Somut olayda, davacının ipoteğin kaldırılmasını istediği taşınmazın Birecik ilçesi sınırları içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde dava dilekçesinde yer alan menfi tespit talebi yönünden taraflar arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerli olup, ipoteğin kaldırılması istemi yönünden ise kesin yetki kuralı bulunduğundan yetki sözleşmesi ile belirlenen yer mahkemesi yetkili olmayacaktır. O halde menfi tespit davası ve ipoteğin kaldırılması talepleri yönünden davaların tefrik edilmesinin düşünülmesi ve menfi tespit davası yönünden İstanbul .... Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmesi, ipoteğin kaldırılması istemi yönünden de Birecik Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili mahkeme sıfatıyla yargılamaya devam etmesi gerekmektedir."(Yargıtay 17.Hukuk Dairesi'nin 2013/19266 Esas 2013/18292 Karar sayılı ilamı) Somut olayda taleplerden biri ipoteğin kaldırılması talebidir....
YN'lu ve 27/12/2012 tarihli ipoteğin fekkine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır. HMK'nın 115/3. maddesinde, dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, davanın usulden reddedilemeyeceği düzenlenmiştir. Somut olayda, mahkemenin karar tarihi itibariyle derdest bir ipoteğin fekki davası bulunmaktadır. İpoteğin fekki ile birlikte ipoteğin fek edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmininin birlikte istenmesine bir engel yoktur. Bu halde eldeki davada, davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemece, ipoteğin fekkine ilişkin davanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. HMK'nın 355....
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ipoteğin fekki davası açması gerekirken tazminat davası açmasının bir hukuki yararı bulunmadığını, davacının ipotek fekki davası neticesinde lehine alabileceği kararı usulune uygun şekilde kesinleştirebileceğini ve bahsi geçen karardan sonra zarar unsuru oluşan ya da mahrum kalındığı düşünülen zararları için tazminat davası açabileceğini, kaldı ki davacı tarafça Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16.12.2021 Tarih 2021/522 E. 2021/1178 K. Sayılı dosyası ile işbu davaya da konu taşınmaz için ipoteğin fekki davası açıldığını ve bu davanın reddedildiğini, sonra yine davacı tarafından müvekkili Banka aleyhine Bakırköy 3....
Açıklanan nedenlerle; mahkemece davacının menfi tespit ve istirdat istemlerinin kısmen kabulü ile ipoteğin terkine karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından istirdat, menfi tespit isteği bakımından yerinde görülmeyen davanın reddine, ipoteğin fekki talebi bakımından konusuz kalan dava nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 11/04/2023 Tarih 2020/370 Esas - 2023/297 Karar sayılı kararının HMK.'...
Eşarpları Tekstil San.ve Tic.A.Ş. vekili, davacının aynı iddialarla ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/382 Esas sayılı menfi tespit davasını açtığını, bu davanın halen derdest olduğunu, davacı firmanın iki ayrı firma varmış gibi dava açmasının yanlış olduğunu, tek bir şirketin bulunduğunu, ancak sehven bazı dilekçelerde “Eşarpları” yerine “Eşarp” yazıldığını, iddiaların yerinde bulunmadığını, ipoteğin fekki talebinin konusuz kaldığını çünkü söz konusu gayrimenkulün paraya çevrildiğini belirterek konusu kalmayan ipoteğin fekki davasının reddine, menfi tespit davasının derdestlik nedeniyle reddine, diğer tüm haksız ve mesnetsiz taleplerin reddine karar verilmesini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit ve ipoteğin fekki davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen dosya davacısı vek. Av. ... ile asıl ve birleşen dosya davalısı vek. Av. ...’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe karşı açılan menfi tespit davasıdır. Birleşen dava ise takip dayanağı ipoteğin fekki davasıdır....
Şubesinden taşınmazı üzerine tesis edilmiş olan ipoteğin fekkini talep ettiğini, işbu ipoteğin kaldırılması için gerekli olan harcın kendisi tarafından ödeneceğinin belirtildiğini ancak işbu şubeden gönderilmiş olan ihtarname ile ipoteğin süresiz olduğunun iddia edilerek taleplerinin reddedildiğini, müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin taşınmazı sonuna kadar ipotek ettirmediğini, ipotek konusu borcun yıllar önce kapatıldığını beyanla davalı lehine tesis edilmiş olan ipoteğin kaldırılması ve terkinine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, menfi tespit ve ipoteğin fekki davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....
Sayılı 13.02.2020 tarihli kararında konu tüm yönleriyle ele alınarak ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı kanaatine varıldığını, Yukarıda açıklanan nedenlerle 7155 sayılı kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK'na eklenen 5/A maddesi gereğince ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine 13.02.2020 gününde oybirliğiyle ve 5235 sayılı kanunun 35/4 maddesi gereğince kesin olarak karar verildiğini, Anılan kararın mahkemelere yol gösterici mahiyette kesin bir karar olduğunu, huzurda ikame edilmiş olan ipoteğin fekki talepli davanın temelinde menfi tespit yani ipoteğe konu taşınmaz nedeniyle borçlu olunmadığı iddiasını içermekte ise de yukarıdaki kararda açıkça görüldüğü üzere arabuluculuk dava şartı...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : BAŞKAN : ÜYE : ÜYE : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 13/12/2022 KARAR TARİHİ : 13/07/2023 GEREKÇE TARİHİ : 14/07/2023 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle: Müvekkilinin ....Parsel Sayılı Taşınmazı 25.05.2022 Tarihinde İpotekli olarak satın aldığını, taşınmaz üzerinde davalı banka lehine 1.000.000,00 TL'lik ipotek tesis edildiğini, davalı bankaya ihtarname gönderilerek taşınmaz üzerindeki ipotek alacağınızın devam edip etmediği,ipotek alacağınız devam ediyorsa kalan kapama borç miktarının ve ödeme taksitli ise kalan taksit sayısı ve miktarlarının bildirilmesinin talep edildiği, bankaca ihtarnameye cevap verilmediğini, bu nedenle ipoteğin kaldırılması...