Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin davacıya ödendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, icra takibine konu 2.950 TL. senet nedeniyle davacının davalıya 2.300 TL. borçlu kaldığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ödeme iddiasına dayalı menfi tespit davası olarak açılmış ve dava değeri olarakta ödendiği iddia edilen 2.650 TL. gösterilip, ödenen bu miktar yönünden borçlu bulunulmadığının tespiti amaçlanmıştır. Menfi tespit davalarında, borçlu bulunulmayan kısmın tespitine karar verilmesi gerekir. Mahkemece somut olay bakımından olumlu tespit kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    - K A R A R - Davacı vekili, asıl ve birleştirilen dava yönünden, davalılardan ... arasındaki alacak-borç ilişkisi nedeniyle davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı icra takibi başlattığını, kesinleşen icra takibi üzerine bu borca mahsuben müvekkilinin üç adet bono verdiğini, bu kez bonolara dayalı olarak icra takibi başlatıldığını her iki icra dosyasının da infazına devam edildiğini, davacının gayri menkullerinin satışının önlenmesi için ilk icra takibi dosyasına 177.300,00 TL yatırdığını, taraflar arasında daha sönra düzenlenen protokol uyraınca her iki icra takibine karşılık 300.000,00 TL borçlu olduğunun kabul edildiği protokolün borç baskısı ile imzalandığını bu nedenle geçerli olmadığını belirterek, icra dosyasına yatırılan tutardan 140.000,00 TL'nin istirdadını, 10.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Dava, icra takibinden sonra açılan 2.100.00 TL bedelli üç adet senedin bedelsizliği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Bonolarda lehtar olarak yer alan takip alacaklısı davalı ...'e husumet tevcihi doğru olup, mahkemece işin esasına girişilip hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın husumet yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle, hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takip konusu bononun davalı şirket defterlerine giriş ve çıkış kaydı olmadığı, işe başlarken çalışanlardan aynı şekilde teminat bonosu alındığı, davalı ...’un şirketin muhasebecisi olması nedeniyle bononun teminat amaçlı verildiğini bilebilecek durumda olduğu, iyiniyetli hamil sayılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, takip alacaklısı davalı ... kötüniyetli ve haksız olduğundan alacağın %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davalı ... tarafından icra takibine konulan bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin İİK'nın 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Her ne kadar dava iş mahkemesine açılmış, iş mahkemesince temyiz edilmeksizin kesinleşen görevsizlik kararında uyuşmazlığın kayıt kabul davası olduğundan bahsedilse de dava yukarıda açıklandığı şekilde İİK’na dayalı menfi tespit davasıdır....

          Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı istinaf kanun yoluna getirmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 sayılı HMUK'dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup taraflar arasında kira ilişkisi bulunmaktadır....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/365 Esas KARAR NO : 2021/874 DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİH İ : 30/06/2021 KARAR TARİHİ : 15/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından ... tarihli 8.266,66 değerinde fatura dayanak gösterilerek müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, söz konusu faturanın takipten önce 21.10.2020 tarihinde ödendiğini, bu nedenle icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

            DAVA : Menfi Tespit Davası DAVA TARİHİ : 04/10/2020 KARAR TARİHİ : 08/03/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2022 Mahkememize açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin müvekkili aleyhine 28.773 TL miktarlı tanzim tarihi, 30.05.2018 tarihli olan senede dayalı olarak Ankara......

              Mahkemece toplanan delillere göre, davacının icra takibine konu 11 adet bononun tehdit ile imzalatıldığı iddiasında bulunduğu, davacının zorla senet imzalatma şikayeti sonucunda Cumhuriyet Savcılığınca takipsizlik kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, davalının tefecilik suçundan yargılandığı davada beraat kararı verildiği, davacının davalı aleyhine İcra Hukuk Mahkemesi'nde açmış olduğu, borca itiraz davasında da davanın reddine karar verildiği, kararın 07.07.2011 tarihinde onanarak kesinleştiği, icra dosyasındaki ödeme emrinin ise 18.06.2010 tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiği, bu davanın ise 18.06.2015 tarihinde açıldığı, 6098 sayılı TBK'nun 39. maddesi gereğince zorla ve tehdit ile senet imzalatıldığı iddiasına dayalı menfi tespit davasının tehdidin etkisi geçtikten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı...

                Bu madde gereğince tahliye taahhüdü nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için tahliye taahhüdünün yazılı olması, taahhüdün kiracı tarafından verilmiş olması, taahhüdün kiralananın teslim edilmesinden sonra verilmiş olması, taahhüt edilen tarihten itibaren bir ay içerisinde icra takibi yapılması veya dava açılması gerekmektedir. 4.10.1944 tarih, 20/28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre ilk kira ilişkisi kurulmadan veya kurulurken alınan tahliye taahhütlerinin serbest iradeye dayanmaması nedeniyle geçersizliği kabul edilmiştir. Hiç kuşkusuz kira ilişkisi kurulduktan, kiralanan taşınmaz kiracının kullanımına geçtikten sonra alınan tahliye taahhütleri geçerlidir....

                Dava, davalı tarafça kira bedelinin tahsili için yapılan icra takibi nedeniyle, davacının borçlu olmadığının tespiti için açmış olduğu menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı ile aralarında herhangi bir kira sözleşmesi bulunmadığı halde kendisi aleyhine icra takibi yapmak suretiyle alacaklı olduğunu belirttiği, oysa ki böyle bir borcunun bulunmadığını dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Davalı taraf ise davacının eşinden satın aldığı taşınmazda taraflar arasında sözlü kira sözleşmesi yapıldığını belirtmektedir....

                UYAP Entegrasyonu