynaklanan tapu iptali ve tescil davası ( TMK m. 194) olduğu, davacı eşin açık rızası alınmadan yapılan satış işleminin geçersiz olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil davasının kabulü ile taşınmazın davalı eş Yüksel adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, verilen bu karar davalı eş tarafından temyiz edilmiştir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. (TMK md. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir....
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, menfi tesbit davasının tefrik edildikten ve ayrı esasa kaydı yapıldıktan sonra, tasarrufun iptali davasının diğer ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması halinde, gerçek bir borç ilişkisinin varlığı tasarrufun iptali davasını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş.'...
Celbi talep edilen ve davacı yanca birleştirilmesi talep edilen dava dosyasının huzurdaki davada davalı konumunda olan kişi tarafından açılmış menfi tespit davası niteliğinde olduğu; huzurdaki davanın ise sonra açılan itirazın iptali davası niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Menfi tespit davası ile itirazın iptali davası arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konulmasına yönelik Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/19-892 Esas, 2020/305 Karar sayılı ilamında, "...İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119)....
Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Zira yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, takibe itiraz sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 14.11.2014 gün ve ..... sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalılar .... Yaramış vekilleri ile davalı ... tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Davacılar vekili asıl ve birleşen davada, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri gereğince, davalı yüklenicinin süresinde edimlerini yerine getirmediğini, kendisine devredilen bir kısım bağımsız bölümleri diğer davalılara sattığını ileri sürerek, sözleşmelerin feshi ile tapu kayıtlarının iptali ve davacı kooperatif adına tesciline, menfi zararın davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., davanın reddini talep etmiş, 04.10.2007 tarihli dilekçesiyle de aleyhine açılan sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tazminat davasının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Diğer davalılar, davanın reddini istemiştir....