Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasında ... 1. Asliye Hukuk ve ... 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın, kira ilişkisi nedeni ile düzenlenen kambiyo senedinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 2....

    Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır....

      Dava, TBK 347. maddesine dayalı on yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye ve kira sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir. Mahkemece, kira sözleşmesinin feshi ve tahliye isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.  6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile arasında düzenlenen konut kredisi sözleşmesi gereğince kredi kullandığını, kredi taksitlerini HSBC bankası aracılığıyla yaptığını, ödemelerin tümünün yapılmasına rağmen konutun teslim edilmediğini ileri sürerek, konut kredisi sözleşmesinin feshine, yapılan ödemelerin ödeme tarihlerinden tahsiline, kalan miktar için borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          Dava, mülkiyeti muhafaza kaydı ile yapılan araç satış sözleşmesinin feshi ile aracın iadesi, ayrıca uygun kira ve hor kullanma bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 27.8.2013 tarihli sözleşme gereğince davalının edimini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satış sözleşmenin feshi halinde aracın, alıcının yedinde kaldığı süre nedeniyle satıcı, uygun bir kira bedeli ve ayrıca varsa hor kullanma tazminatı talep edebilir. Nitekim taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinde de bu husus “Satış sözleşmesinin feshi halinde taraflar birbirinden aldıklarını geri vermekle yükümlüdür. Satıcı her halde uygun bir kira karşılığı isteyebileceği gibi ayrıca taşıtta bir bozulma veya hasar olması halinde bir tazminat da isteyebilir.” şeklinde hükme bağlanmıştır....

            Taraflar arasında görülen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, müdahelenin men'i, müspet zarar ve ayıplı işler bedeli nedeniyle tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 22.04.2015 gün ve ......

              Belirtmek gerekir ki, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder ( Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s:146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Mahkememizce tüm dosya kapsamı itibari ile yapılan kontrolde dava dışı ......

                Mahkemece,taraflar arasında İzmir 7.Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp,Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen karara göre kira başlangıç tarihinin 20.3.2003 olduğu,ayrıca davacının aynı konuda İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinde menfi tespit ve istirdat davası açtığı ,eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılamayacağı gerekçe gösterilerek hem kesin hüküm nedeniyle hem de hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm,davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, bu davasında, davalı ile aralarındaki kiranın başlangıç tarihinde ihtilaf bulunduğunu ileri, sürerek kira başlangıç tarihinin tespitine karar verilmesini istemiş; Mahkeme ise taraflar arasında 7.Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen dava dosyası ile kiranın başlangıç tarihinin 20.3.2003 olarak belirlendiği, hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, ayrıca eda davası açılacak hallerde tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Öncelikle belirtmek gerekir...

                  Buna göre mahkemece; uyulan bozma kararı doğrultusunda, davacı kiracının kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu imalat bedellerini vekâletsiz işgörme hükümlerine göre talep edilebileceği dikkate alınarak, kira sözleşmesinin öncelikle sözleşmenin feshi başlığı altında düzenlenen 6.1.maddesini takip eden bir sonraki sayfada yazılı olan ve eksik bırakılan “tüm yatırım, tadilat ve onarımların piyasa değeri üzerinden amortisman bedelleri düşüldükten sonra peşin ödemeyi kabul eder” hükmüne ilişkin tam metni getirtilip, yine kira sözleşmesinin imalata ilişkin özellikle “tarafların yükümlükleri” başlığı altında düzenlenen 3. ve 4. maddeleri ile “sözleşmenin feshi” başlıklı 6.1. maddesi değerlendirilerek bozma kararının gerekleri yerine getirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacının hukuki yararı olmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                    /son "menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir." hükmünü ihtiva etmektedir. Somut olayda; davaya konu 15.01.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde yetkili mahkemenin ... veya ... Mahkemeleri ve icra daireleri olarak kararlaştırıldığı, davaya konu olan icra takibi ...'de başlatılmış olduğu bu takibin borçlusu tarafından ise İİK m. 72'ye dayalı olarak borçlu olmadığının tespiti için bu dava açılmıştır. Buna göre davaya konu olan icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi bu davaya bakmakla yekili olduğundan mahkemece yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında inceleme yapılması gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu