Mahkemece, yargılama sırasında davanın istirdat davasına dönüştüğü, davaya konu 6.150,00 YTL miktarının mahkemenin görev sınırını aştığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Somut olayda, menfi tespit davasına konu edilen alacak miktarı 3.500.00 YTL olup davayı görmeye Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemece bu yön gözetilerek işin esasına girilerek uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki “menfi tespit ve istirdat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 18. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.01.2014 tarihli ve 2013/731 E., 2014/7 K. sayılı direnme kararının incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Hukuk Genel Kurulunun 26.10.2016 tarihli ve 2014/9-1138 E., 2016/995 K. sayılı ilamı ile karar bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece bozmaya uyularak karar verilmiş ve dosya tekrar Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü: Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece, “davanın kabulüne” dair verilen direnme kararı, Hukuk Genel Kurulunun yukarıda esas ve karar numarası belirtilen kararı ile bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yeni bir karar verilmiştir....
İİK.nun 72.maddesi uyarınca menfi tespit davası sırasında borç ödenirse dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Dava konusu çek davacı aleyhine başlatılan 2009/6752 Esas sayılı icra takibinde tedbir kararı verilmediği için 22.09.2009 tarihinde fer’ileriyle birlikte ödenmiştir. Bu durumda mahkemece istirdata karar verilmek gerekirken davacının sadece borçlu olunmadığının tespitine hükmedilmesi yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama toplanan deliller benimsenen Adli Tıp Raporuna göre; imzanın davacıya ait olmadığı, icra dosyasında davacıdan yapılan bir tahsilata rastlanmadığı gerekçeleri ile menfi tespit isteminin kabulüne istirdat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 15.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün... ve ... esas sayılı dava dosyası kapsamında menfi tespit ve istirdat isteminde bulunduğu, işbu davanın da davacılarının aynı icra dosyaları kapsamında menfi tespit ve istirdat isteminde bulunduğu, delillerin usul ekonomisi açısından birlikte değerlendirilmesi gerektiği, her iki dosya arasında HMK'nun 166. maddesi kapsamında bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durum karşısında dava dosyasının 6100 Sayılı HMK'nun 166/1 maddesi gereğince Mahkememizin 2021/757 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varan mahkememiz aşağıdaki şekilde karar vermiştir....
İİK.nun 72/son maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda davalı ...'e dava dilekçesi Yenişehir/İzmir adresinde tebliğ edildiği gibi, vekaletnamesinde de adres olarak aynı yer gösterilmiştir. İstirdat davasına dönüştürülen menfi tesbit davasında, mahkemece aksine düşüncelerle yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, dava değerine göre yetkili mahkemenin Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmesi de kabul şekli itibariyle doğru değildir. Bu durumda, mahkemece işin esası incelenerek oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle yetkisizlik kararı verilmesinde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 1.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (1) Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :.............Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasından istdirdat davasına dönüşen istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davaya konu takip alacağının davacı ile davalı arasında meydana gelen trafik kazasından doğduğunu, kaza sonucu oluşan masrafların takipte talep edildiği kadar olmadığı gibi sigorta şirketi tarafından davalıya ödendiğini iddia ederek ........ İcra Dairesnin 2007/187 dosyasındaki borç yönünden borcun bulunmadığının tespitine ve icra işlemlerinin eski hale iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili; usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermemiştir. Yargılama sırasındaki ödeme nedeniyle menfi tespit davası istdirdat davasına dönüşmüştür....
Bu durumda yukarıda anılan kanun hükmü gereği menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü gözetilerek ve hüküm tarihine kadar yapılan ödemeler üzerinde durulup, davacının alacağının istirdatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde menfi tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte gösterilen sebeple hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava ------ numaralı ------------- bedelli çeki kapsamında kısmen menfi tespit/ istirdat istemine ilişkindir. Mahkememizce yapılan yargılamada tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmesi hususunda ara karar kurulmuş olup davacı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmiş davalı tarafın defter ve kayıtları ibraz edilmediğinden incelenememiştir. İncelenen defter ve kayıtlarda davacı şirketin davalı ----- alacaklı olarak göründüğü anlaşılmıştır. Davacı vekilince --- tarihli dilekçe mahkememize sunularak dava konusu çek bedelinin ödendiğinden bahisle davanın istirdat davasına döndüğü belirtilmiş ve bu beyan mahkememizce haklı bulunarak davaya istirdat davası olarak devam edilmiştir....