Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Faktoring, davadışı/Adi Ortaklıktan temlik almış olduğu alacakların tamamının borçlulardan teshil edilememiş olması nedeniyle, borçlulardan bakiye 2.661.283,44 TL alacağı bulunduğunu ispat ettiği takdirde, işbu 2.661.283,44 TL'lik alacak kısmının dava konusu 33.000.000 TL bedelli teminat bonosundan tahsil etme hakkına sahip olacağı; dolayısıyla da bu durumda davacının menfi tespit talebinin yerinde görülemeyeceği; Ancak davalının, davadışı/Adi Ortaklıktan temlik almış olduğu hangi alacağın ne kadarlık kısmını tahsil edemediğine ilişkin herhangi bir açıklama yapmamış olduğu gibi, davadışı/Adi Ortaklıktan temlik almış olduğu alacak ve alacakların 2.661.283,44 TL'lik kısmının tahsil edememiş olduğunu ispata yönelik delil de sunmadığı; bu nedenle, dava dosyasında şu anda var olan davalı açıklaması ve deliller itibariyle, davacı/Doğan İnşaat Şirketi'nirı menfi tespit talebinin yerinde görülmesi gerektiği bildirilmiştir....

    e verilmesine, adi ortaklığın zarar ettiği tespit edilmekle birlikte ilk hükümde zarar talebinin reddine karar verilip bu yönüyle temyiz edilmediğinden davacı şirketin zarara ilişkin talebinin reddine, adi ortaklığın kâr payına teminat olarak davalıya verilen 300.000,00 TL bedelli senedin davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine, davacı şirket adına davacı ... ile davalının yaptığı 08.12.2019 ve 13.01.2010 tarihli protokollerin geçersiz olduğunun tespitine, davacı şirket ile davalının adi ortaklığın tasfiyesi nedeniyle birbirlerinden alacak ve borçlarının kalmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmün davalı tarafından adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlıklar yönünden temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (3)....

      Noterliği'nin 19/07/2016 tarih ve 08177 yevmiye numaralı protokol ile adi ortaklıktaki %45'lik hissesini 12.000.000,00 TL- bedelle AK-KA T1 A.Ş.'ye devrettiğini, haliyle yapılan hisse devri ile müvekkilinin adi ortaklıktan çıkmış ve bu aşamadan sonra sadece arsa sahibi statüsüne geçmiş olduğunu, adi ortaklık sözleşmesi ile devir protokolü bir bütün olarak tetkik edildiğinde davacı tarafın taleplerinin hiçbir dayanağının olmadığı, taleplerin hangi amaç ve saikle yapıldığının anlaşılmasının mümkün olmadığının tespit edileceğini, davacı tarafça tapu iptal ve tescili istenen taşınmazların müvekkili firmaya ait olduğunu, AÇI Adi ortaklığı adına alınmış bir taşınmaz olmadığını, kaldı ki devir protokolünde de söz konusu taşınmazın davacıya devir ve tescil edileceğine dair herhangi bir taahhüt, kabul vs....

      Her ne kadar menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı alacaklıya düşmekte ise de; bu kural mutlak olmayıp, bir senedin karşılıksız olduğunun iddia edilmesi sureti ile açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer. Bu durumda senedin boş olarak düzenlendiği ve davalı tarafça doldurularak takibe geçildiği anlaşıldığına göre davacı senedin aradaki anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğunu ya da taraflar arasında ilişki bulunmadığı yolundaki iddiasını HUMK.nun 290. maddesi uyarınca yazılı delille kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı ortaklığın devam ettiği yıllarda yürüttükleri ticari faaliyet gereği iyiniyetli olarak başka birisine verilmesi için boş olarak davacıya verilmesinin mümkün olduğunu iddia etmesine karşı,bu iddiasını da ispatlayamamıştır.Senedin sonradan anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu ve davalının ortaklık payının ödendiği iddiası ise yazılı delille kanıtlanamamıştır....

        Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, teyzesinin oğlu olan davalı ile ortak oto alım-satım işleri ile uğraştıklarını, bu ortaklık çerçevesinde masrafların davacı tarafından karşılandığını ve ihalelere girilerek alınan otomobillerin sözleşme uyarınca ihalelere davacı adına katılan davalı adına tescillerinin yapıldığını, belli bir dönem bu şekilde çalıştıktan sonra davalının yine satın alma masrafı davacı tarafından karşılanan ve davalı adına tescil edilen ortaklık malı bir otomobili davacının bilgisi dışında satarak bedelini davacıya ödemediğini iddia ederek söz konusu aracın satış bedelinin ödetilmesini istemiştir. Davalı cevabında, davacının iddiasının bir kurgu olup asıl kendisinin davacıdan alacağı olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur....

          Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan kar payı alacağına ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Davacı, davalı ile 03.02.1999 tarihli noterde yaptıkları ortaklık sözleşmesi ile %50'şer oranda kâr ve zarar ortağı olduklarını, davalının 2002-2006 yılları arasında kâr payı ödemesi yaptığı halde 2007 ve 2008 yılları için herhangi bir ödemede bulunmadığı gibi işletme faaliyetleri ve geliri konusunda da bilgi vermediğini ileri sürerek hissesine düşen kâr payının tahsilini istemiştir....

            Dosya kapsamına göre taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu sabit olup asıl ve birleşen davalardaki istemler adi ortaklık katılım ve kar paylarına ilişkin olup fesih ve tasfiyeyi de kapsar. Davanın bu şekilde hukuki nitelendirmesinin yapılmasının gerekliliği karşısında mahkemece adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmelidir. Dava konusu uyuşmazlık 818 Sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olduğu dönemde meydana gelmiş ise dosya temyiz aşamasında iken 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK'nun yürürlüğüne dair kanunun 1. maddesi son cümlesi uyarınca “...sona erme ve tasfiye” konusunda 6098 Sayılı TBK hükümlerinin uygulanması gerekecektir. Bu nedenle adi ortaklığın sona ermesi ve tasfiyesine dair 6098 Sayılı TBK'nun 639, 642, 643 ve 644. maddelerinin dikkate alınması gerekir....

              Sulh Hukuk Mahkemesi 2033-144 KARAR Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, hükmün Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiş olmasına göre, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 22.10.2010 Nosu : 97-372 - K A R A R - Uyuşmazlığın adi ortaklıktan kaynaklanan alacağın tahsili hususunda yapılan icra takibine itiraza ilişkin olmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 03.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklıktan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 12/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu