Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine, tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı İdare vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Haciz ihbarnamesi davacı şirkete 29.08.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı şirket tarafından da 7 günlük yasal sürede cevap verilmemiş olması nedeniyle 6183 Sayılı AATUHK'nun 79.maddesinde öngörülen bir yıllık süre içerisinde iş bu menfi tespit davası açılmıştır....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
Bakanlığına izafeten Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğü aleyhine 12/06/2014 gününde verilen dilekçe ile 6183 sayılı Kanun'un 79. Maddesine dayalı menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 07/07/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Toplu Yapı Koop. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 27/06/2014 gününde verilen dilekçe ile 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 25/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün ile sınırlandırılmıştır. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/07/2013 gününde verilen dilekçe ile 6183 sayılı Yasanın 79. maddesi uyarınca menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07/05/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 18/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davaya konu ödeme emrinin Denizli Vergi Mahkemesinin 2014/69 Esas 2014/799 Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilip kararın kesinleştiği, buna göre davacının 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi gereği menfi tespit davası açılabilmesinin dava şartı olan ödeme emrinin iptaline karar verilmekle davasının konusuz kaldığı, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması yerindedir .Ayrıca alacaklı Vergi Dairesi tarafından gönderilen haciz bildirisinin davacı 3.kişiye tebliğ edilmesi ve davacı üçüncü kişinin yasada öngörülen yedi günlük süre içerisinde haciz bildirisine karşı itirazlarını bildirmemesi nedeniyle davalı Vergi Dairesi tarafından ödeme emri düzenlenerek davacı üçüncü kişiye tebliğ edilmesi ve daha sonra eldeki menfi tespit davasını açması, dolayısıyla davaya davacının kendisinin sebep olması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesi yerinde olup itirazın reddi gerekmiştir. (YARGITAY 4....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 25/12/2014 NUMARASI : 2013/1318-2014/534 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın esası hakkında verilen hükmün süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkin olduğu, anılan madde uyarınca haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs, borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorunda olduğu, 3.kişinin süresinde itiraz etmemesi halinde mal elinde ve borç zimmetinde sayılacağı...
Asliye Ticaret Mahkemesi SAYISI : 2018/486 E., 2020/5 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, 6183 sayılı Yasa'ya dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY İŞBÖLÜM İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 20.11.2014 gün ve 2010/866-2014/1568 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkındaki Kanun'un 74. maddesine dayalı olarak açılmış olup, menfi tespit istemine ilişkin olduğundan, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 15.05.2011 gün, 2011/1 sayılı iş bölümü kararına göre, kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 17. Hukuk Dairesi'ne ait olduğundan, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 28.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....