Asliye Ticaret Mahkemelerinin ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir. Bakırköy 3. Tüketici Mahkemesince, "...Somut uyuşmazlıkta, davalı ... İnş. Ve Tic.A.Ş. hakkında Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/917 Esas, 2020/311 Karar sayılı dosyası üzerinden 30.03.2021 tarihinde iflas kararı verildiği, Bakırköy ......
Somut olayda, davacının ipoteğin kaldırılmasını istediği taşınmazın Birecik ilçesi sınırları içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde dava dilekçesinde yer alan menfi tespit talebi yönünden taraflar arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerli olup, ipoteğin kaldırılması istemi yönünden ise kesin yetki kuralı bulunduğundan yetki sözleşmesi ile belirlenen yer mahkemesi yetkili olmayacaktır. O halde menfi tespit davası ve ipoteğin kaldırılması talepleri yönünden davaların tefrik edilmesinin düşünülmesi ve menfi tespit davası yönünden İstanbul .... Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmesi, ipoteğin kaldırılması istemi yönünden de Birecik Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili mahkeme sıfatıyla yargılamaya devam etmesi gerekmektedir."(Yargıtay 17.Hukuk Dairesi'nin 2013/19266 Esas 2013/18292 Karar sayılı ilamı) Somut olayda taleplerden biri ipoteğin kaldırılması talebidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi İpoteğin kaldırılması ve menfi tespit istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul 15. Asliye Ticaret ve Manavgat 1. Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava ipoteğin kaldırılması ve menfi tespit istemine ilişkindir. Manavgat 1....
e yapılan satış sırasında bakiye satış bedeli ödenmediği için konulan 13.000 TL miktarındaki ipotek nedeniyle davalının 2010/8561 Esas sayılı icra dosyasında 131.729,36 TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını belirterek takibin durdurulması, ipotek borcunun tespiti ve ipoteğin kaldırılması isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davacı aleyhine icra hukuk mahkemelerince verilmiş kesin hüküm bulunduğunu ayrıca 2010/8561 Esas sayılı icra dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin kesinleştiğini, 26.02.1972 tarihinde 15.000 TL bedel ile ...'e 4610 sayılı parselin satıldığını, ödenmeyen satış bedeli 13.000 TL için ipotek tesis edildiğini ve ... mirasçılarının 2012/220 Esas sayılı dava ile aynı konuda menfi tespit davası açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile ipotek borcunun 539,26 TL olduğunun tespitine, ipotek borcunun Küçükçekmece 4....
Mahkemece, her ne kadar taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması talep edilmiş ise de taşınmaz üzerindeki ipoteğin dava açılmadan önce kaldırıldığı, davalı şirketin yerleşim yerinin ... olduğu, HMK’nun 6. maddesi gereği mahkemenin yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında görülen menfi tespit ve ipoteğin fekki davasında fekki istenen ipoteğin dava dilekçesinde rakam hatası yapılarak 1568 ada 1 nolu parsel no:32 olarak bildirilmiş ise de taşınmazın ... ili ... ... Mahallesi 1563 ada 1 nolu parsel 32 nolu bağımsız bölüm olduğu, ipoteğin taşınmaz üzerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeden hatalı delil takdiri ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
ın davalı şirket adına yapacağı satışlardan doğabilecek her türlü müspet ya da menfi zararın tazmini olduğunu, ipotekli taşınmaz malikli ...'ın vefat ettiğini, müvekkili işten çıkartıldıktan sonra, taşınmaz üzerine tasarruf etmek isteyen varislerle birlikte ipoteğin fekkinin talep edildiğini, ancak uyulmadığını, ipoteğin resmi senedinde borca sebep olarak belirtilen herhangi bir menfi ya da müspet zararı olmadığı için işverenin ipoteği kaldırmamasının haksız olduğunu iddia ederek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, menfi tespit davasının şartlarının oluşmadığını, menfi tespit ile ipoteğin fekkinin birlikte açılmaması sebebiyle usülden reddi gerektiğini, müvekkili şirket adına tesis edilen bu ipoteğin, müvekkili şirkette 2012-2018 yılları arasında pazarlama elemanı olarak çalışan ...'ın şirket adına yapacağı satışlardan doğacak zararlara karşılık teminat niteliğinde olduğunu, ...'...
MUHALEFET ŞERHİ Yerel mahkemenin ipoteğin fekki davası yönünden verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğunu düşündüğümden saygıdeğer çoğunluğun menfi tespit davası için doğru olan kararını ipoteğin fekki davasına da teşmil ederek her iki dava yönünden bozma kararı oluşturmasına karşıyım.12.11.2015...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davanın açıldığı Muğla Asliye Ticaret Mahkemesince; Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ve ipoteğin fekki istemine ilişkin olduğundan ve yetkili mahkeme İİK 72/son maddesi uyarınca icra takibinin yapıldığı yer ya da davalının ikametgah mahkemesi olduğundan yetki ilk itirazının kabulü ile, mahkememizin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Dosyanın gönderildiği İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince; menfi tespit yönünden tefrik kararı verilmiş ve ipoteğin kaldırılması talebine ilişkin olarak, taşınmazın aynına ilişkin işbu davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerekmekte olup bu yetki HMK'nın 12/1.maddesi uyarınca kesin yetki hallerindendir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.03.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması ve menfi tespit istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; ipoteğin fekki talebi konusuz kaldığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına, menfi tespit isteminin kabulüne dair verilen 16.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 20.11.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
ın dava dışı şirketin genel kredi sözleşmesine olan kefaletinden davayı ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek ipotek kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin kaldırılması istemiyle eldeki davayı açımştır. Mahkemece davacı ile davalı arasında tüketici-satıcı ilişkisinin olmadığı gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 günlü ve 2014/1 sayılı kararı uyarınca Banka ve finans kuruluşlarından kullandırılan genel veya ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davaları sonunda verilen hüküm ve kararların,temyizen incelenme görevi 19.Hukuk Dairesinindir....