Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, menfi tespit ve haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini, dava dışı borçlu ... lehine tazminata hükmedildiğini, bu kararın temyiz edildiğini, İİK'nun 74/2 maddesine göre menfi tespit davasına ilişkin hükümlerin kesinleşmeden icraya konulamayacağını; ancak dosya kesinleşmeden icraya konulduğunu, daha sonra ... 1....

      DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 07/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2021 ... Asliye Ticaret Mahkemesinin .... tarih,...esas, ... sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP: Davacı vekili, müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığını ileri sürerek, çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece, menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi olduğu, arabuluculuk işlemi yapılmadan dava açıldığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını, bu konuda emsal içtihatlar çıktığını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, çekten kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir....

        İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemede ikame edilen menfi tespit davası tespit davası olup, kesinlikle kısmi de olsa eda davası olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının paranın ödenmesine yönelik alacak veya tazminat talebinde bulunmadığını ve yalnızca borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, menfi tespit davalarının bu yasal düzenlemenin dışında olduğunu ve zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını, davacının alacak veya tazminat talebini içermediğinden menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi tutulamayacağını, davanın usulden reddine karar verilmesinin hukuken hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... vd vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 09/05/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya arasında, davacı tarafından açıldığı anlaşılan Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/118 esasında kayıtlı menfi tespit dosyasına rastlanılmamıştır. Belirtilen menfi tespit dosyasının incelenmek üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir....

          Hukuk Dairesi’nce, çek istirdadı davasının aynı zamanda bir alacak davası olduğu, TTK’nın 797. maddesine göre talepte bulunulması nedeniyle mutlak ticari dava olduğu, bu nedenle TTK’nın 5/A maddesi gereğince arabulucuya müracaat edilmeden dava açılmasının mümkün olmadığı, menfi tespit davaları yönünden arabulucuya müracaat edilip edilmeyeceği hususu uygulamada tartışmalı olmakla birlikte menfi tespit davasında, davalının alacak iddiası bulunduğundan arabulucuya tabii olması gerektiği, menfi tespit davası devam ederken borç tahsil edildiğinde davanın re'sen istirdat davasına dönüştüğü, bu sebeple menfi tespit davasının bir alacak iddasını da içerdiği, aksi takdirde re'sen istirdat davasına dönen menfi tespit davasında yargılamanın ortasında arabulucuya gidilmesine karar verilmesi sonucunu doğacağı, bunun usul ekonomisine de uygun düşmeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada ... Asliye Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK.’nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ......

              HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır.Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

                Hukuk Dairesi’nin 2019/2568 esas ve 2019/2485 karar sayılı kararlarında, TTK’nun 5/A maddesine göre konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davanın konusunun dava dilekçesindeki talep sonucu esas alınarak belirlendiği, talep sonucunun bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğu, menfi tespit davalarının 6100 Sayılı HMK’nun 106. maddesi uyarınca tespit davası niteliğinde bulunduğu, dava sonucunda borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde bu hususta tespit hükmüne yer verildiği, menfi tespit davaları sonucunda verilecek kararlar eda hükmü içermeyeceğinden bu davaların açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı, bu nedenle TTK’nun 5/A maddesi uyarınca menfi tespit davası açılabilmesi...

                  Sayılı dosyası tarafından reddedilmiş ve bu karar taraflarınca istinaf edildiğini, HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeceğini, bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulduğunu, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hallerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerektiğini, oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek nitelikte olduğunu, ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu'nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşıldığını...

                    UYAP Entegrasyonu