Dava konusu olayda, elektrik tahakkukunun doğumuna neden olduğu iddia edilen elektrik kullanımının 6111 sayılı kanun kapsamında kaldığı; davacının, tasfiye yasası niteliğinde bulunan 6111 sayılı yasadan yararlanma hak ve imkanına sahip olduğu sabittir. Hal böyle olunca, davacının hükümden sonra yürürlüğü giren 6111 sayılı yasadan yararlanmak için ilgili mercie müracaatının olup olmadığı, müracaatı var ise idarece bu hususta verilmiş bir karar olup olmadığının tesbiti zorunludur. Mahkemece, davacıların, 6111 sayılı yasadan yararlanmak için davalı idareye müracaat edip etmediğinin belirlenmesi gerekir. Mahkemenin, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6111 sayılı yasanın dava konusu olayda uygulanıp uygulanmayacağı yönünde araştırma ve değerlendirme yaparak hasıl olacak sonuca uygun bir karar vermesi için kararın bozulması gerekmiştir. 2-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
Dava konusu olayda, su tahakkukunun doğumuna neden olduğu iddia edilen su kullanımının 6111 sayılı kanun kapsamında kaldığı; davacının, tasfiye yasası niteliğinde bulunan 6111 sayılı yasadan yararlanma hak ve imkanına sahip olduğu sabittir. Hal böyle olunca, davacıların hükümden sonra yürürlüğü giren 6111 sayılı yasadan yararlanmak için ilgili mercie müracaatının olup olmadığı, müracaatı var ise idarece bu hususta verilmiş bir karar olup olmadığının tesbiti zorunludur. Mahkemece, davacının, 6111 sayılı yasadan yararlanmak için davalı idareye müracaat edip etmediğinin belirlenmesi gerekir. Mahkemenin, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 6111 sayılı yasanın dava konusu olayda uygulanıp uyğulanmayacağı yönünde araştırma ve değerlendirme yaparak hasıl olacak sonuca uygun bir karar vermesi için kararın bozulması gerekmiştir. 2-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/12/2021 KARAR TARİHİ : 15/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİ: "... San. İsimli şirketin sahibi ve müdürü olduğunu, şirketi 28/01/2016 tarihinde ... ... ile birlikte kurduklarını, kendisinin %40, ... ...'ın %60 hissesinin olduğunu, 05/07/2017 tarihinde ... ...'ın da hissesini satın aldığını, Kemeraltı Vergi Dairesi'nin ... vergi kimlik numaralı mükellefi ... Elektronik Ticaret Hizmetleri Limited Şirketi'nin sorumlusunun ... ... olduğunu, vadesi geçmiş ve ödenmeyen vergi borçları nedeniyle ... San.Şirketine halen ortaklığının bulunuyor olduğu gerekçesi ile hak, alacak, ortaklık ve kar payı üzerine 6183 sayılı Kanunun 79.maddesi gereğince haciz konulduğunu, ... ...'...
Dava konusu olayda, davalı tarafça yapılan tahakkuka ilişkin borcun bulunmadığı yönündeki iddianın 6111 sayılı kanun kapsamında kaldığı; davacının, tasfiye yasası niteliğinde bulunan 6111 sayılı yasadan yararlanma hak ve imkanına sahip olduğu sabittir. Hal böyle olunca, davacının hükümden sonra yürürlüğü giren 6111 sayılı yasadan yararlanmak için ilgili mercie müracaatının olup olmadığı, müracaatı var ise idarece bu hususta verilmiş bir karar olup olmadığının tesbiti zorunludur. Mahkemece, davacının, 6111 sayılı yasadan yararlanmak için davalı idareye müracaat edip etmediğinin belirlenmesi gerekir. Davacının temyiz talebinin bu yönden kabulü mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kırıkkale İcra MahkemesiTARİHİ : 05/07/2007NUMARASI : 2007/243-2007/370 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :506 Sayılı Kanunun 80.maddesinde değişiklik yapan 3917 Sayılı Kanun gereğince 1.10.1994 tarihinden sonra 6183 Sayılı Kanun hükümleri gereği SSK tarafından alacağın tahsili için yapılacak takiplerden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde anılan Yasanın son fıkrası uyarınca Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili ve görevlidir. 6183 Sayılı Yasadan sonra yürürlüğe giren sözü edilen Yasa hükmü gereğince, iş mahkemeleri özel olarak görevli kılındıklarından 6183 Sayılı Yasadan doğan takiplerde haczedilmezlik ile ilgili şikayetlerin iş mahkemelerinde görülmesi gerekir....
Başkanlığınca borcundan ötürü 6183 sayılı Yasa gereğince takip yapıldığı, davacının davada takip edilen kamu alacağının bulunmadığının saptanması ve bu takibin iptali istenmiş olmasına, 6183 sayılı yasadan doğan ihtilafların hallinde kural olarak idari yargının görevli olduğu, bu kuralın istisnalarının aynı yasada ayrıca gösterilmiş olup, Adli Yargının hangi işlerde bakmaya görevli olduğu açıkça belirtilmiş (6183 sy. Md. 24, 68, 99) olmasına ve kamu alacağının aslına yönelik davada görevin idari yargıya ait olduğu düşünülüp buna göre yargı yolu yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 23.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümünde 5510 sayılı Kanun’un uygulanması söz konusu değildir. 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesinde de açık bir şekilde belirtildiği üzere haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açılabilecektir. Bu durumda, görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2015/3354 E, 2019/811 K, 27/06/2019 tarihli kararı ve 2015/3043 E, 2019/556 K, 14/05/2019 tarihli kararları da bu doğrultudadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun uyarınca çıkarılan ödeme emrinin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kabulüne ve davacı yararına nispi vekalet ücreti verilmesine karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m.168'de şöyle denilmiştir: “... baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak ... Bakanlığına gönderilir......
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi yerinde ise de; davanın ... tarafından 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan takip sonucu söz konusu ödeme emri tahakkuk ettirilmiş ve 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 168. Maddesi gereğince 6183 sayılı Yasadan kaynaklanan davalarda maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekmekle, davacı yararına maktu avukatlık ücretine hükmetmek yerine, nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı H.M.K.’nun 370/2. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....
Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir....