"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT,TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen menfi tespit, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş ise de masraf yokluğundan duruşma isteği reddedilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, borçlu olmadığının tespiti ve yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 14/07/2020 NUMARASI : 2019/238 ESAS-2020/197 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit) KARAR : Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit) davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Yeryüzü İnşaat şirketi arasında daire satışı protokolü yapıldığını, Antalya İli, Kepez İlçesi, Habibler Mahallesi, 26748 Ada, 2 Parselde bulunan A Blok 6 no.lu bağımsız bölümün bu protokolle müvekkiline satıldığını, davalı Yeryüzü İnşaat şirketinin satış protokolüne istinaden vermiş olduğu ancak inşaatın yarım bırakılarak tamamlanmadığından ödemesinin yapılmadığı 37.600,00 TL tutarındaki senedi firma hakkında yapılan icra takiplerinin de önüne geçebilmek...
Mahkemece resmi şekilde yapılmayan satım akdinin geçersiz olduğu ve herkesin aldığını iade edeceği gerekçesiyle davacının bonolar ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ıslah ile satış akdinin geçersiz olduğu ve ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Taraflar arasında biçer döver satışı için anlaşıldığı ve bedel olarak davalıya ait bir aracın 5000 TL bedel ile davacıya teslim olunduğu ve ayrıca 3 adet bono verildiğinde uyuşmazlık yoktur. Davacı bonolardan 11.000 TL tutarlı olanı ödemiş ve geri almıştır. Bu durumda akdin geçersiz olduğu anlaşıldığından davalıya verilen aracın ve kanıtlanan 11.000 TL ödemenin istirdadı ile biçerdöverin davalıya iadesine karar verilmek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA peşin harcın istek halinde iadesine, 15.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Esas sayılı takip dosyasında davacı borçlunun menfi tespit talebine ilişkindir. İcra İflas Kanunu md. 72’ye göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Menfi tespit davalarında davacı borçlu, davalı alacaklı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, borcun hiç doğmadığını iddia ediyorsa ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait aracı sözlü anlaşma ile 4.000.-TL.ye satın aldığını ve bedele ilişkin senet verdiğini, aracın resmi intikalinin yapılması için vergi borcu olmadığına dair belge alınması gerektiğini, yapılan araştırmada aracın 6.000.00.-TL.dolayında vergi borcu olduğunun tespit edildiğini, KTK.nun 20.maddesi gereğince noter satışı trafikte tescil gerçekleşmediğinden satış bedeli ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin aracı davalıya teslime hazır olduğunu belirterek, icra takibine konu 4.000.00....
KARAR Davacı emlak komisyoncusu olduğunu, 11.03.2011 tarihinde davalının taşınmazının satışı için sözleşme imzaladıklarını, edimlerini yerine getirmek amacıyla taşınmazın satışı için el ilanları bastırıp dağıttığını, tanıtımlar düzenlediğini, müşteri bulup daireyi gezdirdiğini, internet ilanları verdiğini fakat davalının kendisini devre dışı bırakarak taşınmazı sözleşme sona ermeden bizzat sattığını, sözleşme gereğince ödemesi gereken komisyon bedelini ödemediğini ve kararlaştırılan ücretin tahsili için yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, imzalanan sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacının sözleşmeyle yüklendiği edimleri yerine getirmediğini, taşınmazın satışı için çaba harcamadığını ve geçersiz sözleşmeye dayanılarak cezai şart talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacılar, davalı tarafından haklarında yapılan icra takibinin dayanağı taşınmaz satışına ilişkin belgenin resmi şekil şartına uygun olmaması nedeniyle sözleşmenin ve sözleşmedeki cezai şartın geçerli olmadığını, ayrıca sözleşmedeki imza ve parmak izinin kendileri ve murislerine ait olmadığı gibi sözleşmede muhtar ve iki azanın imzasının bulunmadığını, davalının geçersiz sözleşmeye dayalı cezai şart talep edemeyeceğini iddia ederek; borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, icra takibine konu sözleşmenin geçerli olduğunu, davacı tarafın sözleşmeye göre borcunu ödediğini ispat etmesi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, davacının bonoların bedelsizliğine yönelik iddiasını ispat edecek delil sunamadığı, davacı her ne kadar davalı ... adına düzenlenmiş taşınmaz satış yetkisi içerir vekaletname sunmuş ise de, vekaletname ile bonolar arasında irtibat kurulmasını sağlayacak delil bulunmadığı, öte yandan, davalı ...'ün bonolarda sıfatının bulunmadığı gibi icra takibine de taraf olmadığı , bu davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava icra takibine konu bonolardan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, bono bedellerine karşılık, kendisine ait taşınmazın satışı için davalı ...'e vekalet verdiğini, davalı ...'...
Mahkemece her ne kadar menfi tespit davasında tedbir kararı verilmediği sürece icra takip işlemlerinin kendiliğinden durmayacağı, icra takibi durmayacağına göre de ortaklığın giderilmesi davasının devam etmesi gerektiği, sırf menfi tespit davasının açılmış olmasının kesinleşmiş takibi geçersiz hale getirmeyeceği gerekçesi ile savunmaya itibar edilmediği belirtilmiş ise de açıldığı iddia edilen menfi tespit davasının borçlular lehine sonuçlanması halinde ortaklığın giderilmesi davasının sebebi ortadan kalkacağından mahkemece anılan davanın sonucunun beklenmesi, daha sonra işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 27/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 27/12/2021 Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....