Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının bonoda avalist olması nedeniyle aleyhine icra takibine girişilmiş isede, kendisine ödeme emri gönderilmediğinden hakkındaki takibin kesinleşmediği, böylece menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve koşulları oluşmadığından dolayı davalının tazminat isteminin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir İİK 72/1.maddesinde "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açabilir." denilmektedir. Somut olayda davacı taraf takibe dayanak yapılan bonoda avalist olarak yer almakta olup, takip tarihinden önce muaccel hale gelmiş bonodan dolayı herhangi bir takip başlatılmamış olsa bile İİK 72/1.maddesi hükmü de birlikte değerlendirildiğinde, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının mevcut bulunduğunun gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir....

    İNŞAAT YAPIM SÖZLEŞMESİNİN FESHİ NEDENİYLE MÜSPET VE MENFİ ZARAR VE MANEVİ TAZMİNAT ALACAĞI 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 106 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 158 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi nedeniyle müspet ve menfi zarar ile manevi tazminat alacağının tahsili istemlerine ilişkindir....

      Davalı vekili; beşeri hatadan kaynaklanan bir sebep nedeniyle icra takibi yapıldığını, davacı tarafından menfi tespit davası açıldığını, menfi tespit davasında banka kayıtlarında yapılan incelemede bu durumun fark edildiğini ve durumun mahkemeye bildirildiğini, aynı zamanda davacınınkapsamında negatif kayıtlarında yer alan kayıtların silindiğini ve icra takibinden vazgeçildiğini, ancak davacının işbu dosyadaki taleplerinin kabul edilemeyeceğini, iddialarının ispata muhtaç olduğunu, bu konuda herhangi bir delil sunulmadığını, davacı ile eşi arasında boşanma davası olmadığı gibi, davacının eşinden şiddet gördüğüne ilişkin bir cezai soruşturmanın da bulunmadığını, bu iddiaların tamamen soyut söylemler olduğunu, menfi tespit davası ikame edildikten sonra kendisine herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

        borçlu olmadığından davanın kabulü ile davacının kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları ile davalının icra inkar tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu....

          Davacı takip borçlusunun, icra dosyasında alacağı temlik alan davalı hakkında açmış olduğu menfi tespit davasında, yargılama sırasında davalı takip alacaklısının alacağını dava dışı Hakan Yıldızhan'a temlik ettiği, mahkemece davacıya davaya T3 yönünden tazminat davası olarak mı, yoksa temlik alan Hakan Yıldızhan'a menfi tespit davası olarak mı devam edeceğine ilişkin beyanda bulunmak üzere süre verildiği, davacı vekilince davanın T3 yönünden menfi tespit davası olarak devam edilmesinin talep edildiği, bu davalının takip alacağını üçüncü bir şahıs Hakan Yıldızhan'a temlik etmesi nedeniyle, davacının temlik eden davalı T3 hakkındaki davasını menfi tespit davası olarak devam ettirmesinde hukuki yararının kalmadığı, HMK'nın 125/1- b maddesine göre, davalı hakkında tazminat davası olarak devam edebileceği ancak tazminat davası olarak devam ettirmeyip, menfi tespit davası olarak devam ettirdiği, bu durumda davalı hakkındaki menfi tespit davasında davacının hukuki yararının kalmadığı, hukuki...

          HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

            DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 03/12/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 06/12/2021 Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2019 tarih, .....................

              Davalı vekili; davacı istemlerinin zamanaşımına uğradığını ve ayrıca yanlar arasındaki alışveriş nedeniyle müvekkilince satılan malların bedeline karşılık davacıdan çekler alındığını ve ayrıca müvekkili yararına ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine takiplere girişildiğini, davacı yanca yapılan takiplere karşı menfi tespit davalarının açıldığını ve halen derdest bulunduğunu, davacı istemlerinin hukuki dayanağı olmayıp, müvekkilinin alacağının tamamen tahsil de edemediğini bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalı yanca girişilen takiplerin sonrasında davacı tarafından açılan menfi tespit davaları neticesinde davacının kambiyo takibi ve ipotekli takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilerek anılan hükmün Yüksek 19....

                Mahkemece menfi tespit davasının kabulü, manevi tazminat davasının kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün menfi tespit davalarını arabulucuk dava şartına tabi tutmadığı da anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu