karar sayılı kararı ile tebliğin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetinin kabulüne karar verildiğini, icra takibine itiraz ettiğini, ayrıca hakkında yapılan takip ile ilgili açtığı menfi tespit davası sonucunda .. esas, .. karar sayılı kararı ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, bu dosya ile birleştirilen .. esas sayılı itirazın iptali davasının ise reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini belirterek, haksız icra takibi nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan icra takibi ve haciz işleminin haksız olduğu benimsenerek maddi ve manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir. Dosya kapsamından; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı tarafından yapılan icra takibi nedeniyle hukuksal savunmada bulunmak amacıyla davacının vekil tayin ettiği, icra dosyası, .., itirazın iptali davası ve menfi tespit davaları nedeniyle vekiline ödemesi gereken .....
Somut olayda, dava konusu zararlandırıcı olayın Kurumca iş kazası olduğunun tespit edilmesi ve bilirkişi raporunda davalı işverenin kusuru bulunduğunun belirtilmiş olması dikkate alınarak davalı işverenin de tazminattan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile davacıya yönelik haksız eylemden davalı şirketin tüzel kişi olması ve olayın iş kazası olduğuna dair herhangi bir tespitin bulunmaması nedeniyle sorumlu tutulamayacağı kabul edilerek hakkında davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. 3- Gerek mülga B.K'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır....
Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30.06.2014 30.06.2014 gün ve 2011/379-2014/169 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteminden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek ... Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek ... Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar Şekerbank T.A.Ş. ve ... vekilleri Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 06/12/2007 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
sayılı icra takibine dayanak 09/09/2020 düzenleme, 30/01/2021 ödeme tarihli, 5.000,00-TL senet bedeli kadar bakiye borcunun bulunduğu, davacının icra takibine itiraz etmediğini, davacının taleplerinin haksız olduğunu, icra takibine itiraz etmeye hakkı bulunmadığını beyan ederek, sunulacak beyan ve delillere karşı beyan ve delil sunma hakları saklı kalmak kaydı ile haksız davanın, icra takibinin durdurulması ve iptali ile kötü niyet tazminat taleplerinin reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle Açılan İtirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilafın; Davalının Kambiyo Senetlerine yapmış olduğu İhtiyati Haciz yolu ile .... Esas sayılı icra takibine konu senetteki imzanın davacı şirket temsilcisine ait olup olmadığı, davacının söz konusu icra takibine konu senet nedeni ile borçlu olup olmadığı noktasında toplandığı görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davalının davacının özgün tasarımlarını ve yelken logosunu kullandığı iddiasına dayalı iltibas ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile bu eylemden dolayı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesince, somut olayda 556 Sayılı KHK hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 19/06/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut uyuşmazlıkta zarar haksız eylemden kaynaklandığından, manevi tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Bu itibarla dosyada bulunan bilgi ve belgeler de dikkate alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacaklarının muaccel hale geldiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Diğer yandan manevi tazminat miktarının takdiri hâkime aittir. Hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceğinden bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi de doğru olmayacaktır. Bu itibarla mahkemece uygun görülen miktar yönünden, İİK'nin 259'uncu maddesi uyarınca takdir edilen teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilebilecektir....
O halde mahkemece manevi tazminata ilişkin talep konusunda, takip dosyası getirtilip incelenmek suretiyle, davacının fiili hacze maruz kalıp kalmadığı, somut olayda manevi tazminatın koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-İcra İflas Kanununun 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince menfi tespit davasında alacaklının inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötüniyetle yapılmış olması gereklidir. Dava konusu olayda davalı alacaklının, takipte kötüniyetli olduğu, davacıyı zarara uğratmak kastıyla hareket ettiği ispat edilemediğine göre, davacının inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalının inkar tazminatına mahkum edilmiş olması da, ayrıca usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....