ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/217 Esas KARAR NO : 2018/171 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 21/03/2016 KARAR TARİHİ : 01/03/2018 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin araç kiralama işi ile iştigal etmekte olduğunu, davalı ile müvekkili arasındaki sözleşme gereği ... ... ... aracın satışı konusunda anlaşmaya vardığını, bu alışverişe ilişkin olarak müvekkilinin ... ... ... Şubesinde bulunan ... iban numaralı hesaba ait ... numaralı .../.../... keşide tarihli ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı ile araç satımı konusunda yaptıkları sözleşme uyarınca davalıya 20.07.2013 tarihli 16.000,00 TL bedelli çek verdiğini, daha sonra davalıya ulaşamadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı adına dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, kanıt yükünün davacıda olduğu, iddiasını ancak yazılı delille kanıtlayabileceği, davacıya verilen yemin teklifine ilişkin kesin süreye rağmen yemin teklifinde bulunmadığı gerekçesi ile kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Av. ... arasındaki menfi tespit davası hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 30.09.2015 gün ve 2014/216 E. - 2015/158 K. sayılı hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 10.04.2017 gün ve 2016/8156 E. - 2017/2904 K. sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere ve özellikle davalı tarafın, 29.01.2015 havale tarihli dilekçesinin 3. bendinde uyuşmazlık konusu ve takibe konulmuş bononun araç alım satımı için verilmiş olduğunu beyan etmiş olmasına göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 27,10 -TL harç ve takdiren 384.00.-TL.para cezasının karar düzeltme isteyen davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 27/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sayılı dosyası ile başlatılan icra dosyalarından İİK. 72 Madde uyarınca borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkil şirketin daha önce de araç alım satımı yapmış olduğu ......
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkili ... ile davalı arasında yapılan harici araç satışı nedeniyle diğer davacı ...’nın keşidecisi olduğu 4.000.-TL.lik bononun bakiye borç nedeniyle ciro yoluyla davalıya devredildiğini, senet bedeli ödendiği halde davalı tarafından haksız olarak müvekkilleri aleyhine takibe geçildiğini ileri sürerek Kütahya 2.İcra Müdürlüğü’nün 2009/2646 sayılı dosyasında takibe konulan senet nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine ve % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, taraflar arasındaki araç satışı nedeniyle 16.000....
ın memur olup gayri resmi şekilde ortağı ... ile birlikte araç alım satımı ile uğraştığını, takibe konu senetleri kendisine ait aracı davacı ve ortağına satması karşılığında aldığını, sonradan senette hem lehtar hem de borçlu kısmında davacı ve dava dışı ...'ın isminin yer aldığını görmesi üzerine davacıyı aradığını, davacının görevde olduğunu söyleyerek hatanın ... tarafından düzeltileceğini söylediğini, bunun üzerine ...senetlerdeki lehtar kısmını çizerek kendisinin adını yazdığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, tahrifat iddiasının icra mahkemesi önünde süresinde dile getirilmediği, senet bedellerinin ödendiğinin de ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, senede dayalı başlatılan takipte menfi tespit istemine ilişkindir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin davalılarla 390.000.00 ABD Doları karşılığında araç alım satımı konusunda anlaştıklarını, aslında araç alım satım işi ile iştigal etmemelerine rağmen müvekkiline araç temin edeceklerini söyleyerek müvekkilini oyaladıklarını, müvekkiline araç satın alımı için ödenen araç bedelinin iade edilmediğini, taraflar arasında imzalanan 18.03.2008 tarihli protokolün 13. maddesinde davalıların açıkça borçtan sorumlu olacaklarını kabul ettiklerini ileri sürerek müvekkilinin araç alımı için yaptığı ödemenin davalılardan tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....
Somut olayda taraflar arasında harici satım sözleşmeleri ile birden fazla aracın alım-satımı söz konusudur. Uyuşmazlık davacı tarafın yapmış olduğu ödemelerin dava konusu .... ve .... plakalı araçlara ilişkin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu nedenle taraflara ait ticari defter ve belgeler üzerinde görevsizlikle gelen mahkeme tarafından bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişi 15.11.2019 tarihli kök raporunda ticari defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde yapılan ödemelerin tam olarak tespit edilemediğini belirtilmiştir. Tam bir tespit yapılabilmesi için dava konusu ve davadışı satışı yapılan araçlara ait satış tarihi ve satış fiyatlarını içeren sözleşme ve her bir araç için yapılan ödemelerin tarih ve tutarlarına ilişkin bilgi ve belgelerin celp edilmesi gerektiğini belirtmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının takip tarihi itibariyle toplam borcunun 4.085.877.474 TL olduğu, dava tarihi itibariyle ise toplam 1.796.597.102 TL borçlu olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine, dava tarihi itibariyle davacının 1.558.663.500 TL asıl alacak, 237.933.602 TL faiz ve fer'ileri olmak üzere toplam 1.796.597.102 TL borçlu olduğunun tespitine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK.'nun 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Bu durumda mahkemece yargılama sonunda menfi tespit şeklinde karar verilmesi gerekirken olumlu tespit biçiminde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan birleştirilen dava hakkında hiçbir hüküm kurulmaması da doğru değildir....
Davalı vekili; davacının süresinde itiraz etmediğini, ispat külfetinin kendisinde olduğunu, davacı 3.kişinin oto alım satımı ile uğraştığını ve takip borçlusu ile arasında ticari ilişki olduğunu, banka kayıtlarına göre takipten 1 yıl önce, 17/05/2016 tarihinde davacı üçüncü kişiye 17/05/2016 tarihinde araç bedeli olarak 55.000,00 TL gönderdiğini, bu havale karşılığı edimin yerine getirildiğini davacının ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddi ile davacının %20 tazminata mahkum edilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, takip alacaklısı olan davalının, soyut alacak iddiasının dayanağını somut olarak gösteremediği, taraf dilekçelerinde geçen araç nedeni ile ödemenin, araç devrinin yapıldığı, davacı tarafa gönderilen haciz ihbarnamelerine cevap verilmemesinin tek başına davacı tarafı borçlu konumuna da getirmeyeceğinden bahisle ... 1....