Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kaynağını İİK'nun 89. maddesinden alan menfi tespit davasıdır....

    Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davası açılmış, anılan mahkemece 2012/698 E. 2013/101 K. sayılı 26.03.2013 tarihli birleştirme kararı verilmiştir. Mahkemece tüm deliller birlikte değerlendirilerek, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, takibe konu yapılan alacağın davalının kefil olarak yer aldığı 29.08.2006 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığı, aksine davalının (birleşen davada davacı) kefil olarak bulunmadığı 26.02.2009 tarihli ve sonraki tarihli sözleşmelerden doğduğu, böylece davalının (birleşen davada davacı) takibe konu borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle asıl davanın ve davalının tazminat talebinin reddine, birleşen menfi tespit davasının kabulüyle, birleşen dava davalısı banka tarafından yürütülen takipten ötürü davalı (birleşen davada davacı) borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı (birleşen davada davalı) vekilince temyiz edilmiştir....

      Dava; kaçak elektrikten kaynaklı menfi tespit ve manevi tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; Davalının kaçak tespitine ilişkin video kaydı sunmadığı, bu itibarla kaçak kullanımın ispatlanamadığı gerekçesi ile menfi tespit talebinin kabulüne, manevi zarar oluşmadığından, manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir....

        Hukuk Dairesinin 2014/5192 Esas, 2015/2235 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; haksız takibe dayalı maddi tazminat istemlerinde, takibin haksız olduğunun sabit olması yeterli olup davalının tazminat ile sorumlu tutulması için kötüniyetli olması gerekmemektedir. Öte yandan, menfi tespit davasına konu olan kötüniyet tazminatı, icra hukukuna özgü götürü bir tazminat niteliğinde olup, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş olması, genel hükümlere dayanılarak açılan, gerçek zararın tazminine yönelik davalar yönünden engel oluşturmamaktadır. Somut olayda davaya konu icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı tespit edildiğine ve buna ilişkin karar kesinleştiğine göre; yapılan takibin haksız olduğu sübuta ermiştir. Yargıtay kararlarıyla haksız haciz/takip dosyalarında manevi tazminat için benimsenen kötüniyet koşulunun maddi tazminat için de aranması uygun değildir....

          HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

          Kötüniyet tazminat talebinin, menfi tespit talebinin ferisi olduğu, ayrıca harçlandırılmadığı müddetçe harca esas değerde ve yargılama giderlerinin belirlenmesinde dikkate alınmayacağı ve bu talep yönünden taraflar lehine ve aleyhine vekalet ücreti hükmedilemeyeceği değerlendirmekle yargılama giderleri hesaplanmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacının menfi tespit talebinin KABULÜ ile İzmir ......

            Şti yönünden davacının menfi tespit ve istirdat isteminin kabulüne, menfi tespit davasının devamı sırasında ödenen 40.000TL bedel yönünden İİK'nun 72/7. maddesi uyarınca davanın istirdat davasına dönüşeceği gözetilerek 40.000 TL'nin davalı .... Şti. 'den alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar.... Ve San. Ltd. Şti. ile davalı ... açısından ise menfi tespit ve istirdat isteminin reddine,davalı ... açısından tazminat talebi ile ilgili olarak çek icra takibine konulmadığından ve icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden koşulları oluşmayan tazminat talebinin İİK'nın 72. maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; İcra İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/80 KARAR NO : 2021/642 DAVA : MENFİ TESPİT (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/09/2018 KARAR TARİHİ: 17/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalının müvekkilleri hakkında ----- alacak---- ancak müvekkillerinin böyle bir borcunun bulunmadığını--- davalının müvekkili ... adına senet tanzimini talep ettiğini, diğer davalı ....--- kefil olarak imzasının alındığını, --- borcu farklı tarihli banka havaleleriyle ödemesine rağmen davalının takip yaptığını, bu nedenlerle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin durdurulmasına, ödeme emrinin iptaline, davalının %20 tazminat ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, bonoya dayalı menfi tespit ve tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 4.5.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu