Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur....

    hukuki sebebe dayanmayan menfi tespit ve ipoteğin fekki davasının reddinin gerektiğini, Öncelikle menfi tespit ve ipoteğin fekki istemlerinin tefrik edilmesine, Menfi tespit davasının görevsizlik kararı verilerek ----- Asliye Hukuk mahkemesi'ne gönderilmesine, İpoteğin fekki davası yönünden hem görevsizlik hem de kesin yetki dolayısıyla yetkisizlik kararı verilerek ------- Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine, davanın reddine, Menfi tespit istemi yönünden takip çıkışının %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-ipoteğin fekki-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalı bankanın, müvekkilinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, ayrıca taşınmazı üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis ettiği genel kredi sözleşmesinden doğan borcun ödenmediği gerekçesiyle müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığını, kredi borcunun ödenmiş olmasına rağmen müvekkilinin icra tehdidi altında 25000 TL fazladan ödeme yaptığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile Tekirdağ 1....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.07.2010 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ve ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin fekki, menfi tespit ve kötü niyet tazminatı isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın menfi tespit yönünden kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyada tefhim olunan kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olduğu görülmüştür....

          Davacı vekili,müvekkilinin davalı banka lehine ipotekli taşınmazı kredi borcunu kapatmak suretiyle satın almak istediğini,banka tarafından verilen 05/03/2018 tarihli yazıyla dava dışı şirketin borcunun 80.000-TL olarak bildirildiğini, müvekkilinin taşınmazı satın aldığını, 06/03/2018 tarihinde davalı bankaya 80.000-TL ödeme yaptığını, fakat davalı bankanın ipoteği kaldırmadığını ileri sürerek menfi tespit ve ipoteğin fekki istemiyle açmış olduğu davada,ipotekli takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece menfi tespit davası ile ipoteğin fekki davasının birbirinden ayrı davalar olduğu, İİK m.72'deki sınırlamanın ipoteğin fekki davası için geçerli olmadığı, HMK m.389 vd. Şartların gerçekleştiği gerekçesiyle % 15 teminat mukabilinde taşınmazın paraya çevrilmesinin durdurulmasına karar verilmiştir....

            HD'nin 04/10/2012 tarih 2012/11818 Esas ve 2012/14352 Karar sayılı karar ile menfi tespit ve alacak talepleri yönünden genel yetki kuralları geçerli ise de ipoteğin fekki bakımından HMK m.12 gereği taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu, bu hususun mahkemece gözetilmemesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar verildiği, bu sebeple dosyanın mahalline iade edildiği ve bu kere ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ...Esas sayılı dosya üzerinden kayıt gördüğü, 05/11/2013 tarihli duruşmada verilen ara karar ile ipoteğin fekki talebi yönünden ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olması nedeniyle fotokopi oluşturulmak suretiyle dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderildiği, menfi tespit ve istirdat talepleri bakımından İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilip dosyanın ... 14....

              Şti. tarafından açılan ipoteğin fekki davasının reddine, davacı ... tarafından açılan ipoteğin fekki davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacılardan ... ipoteğin terkini ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, diğer davacı ...Ltd. Şti. borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece talep gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, menfi tespit konusunda davası bulunmayan ...'in talebinin reddine, ipoteğin fekki talebi bulunmayan ...Ltd. Şti.'nin ipoteğin fekki davasının reddine karar verilmesi 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2020 tarihli ve 2017/(19)11- 948 E., 2020/933 K.; 18.12.2018 tarihli ve 2017/3- 1526 E., 2018/1948 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit ve ipoteğin fekki davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen dosya davacısı vek. Av. ... ile asıl ve birleşen dosya davalısı vek. Av. ...’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe karşı açılan menfi tespit davasıdır. Birleşen dava ise takip dayanağı ipoteğin fekki davasıdır....

                  Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı bu nedenle alacaklıya dava açarken arabulucuya başvurma dava şartının tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağından menfi tespit davasında zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerekir. Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar nazara alındığında; ticari davalarda alacaklıya istirdat talebinde bulunması halinde arabulucuya başvurma zorunluluğu kabul edildiğine göre, menfi tespit davasında da öncelikli olarak bir alacağın varlığın tartışıldığı gözönünde bulundurulduğunda; menfi tespit davasında arabulucuya başvurma dava şartının yerine getirilmiş olması gerekir, aksi taktirde; hak arama konusunda eşitlik kuralı ihlal edilmiş olur. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. maddesiyle; mahkemelerin görevinin kanunla belirleneceği hüküm altına alınmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu