Yerel mahkemece davacı yararına daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmemiş olması; b)Karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10/1. maddesi uyarınca manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, kabul edilen tutar üzerinden Tarife'nin üçüncü kısmına göre belirlenir. Yerel mahkemece açıklanan bu düzenlemeye aykırı olarak davacı yararına avukatlık ücreti takdir edilmemiş olması; c)Tazminat hukuku ilkeleri gereğince haksız eylemden doğan zararın ödetilmesi amacıyla açılan davalarda istek bulunması durumunda kabul edilecek tazminata olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir....
Özetle eldeki dava iddiaya göre davalı gerçek kişilerin davacıyı tehdit etmelerinden dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir. Yani haksız fiil iddiasına dayalı manevi tazminat talebi söz konusudur. Dolayısıyla İstanbul BAM daireleri iş bölümüne göre 4. Hukuk Dairesi görevlidir. 4. Hukuk Dairesinin iş bölümünün 1. Bendinde "Tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dâhil), haksız eylemden kaynaklanan (suç teşkil eden eylemler, haksız haciz, haksız ihtiyati tedbir, haksız şikâyet vb. dâhil) davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar"ın 4. Hukuk Dairesinin görevinde olduğu açıkça belirtilmektedir. Açıklanan nedenlerle, Dairemizin iş bölümü yönünden görevsizliğine, dosyanın görevli ve iş bölümü bakımından yetkili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine ve dairemizle 4. Hukuk Dairesi arasında çıkan görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 15/12/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 16. maddesine göre “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir”. Anılan Yasa hükmü haksız eylemden kaynaklanan tazminat davaları için özel yetki kuralı olup, davacıya seçimlik hak tanımaktadır. Dosya içeriğinden, davacının yerleşim yerinin ..... olduğu, davanın haksız eyleme dayalı tazminat istemi ile açıldığı davacının, HMK'nun 16. maddesi kapsamında yerleşim yerinde iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Şu halde, mahkemenin yetkili olduğu gözetilmeden yazılı gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, işin esası incelenmek üzere kararın bozulması gerekmiştir....
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, davacı menfi tespit, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinde bulunarak dava açmış, dava tümüyle reddedilmiştir. Mahkemece davacının menfi tespit ve maddi tazminat miktarları üzerinden hesapladığı vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, ancak reddedilen manevi tazminat için vekalet ücretine hükmedilmemiştir....
Bu nedenle vadesinde ödenmeyen bir borç nedeniyle alacaklının başlattığı icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu söylenemez. Ancak, borcun ödenmesinden sonra alacaklının icra takip işlemlerine devam etmesi ve bundan sonra eldeki menfi tespit davasının açılmış olması nedeniyle "haksız ve kötüniyetlilik" olgusunun icra takibinden sonra gerçekleşmesi hâlinde de tazminata karar verilip verilemeyeceği hususu tartışılmış ve İİK'nın 72/5. maddesinin borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan "takibin" haksız ve kötüniyetli olmasını aradığı, burada "takibin" denilmekle takip tarihindeki haklılık durumunun esas alındığı, böyle olunca da somut olayda davacı lehine İİK'nın 72/5. maddesindeki tazminat koşullarının oluşmadığı kurul çoğunluğu tarafından kabul edildiğinden bu husus bakımından özel daire kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.” gerekçesiyle direnme kararı kötüniyet tazminatı açısından bozulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/179 Esas 2017/505 Karar sayılı ilamına dayanak yapılan 29/03/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının kaçak elektrik kullanıp kullanmadığının ispatlanamadığı, kurum çalışanları tarafından tutulan tutanağa video veya fotoğraf eklenmediği, tutanağın belge ve bulgular ile desteklenmediği, hak arama özgürlüğü kapsamında şikayet hakkını kullanan davalının eyleminin, davalının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığından manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını gerektirmeyeceği, bu nedenle manevi tazminat şartlarının oluşmadığı; davacının dolabında bulunan etlerinin bozulması yönünden maddi tazminat şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir. Manevi tazminat talebinin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Haksız haciz nedeniyle tazminat talebinin dayanağı, haksız fiil hükümleri olmakla ve zarar da haksız fiilin gerçekleştiği tarihte meydana gelmiş olup, tazminat hukuku ilkeleri gereğince, haksız eylemden kaynaklanan zararın ödetilmesi amacıyla açılan davalarda, istek bulunması durumunda, hükmedilecek tazminata zararın meydana geldiği tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekir ( Yargıtay 4 HD 2016/7836 E- 2016/9454 K sayılı ilam)....
Haksız haciz nedeniyle tazminat talebinin dayanağı, haksız fiil hükümleri olmakla ve zarar da haksız fiilin gerçekleştiği tarihte meydana gelmiş olup, tazminat hukuku ilkeleri gereğince, haksız eylemden kaynaklanan zararın ödetilmesi amacıyla açılan davalarda, istek bulunması durumunda, hükmedilecek tazminata zararın meydana geldiği tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekir ( Yargıtay 4 HD 2016/7836 E- 2016/9454 K sayılı ilam)....
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davanın maddi tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne, 1.050,21 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 14/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davanın manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Cismani Zarar Sebebiyle haksız fiile dayalı olarak açılan Tazminat istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 564 ve 568 sayılı İş Bölümü Kararları gereği, 3....