Öte yandan Dairemizce davaya konu menfi tespit yönünden davalının temyiz itirazları incelenmiş ve temyiz taleplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Davalının maddi hata itirazını içeren dilekçesinin REDDİNE, 25.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, toplanan delillere göre, her nekadar dava menfi tespit davası olarak açılmış ise de talebin şikayet niteliğinde olup başvuru merciinin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, imza inkarına dayalı menfi tespit davası olup, dayanağını İİK'nın 72. maddesinden almaktadır. İİK'nın 72. maddesinde, borçlunun takipten önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği düzenlemiştir. İİK'nın 72. maddesi uyarınca açılan davaların genel mahkemelerde görülmesi gerektiği düşünülmeden yazılı gerekçe ile İcra Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, ... 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, ..., 2017, s. 146)....
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukukî ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....
Sayılı dosyasının davacı yönünden davanın sonuna kadar durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haciz İhbarnamelerinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle öğrenme tarihi olan 19.12.2022 tarihinin kabulüne ve süresi içinde açılan İİK.89/3 maddesine ilişkin menfi tespit davamızın kabulüne , tebligatların usulüne uygun olduğunun tespit edilmesi halinde ise İİK.72 maddesi uyarınca menfi tespit davalarının kabulü ile davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespitine ve icra dosyasına yapılan ödemelerin istirdatına , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Dava, İcra İflas Kanunun 89. Maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davasıdır. Mahkemelerin görevi dava şartıdır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, menfi tespit davasıdır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre sonuçlandırılır. Dava dışı kefilin borcu ödemiş olması açılan menfi tespit davasının konusunu ortadan kaldırmayacağından mevcut deliller değerlendirilerek, uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamı gereği yerine getirilerek sonucu dairesinde bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT-TAPU İPTALİ-TESCİL Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; menfi tespit ve tapu iptali tescil isteğine ilişkin olup, öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık menfi tespit istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 19.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 14/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyanın yapılan incelemesinde; icra dosyasının 24.01.2019 tarihli alacaktan kaynaklı olduğunu, davacı tarafın takibe itiraz ederek icra takibini durdurduğu, davacı tarafın menfi tespit davasını açmasında hukuki yararının olduğu, takibe konu alacağa ilişkin hasar dosyasının celp edildiği, uyaptan davacının taşınmaz kaydına ilişkin sorgulama yapıldığı, davacı adına kayıtlı taşınmaz olmadığı, menfi tespit davasında ispat yükünün davalı tarafta olduğu, hasara neden olan dairenin malikinin davacı taraf olduğunun ispatlanamadığı , TBK 69 madde yasal şartları oluşmadığı, davacının menfi tespit talebinin yerinde olduğu, kötüniyet tazminatına ilişkin İİK ‘da düzenlenen yasal şartların oluşmadığı dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Açılan menfi tespit davasının kabulü ile davacının davalıya Bakırköy ........
İcra ve İflas Kanunu’nun 72/8. maddesi; “Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir…” hükmünü içermekte olup, menfi tespit ve istirdat davaları yönünden özel bir yetki kuralı öngörülmüştür. Ancak İİK. 72/8. maddesinde düzenlenen yetki kuralları, HMK.'da düzenlenen genel yetki kurallarını kaldırmaz. Menfi tespit davası HMK'da düzenlenen yetkili mahkemelerde de açılabilir. HMK.6 madde gereği, "Genel yetkili mahkeme, davalı veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir." hükmünü içermektedir. Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup, HMK.6. Madde gereği genel mahkemede veya İİK'nın 72/8. maddesi gereği, takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi veya davalının ikametgah mahkemesinde açılabilir....