Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak bu kısa sürenin geçirilmesi durumunda ayrı bir menfi tespit davası açılıp açılamayacağı 6183 sayılı Kanun'da açıklanmamıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde koşut bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, kanunda öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açamayacağını kabul etmek ve sorumlu olmadığı bir borcu ödemeye zorlamak, genel hukuk ilkeleriyle çelişmektedir....

    Eldeki davada, bozma sonrasında davacı hakkında yapılan Kurum işlemleri ve maaş hacizleri nedeniyle davacının kuruma karşı borcunun kalmadığı bu nedenle davanın konusunun ortadan kalktığı ve karar verilmesine yer olmadığına dair yazılı karar verildiği anlaşılmakta ise de; önceki bozma ilamında da belirtildiği gibi, davacının menfi tespit istemi bakımından kurucu ortak olarak şirket müdürü ve münferit imza ile temsilci olduğu anlaşılan, 03.03.2003-11.07.2005 tarihleri arasında kalan ve (davacının definin varlığı dikkate alınarak) zamanaşımına uğramamış olan kurum alacakları ile sınırlı olarak kuruma karşı borçlu olduğu hususu dikkate alınmalı ve 506 sayılı Yasanın 80’inci ve şartlarının varlığı halinde hissesi oranında 6183 sayılı Yasanın 35’inci maddesi gereğince sorumlu tutulabileceği dikkate alınarak, bu sorumluluk çerçevesinde menfi tespit istemi hakkında dava konusunun devam ettiği ve bu talebin haczin kaldırılması talebinden bağımsız bir talep olduğu dikkate alınarak, davacının borçsuzluğuna...

      Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. 1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı İdare vekilinin tüm, katılma yoluyla davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı yasanın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri üzerinde bırakılması gerekir....

        ın prim borçlarıyla ilgili olarak davalı üçüncü şahıs şirkete gönderilen haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmeyen davalıya bu kez ödeme emirlerinin tebliğinden 7 günü geçirdikten sonra açtığı menfi tespit davasının hangi mahkemenin görevine girdiğine ilişkindir. Somut olayda, dava dışı ...'ın kuruma olan prim borçları sebebiyle açılmış 2012/15700 sayılı takip dosyasından davalı şirkete 6183 sayılı yasanın 79.maddesi gereğince toplam 1.254.098,46 TL tutarlı gönderilen haciz bildirisine yasal süresi içerisinde itiraz edilmemesi sebebiyle 19/12/2016 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, 7 günlük süre geçtikten sonra ilk derece mahkemesinde borçlu olmadığının tespiti istemiyle menfi tespit davası açıldığı, mahkemece görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı, 6183 sayılı Yasanın 79 maddesidir. Anılan maddenin 3 ve 4....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 79/4. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. Anılan yasa maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açma hakkı bulunmaktadır." belirtilmiştir. Maddenin uygulanması için ön koşul haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye usule uygun olarak tebliğ edilmiş olması gerekir....

          İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; 6183 sayılı yasanın 79/4 maddesinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat isteğine ilişkindir....

          İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması durumunda, yapılan bu tebligat ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret olacak ve buna göre, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilmesi sonucunu doğuracaktır. Somut olaya bakıldığında, asıl davada davaya konu olan ve davacı adına bizzat düzenlenmesi gereken 2009/10754, 2009/10755, 2009/10756, 2009/10757, 2009/10758, 2009/10759, 2009/10760, 2009/10761, 2009/10762, 2009/10763, 2009/10764, 2009/10765, 2009/10766, 2009/10767, 2009/10768 ödeme emirlerinin dosya içerisinde bulunmadığı, tebliğ evraklarının bulunduğu anlaşılmaktadır....

            A.Ş adına düzenlendiği ancak davacıya tebliğ edildiği anlaşılmakla, 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

              Dava 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içermektedir....

                Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile; 12/11/2013 tarih ve 20131108625000015906 sayılı e-haciz bildirisi sebebiyle davalı ... Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne 22.195,00 TL borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri üzerinde bırakılması gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu