Mahkemece, taşınmazın kadastro tespiti ile orman sınırı içinde kaldığı, mülkiyetinin tespit öncesi ve sonrasında da hukuken davacı yanda bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasındaki adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, iadesi talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77. ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
Taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde ise hamil keşideciye karşı dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunabilir. Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davalılardan .... Giyim San. Tic. Ltd. Şti., çeke ciro yoluyla hamil olduğundan anılan yasa hükmü uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davacı keşideciden alacak talebinde bulunabilir. Böyle bir durumda sebepsiz zenginleşmediğinin keşideci tarafından kanıtlanması gerekir. Öte yandan, hamilin senedi bile bile borçlunun zararına hareket ederek kötü niyetle iktisap ettiği iddiasının da TTK'nın 599. maddesi hükmü uyarınca keşideci tarafından ispatlanması gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulduğundan, hükmün davalı .... Giyim San. Tic. Ltd....
Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen menfi tesbit davasında aldırılan bilirkişi raporu ile, davalının adına yapılan ödemeyi şirket hesabına aktarmayarak sebepsiz zenginleştiğinin belirlendiğinden bahisle davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı tarafça temyiz edilmiş ve Dairemizin 11.04.2012 gün ve 2011/22295 E. 2012/9863 K sayılı ilamıyla; “...Dava, BK’ nun 61.maddesi hükmü gereğince sebepsiz zenginleşme sonucu ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir. Davalı ödemenin bir borcun tediyesi için yapıldığını, şirket borcuna karşılık bir ödemenin tediyesi için yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre “... 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.06.2008 tarih 2007/108 esas, 2008/272 sayılı kararında şirket borcunu ödemek üzere davacı tarafından davalıya ciro edilip verilmesine karşılık bu çeklerin davalı defterine kayıt edilmediği tespit edilmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/01/2022 NUMARASI : 2021/436 ESAS - 2022/3 KARAR DAVA KONUSU : Sebepsiz Zenginleşme İddiasına Dayalı Alacak (Yersiz Ödeme) KARAR : Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10/01/2022 tarih ve 2021/436 Esas - 2022/3 Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Danıştay 12....
Bu nedenle sebepsiz zenginleşme davasının borçluya karşı açılması gerekir.'' şeklinde belirtildiği üzere; sebepsiz zenginleşme davasının borçluya karşı açılması gerektiğini,bu davanın alacaklıya karşı açılmasının telafisi imkansız hak kayıplarına yol açacağı ve mevcut İİK prosedürüne uygun olmadığını, gerçek bir alacağa dayalı olarak İİK'dan ve TTK'dan doğan müracaat haklarını kullanan, bu esnada davacı 3.kişinin İstihkak İddiasına maruz kalan, ancak bu hususta İcra Mahkemesinin vermiş olduğu takibin devamı yönündeki karara istinaden alacağını tahsil eden alacaklının, icra dosyasını tahsil ettiği, icra dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılarak dosyanın infazen kapatıldığı bir aşamadan sonra işbu sebepsiz zenginleşme davasına maruz kalmasının İİK'ya açıkça aykırı olduğunu, açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,esas açısından da davanın reddi gerektiğini,haklı bir...
Bu nedenle sebepsiz zenginleşme davasının borçluya karşı açılması gerekir.'' şeklinde belirtildiği üzere; sebepsiz zenginleşme davasının borçluya karşı açılması gerektiğini,bu davanın alacaklıya karşı açılmasının telafisi imkansız hak kayıplarına yol açacağı ve mevcut İİK prosedürüne uygun olmadığını, gerçek bir alacağa dayalı olarak İİK'dan ve TTK'dan doğan müracaat haklarını kullanan, bu esnada davacı 3.kişinin İstihkak İddiasına maruz kalan, ancak bu hususta İcra Mahkemesinin vermiş olduğu takibin devamı yönündeki karara istinaden alacağını tahsil eden alacaklının, icra dosyasını tahsil ettiği, icra dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılarak dosyanın infazen kapatıldığı bir aşamadan sonra işbu sebepsiz zenginleşme davasına maruz kalmasının İİK'ya açıkça aykırı olduğunu, açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,esas açısından da davanın reddi gerektiğini,haklı bir...
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu tadilatların yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır....
Davalı asil, davacı tarafından haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediğini veya menfi tespit davası açılmadığını, dava konusu miktarın, kendisinin bir talimatı olmadan davacı tarafından icra dosyasına ödendiğini, kendisine yapılan bir ödeme olmadığından zenginleştiğinin söylenemeyeceğini, ayrıca aleyhine yapılan icra dosyası nedeniyle borcunun bulunmadığını, bu nedenle dava dışı alacaklı aleyhine açtığı menfi tespit davasının derdest olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....